...tarihsel bir törenle
imzaları dün Ankara’da atılan
Türkiye-
Bulgaristan-
Romanya-
Macaristan-
Avusturya güzergáhında inşa edilecek
Nabucco Projesi’nden başlayalım.
Tabii, bu projenin ‘görünmeyen patronunun’ ABD olduğunu ve Nabucco ile uluslararası sistemin yeniden inşa edildiğini de hemen vurgulayalım.
***
Toplam uzunluğu, besleme hatları dáhil 3 bin 282 kilometre olan Nabucco
boru hattının, bin 998 kilometresi Türkiye’den geçecek.
Ana Nabucco hattının ise bin 558 kilometresi Türkiye, 392 kilometresi Bulgaristan, 457 kilometresi Romanya, 388 kilometresi Macaristan, 46 kilometresi de Avusturya’da yer alacak.
Nabucco hattının öncelikle
Azerbaycan ve
Türkmenistan kaynaklarıyla doldurulması amaçlanırken, uzun vadede de
Irak,
İran,
Mısır ve
Rusya’nın da bu sistemi beslemesi isteniyor.
***
Proje görüşmeleri 2002 yılında başlamıştı...
2004 yılında Nabucco Gaz Boru Hattı Şirketi olarak kurulan projede, BOTAŞ (Türkiye), Bulgargaz (Bulgaristan), Transgaz (Romanya), MOL (Macaristan), OMV (Avusturya) ve RWE (
Almanya) olmak üzere 6 paydaş bulunuyor.
Toplam 7,9 milyar
Euro’luk proje maliyetinin yüzde 30’u paydaşlar tarafından kendi öz sermayeleriyle karşılanacak. Bu da her ortak için 400 milyon Euro anlamına geliyor.
***
2011 yılında inşasına başlanması öngörülen doğalgaz
boru hattı projesi sayesinde Türkiye’ye yaklaşık 5 milyar dolarlık yatırım yapılacak, 5 bin kişiye iş imkánı sağlanacak.
Belki daha da önemlisi
AB Komisyonu Başkanı Barroso’nun ifade ettiği gibi proje sayesinde, Türkiye ile
Avrupa Birliği’ne üye ülkelerin, karşılıklı
dayanışma, karşılıklı eşitlik ve karşılıklı
bağımlılık ilkelerine dayalı bir anlaşmaya varmaları...
Ve bunun sonucunda
Başbakan Erdoğan’ın altını çizdiği ‘sadece enerji noktasında bakıldığında bile, Türkiye’nin, AB’nin üyesi olması gerektiği, net bir şekilde ortaya çıkacaktır’ mesajı...
Tabii AB-Türkiye ilişkilerini yukarıdaki mesajlar ışığında Nabucco projesi üzerinden okumak da, uluslararası sistemin yönünü iyi anlamak açısından önemli...
Projenin bir ‘hayal’ olduğunu, alışverişin ‘talep’ yanını örgütlerken ‘arz’ yanının belirsizliğini koruduğunu, AB’nin doğalgaz sorununu çözmeye yönelik olduğu ama Türkiye’ye fazla bir katkısı bulunmadığı gibi birçok
eleştiri olduğunu da anımsatalım.
***
Nabucco’da imza aşamasına gelinmesiyle Rusya’nın da hareketlendiğini...
Rus doğalgaz devi Gazprom’un,
Güney Akım
doğalgaz boru hattı projesinin uygulanmasını hızlandırmak amacıyla 15
Mayıs Cuma günü dört ortak ülkenin önde gelen enerji şirketleriyle anlaşmalar imzaladığını da belirtmeden geçmeyelim.
İtalya Başbakanı Silvio
Berlusconi ile ‘
Güney Akım’ doğalgaz boru hattının kapasitesinin 31 milyar metreküpten 63 milyar metreküpe çıkarılması ile ilgili anlaşmanın imzalanmasının ardından ortak bir
basın toplantısı düzenleyen ve temelde Nabucco’ya karşı olmadıklarını anlatan Rusya Başbakanı Putin şu tespitlerde bulunmuştu:
‘Burada iki önemli konu var. Birincisi arzın güvenilir olması gerekiyor. İkincisi de verimlilik. Bizim projemizde gaz da, verimlilik de var. Nabucco’ya gelince, milyarlarca dolar harcayıp, boru hatlarını döşedikten sonra doğalgazı nereden bulacağınızı düşünmeniz gerekiyor. Bu projenin uygulanabileceği konusunda bir
inanç varsa,
Allah yardımcıları olsun. Biz buna karşı değiliz, engellemeyiz de.’
***
Beyaz Saray’da zenci bir başkan oturmakta...
Anlamak isteyene bu, dünyanın nasıl bir hızla değiştiğini zaten gösteriyor...
Dün imzaları atılan Nabucco da, kurulmakta olan o yeni dünyaya ait önemli bir proje...
Uluslararası sistemin yeniden inşasına yönelik bir proje de diyebilirsiniz...