İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, bir kısım sanık ve avukatlarının, mahkemenin bir üyesi ve heyetin tamamının reddine yönelik taleplerini ise kabul etmedi. Ben yazının başına oturduğumda HSYK’nın toplantısı da devam ediyordu... * * * Bu arada... Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nda görevli iki amirale suikast planlandığı iddiasıyla ilgili olarak Gölcük’te görevli iki teğmen tutuklandı. Hatırlayacaksınız, aynı soruşturma kapsamında gözaltına alınan teğmenler Sinan Efe Noyan, Faruk Akın ve Alperen Erdoğan, yasadışı örgüt üyesi oldukları iddiasıyla tutuklanmış; Levent Çakın ise uyuşturucu kaçakçılığı suçundan tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmıştı. * * * Suikast planladıkları iddiasıyla tutuklanan üç teğmenin, Poyrazköy cephaneliği soruşturmasında adı geçen Levent Bektaş ile bağlantılı oldukları, suikast planını iki albaydan aldıkları, planın arkasında ise MİT raporunda Karargáh Evleri yöneticisi olduğu belirtilen Amiral R’nin yer aldığı da iddialar arasında... Teğmenlerin Ergenekon soruşturmasına destek verdiği gerekçesiyle Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Metin Ataç ile yerine geçmesi beklenen Ufuk Yiğit’i hedef seçtikleri de yazılıp çizilmekte... * * * Diplomasını yeni almış bir teğmen, oramiralleri niye vurmak ister ki? Rivayet muhtelif... Suikast planının arkasında yer aldığı ileri sürülen Amiral R’nin, kendisine ait olduğu öne sürülen ve internete düşen ses kaydında, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Metin Ataç’ın atadığı yeni görevinden rahatsızlığını ‘meslek onuruyla kimseyi oynatmam. Pırlantayı alıp yere attı herifler ya! Bunu kabul edemem’ dediği iddia olunmakta... Gene... Teğmenlerin suikast planında ‘yönlendirmeyi yaptığı’ iddia edilen iki albaydan T.D’nin, Poyrazköy cephaneliğine ilişkin Ergenekon Savcısı Zekeriya Öz tarafından sorgulanan 8 albaydan biri olduğu, Albay O.Y’nin ise bir süre önce internete düşen ses kaydında ‘Ergenekon’un intikam yeminini yaptığı’ da tevatürler arasında... Ama gene de tüm bunlar bana bir teğmenin bir amirali neden vurmak istediğini açıklamıyor... * * * Sadece suikastçı teğmenler iddiası değil... Aslında dün ve son zamanlarda olan tüm gelişmeler de, çağın geldiği noktadan Türkiye’ye bakıldığında anlaşılır gibi değil. Yabancı gözlerle olup biteni izleyenler, ücra bir köşedeki aşiret savaşlarından söz ediliyor sanabilir. Peki neden? * * * Acaba dedim, dün yayımlanan Dünya Ticaret Örgütü’nün ‘Dünya Ticaret Raporu’, bu ‘nedeni’ açıklayabilir mi? Söz konusu raporda dünyanın emtia ticaretinde önde gelen ihracatçı ve ithalatçı ülkeleri 2008 rakamlarına göre sıralandı. Listenin birinci sırasına 1 trilyon 465 milyar dolarlık ihracatıyla Almanya yerleşti. Almanya 2008’de dünyadaki ihracatın yüzde 9.1’ini yaptı. İkinci Çin 1 trilyon 428 milyar dolar, üçüncü ABD ise 1 trilyon 301 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirdi. En büyük ithalatçı ise ABD oldu. ABD dünya ithalatından 2 trilyon 166 milyar dolarlık pay aldı, aldığı payın oranı ise yüzde 13.2 olarak hesaplandı. ABD’yi Almanya, Çin, Japonya ve Fransa izledi. Türkiye ise genel emtia ticaretinde ihracatçılar sıralamasında ilk 30’un dışında kaldı. * * * Türkiye ithalatçılar sıralamasında ise 20’nci oldu. Türkiye, 202 milyar dolarlık ithalatı ile dünya ithalatının yüzde 1.2’lik bölümünü aldı, ithalatı 2007’ye göre de yüzde 19 arttı. Bir ülkenin ithalattaki performansı, ihracatta görülmüyor ise bu kaotik bir görüntüye ya da teğmenlerin amirallere suikast düzenlemesine neden olabilir mi? Aklımın bu noktaya takılması boş yere değil, ihracatta önde gelenlerde devlet içi kavgaları ve amirallere suikast düzenlenmesini pek görmüyoruz da. Ama gene de, sorunun doğru cevabını bilemedim, işin içinden de çıkamadım... Teğmenler, amiralleri niye vurmak ister ki?