Bunların ne kadarı Türkiye’den, bunu bilemiyoruz...
Ama rakamın büyük sayılara ulaştığına şüphe yok.
Google+' class='textetiket' title='Google haberleri'>Google
arama motoru, özel günlerde logosunu değiştiriyor...
Örneğin, geçen 21 Kasım’da logosuna Belçikalı gerçeküstücü
ressam René Magritte’i koymuştu.
Baktım,
Cuma günü de 10 Temmuz 1856
doğumlu Nicola Tesla için aynı şeyi yapmış.
* * *
Tesla, tarihin en büyük
mucitlerinden biri kabul edilmekte...
10 Temmuz 1856’da Smiljana,
Hırvatistan’da doğan Tesla’nın unvanları fizikçi, mucit,
makine mühendisi ve elektrik mühendisi olarak geçiyor.
Alternatif akımı keşfederek günümüzdeki en büyük icatların yapılmasına neden olan Tesla, radyodan X ışınlarına, mikro dalga fırından florasan lambaya, hız ölçerden otomobillerdeki ateşleme sistemine ve elektron mikroskobuna kadar çok önemli icatların ilk planlayıcısı... Buna
radar da dahil...
İsmi sık sık ampulün mucidi Edison ile anılan Nicola Tesla’nın icatları arasında, bugün sıklıkla telaffuz ettiğimiz kablosuz elektrik enerjisi aktarımı da var...
Hayranları tarafından ‘Edison pazarlamacı, Tesla ise mucitti’ cümlesiyle tanımlanan Nicola Tesla için açılmış bir de online müze bulunuyor...
* * *
Çok merak ettim, acaba Google’a girip de adını bilmeyenlerden kaç kişi Tesla’yı merak etti?
Ve kaçı bizim buralardandı?
Maalesef çok kişi olmasa gerek...
Çünkü doğumunun 153. yıldönümünde onu hatırlayan ve bir kez daha anlatan ‘Tanrı onu ‘yaratsın’ diye yaratmıştı’ başlıklı tek habere sadece
Taraf Gazetesi’nin arka sayfasında rastladım:
‘Tarihin gördüğü en gizemli dáhilerden elektriğin babası Nikola Tesla, doğumunun 153. yılında unutulmadı.
Dáhilik ve delilik arasındaki ince çizgide ettiği raks ile adını tarihe kazıyan Nikola Tesla’nın 153.
doğum günü unutulmadı. Bugün Hırvatistan topraklarında kalan bir köyde doğan
Sırp papazın oğlu, babasına karşı direnerek başladığı hayat mücadelesinde hiçlikten başlayıp milyonerliği tattıktan sonra yine bir ‘hiç’ olarak ölmüştü. Vefatından 66 yıl sonra
Ergenekon iddianamesine girmeyi başarmasına çok da şaşırmamalı, ne de olsa Tesla, imkánsızlıkların babasıydı. Başkaldırısının manifestosunu bilimle yazmıştı.
1894’te cebindeki 4 centle ayak bastığı Amerika’da başta
çukur bile kazsa, yaptığı icatlar nedeniyle 32’sine geldiğinde milyonerdi. Thomas Edison ile giriştiği
rekabet, bilim tarihine ve
patent enstitüsüne
tescil edilen onlarca buluşu beraberinde getiriyordu. Edison’ın yer yer ayağını kaydırmak istediği dahi, 1912’de ikisi arasında paylaştırılan
Nobel Ödülü’nü reddedecekti.
Hayatını keşfetmeye adayan aseksüel dahi, son yıllarında inzivaya çekilmişti. Parka gidip güvercinleri beslemeyi adeta kendisine görev belleyen Tesla gidemediğinde onları evinde
misafir ediyordu. Kuşlardan gri benekli beyaz olanla kendi yaşamının aynı gün sonlanacağını söylüyordu. 7 Ocak 1943’te hizmetçisi tarafından ölü bulunduğunda etrafı güvercin doluydu ancak Tesla’nın en çok sevdiği kuş yoktu.’
* * *
Tesla’yı hiç merak etmeyen ama ‘küresel krizden’
mağdur pek çok kişi var...
Ama bu krizin temelinde ‘sanayi çağından bilgi çağına geçişin’ keskin sarsıntısı yatmakta...
Yeni dönemde hayata ‘beyinsel yaratıcılıktan’ bakamayanlar iş hayatında daha da zora düşecekler, hatta silinecekler...
Bir anlamda her
işadamı entelektüel olma zorunda artık...
Çünkü yeni çağın evsafı bu.
Buna uymayanın kaybetmesi kaçınılmaz...
Bu nedenle Tesla’yı merak etmeyenler, yeni dükkán da açmasınlar...