Sultan Abdülhamid'e göre Osmanlı'nın kuruluş tarihi

"Prof. İnalcık tarihi mi değiştiriyor?" başlıklı yazım üzerine Prof. Ahmed Akgündüz, bir makalesini göndermiş.


"Osmanlı ne zaman kuruldu?" tartışmalarına ışık tutacak bilgiler içeriyor. Yeni nesil tarihçilerin önde gelen isimlerinden biri olan Prof. Akgündüz halen Rotterdam İslam Üniversitesi'nin rektörü olarak görev yapıyor. Sultan Abdülhamid döneminde "Eğitim Bakanlığı", Osmanlı'nın tam kuruluş tarihini tespit için Tarih-i Osmani Encümeni'ne başvuruyor. Onlar da tarihçi Efdalüddin'i görevlendiriyor. Efdalüddin, kaynakçası bulunmayan 1847 tarihli Salname'ye dayanarak resmi kuruluş tarihini 27 Ocak 1300 olarak belirliyor. Selçuklu Sultanı'nın 1299'da azlinden sonra serhat uç gazilerinin Osman Gazi'yi bu tarihte tahta oturttukları kabul ediliyor. Sultan Abdülhamid döneminde Osmanlı'nın kuruluş kutlamaları için bu tarih temel alınıyor. "Osmanlı" kimliğine büyük önem veren Abdülhamid, o dönemde Ertuğrul Gazi türbesini, Çelebi Mehmet Mescidi'ni onartıyor. Osman Gazi'nin annesi (kimi kaynaklarda anneannesi) Hayme Ana'nın türbesini de yaptırıyor. Sultan bu bölgede yaşayan Karakeçili aşiretini de "akrabası" kabul ediyor. Onlardan 200 kişilik Söğüt Muhafız Alayı kurduruyor. Kendi güvenliğini onlara teslim ediyor. Prof. Akgündüz'ün çalışması, İnalcık Hoca'nın "Osmanlı 1302'de Yalova'da kuruldu" teziyle çatışıyor. En az onun kadar da inandırıcı... Kısacası, Osmanlı'nın kuruluş tarihi tam bir bilmeceye döndü. ** Dava düşürülemeyince tanıklar düşürülüyor Türkiye hassas bir demokrasi sınavından geçiyor. Fail-i Meçhul cinayetler, suikastlar, darbeler yargı önünde. Ancak son günlerde art arda garip gelişmeler oluyor. HSYK, "korsan liste" ile Ergenekon ve Fail-i Meçhuller gibi kritik davaların savcı ve hâkimlerine müdahale etmeye çalışıyor. Her iki davanın kritik tanıkları birer birer saf dışı kalıyor. Fail-i Meçhuller davasında hakkında 9 kez müebbet istenen JİTEM eski görevlisi Albay Cemal Temizöz hakkında şahitlik yapan 3 "tanık" da arka arkaya ifadelerini geri çekti. Tehdit edildikleri, ifadelerinden dolayı kendileri de ceza görecekleri ve rüşvet aldıkları gibi farklı iddialar var. Ancak hatırlatmakta fayda var. Ağır ceza davalarında tanıkların ifadelerini geri çekmesi, hiçbir şeyi değiştirmiyor. Hatta onları destekleyen başka deliller varsa, ifadelerin değerinin artmasına neden oluyor... Benzer bir durum, Ergenekon davası ile birleştirilen Danıştay saldırısının iki kilit ismi için de geçerli. Tetiği çeken Alparslan Arslan'a talimatı emekli Tuğgeneral Veli Küçük'ün verdiğini iddia eden Osman Yıldırım, "psikolojik sorunları olan, ifadesi geçersiz" biri haline getirilmek üzere hastaneye sevk edilmiş. Danıştay saldırganı Alparslan Arslan da benzer bir rapor alıp, beraat etmek için uzun uğraşlar vermişti. Dedik ya, tarihi bir döneme "tanıklık" ediyoruz. Dava düşürülemeyince, tanıklar bir bir düşürülüyor.
<< Önceki Haber Sultan Abdülhamid'e göre Osmanlı'nın kuruluş tarihi Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER