Nedir bu İsrail alerjisi?

Çok garip bir durumla karşı karşıyayız.


Filistin savaşının en yoğun yıllarında dahi, böylesine bir İsrail alerjisi yoktu. Aksine, açıkça söylenmese dahi, toplumda gizli bir İsrail sempatisi bile vardı. Arapların sürekli yenilmesi, İsrail’in gücü, kızgınlık değil, birçok kesimde hayranlık dahi yaratmıştı. Peki şimdi ne değişti de, bu hale geldik. Bunca yıldır toplumumuzun algılamalarını, iniş çıkışlarını izlerim, ancak şimdiye kadar böylesine bir gariplikle karşılaşmadım. Sözünü ettiğim gariplik, İsrail kompleksi mi yoksa İsrail alerjisi mi dersiniz bilemem, ancak giderek artan bir İsrail karşıtlığı ile karşı karşıyayız. Buna “paranoyaya varan bir kuşku” dahi diyebiliriz. Fazla uzaklara gitmeyelim. Mayın tartışmasında, resmen adı dahi geçmeyen, işe talip bile olmamasına rağmen, sınır boyunun İsrail’e peşkeş çekileceği ileri sürüldü. İşin garip yanı tüm iddialar doğruymuş gibi bu konu haftalarca ülkenin her kesiminde ciddi şekilde tartışıldı. Mayın oturumu sırasında, tamamen başka bir konuyu görüşmek üzere, CHP’li Şahin Mengü’yü ziyarete gelen İsrail Büyükelçisi Gabby Levy bir anda medya’da “İsrail meclisi kuşattı” manşetlerinin atılmasına yol açtı. İnanılır gibi değil... Eskiden böyle bir durum yoktu. Hatta bu toplumun içinde, pek açıkça ve yüksek sesle söylenmese dahi, avuç içi kadar bir ülkenin koskoca Arap dünyasını, girdiği her savaşta yenmesi, çölün ortasında bir cennet yaratmasına gıpta edilirdi Filistin direnişçilerine o dönemlerde Türk devleti Amerikalılar gibi “terörist” derdi. Terör olaylarına İsrail’lilerin etkili müdahaleleri de beğeni kazanırdı. Hatta, İsrail’in Lübnan’ı işgali, Filistin’lileri sürgüne yollamaları dahi bugünkü kadar tepki toplamazdı. Son 1-2 yılda durum değişti. NEREDEYSE HERŞEYİN ALTINDA İSRAİL ARAR OLDUK Nedenlerini araştırdım ve şu temel verilerle karşılaştım: 1. İsrail’in Filistinlilere sert ve katı muamelesine karşı, uluslararası kamuoyunda artan tepkilerin Türk kamuoyuna da yansıması... 2. Özellikle son Gazze operasyonundaki gaddarca müdahalenin, TV’ler aracılığıyla insanlar üzerindeki derin tepkisi ve “artık yeter” hissinin hemen her kesimde yaygınlaşması... 3. Türkiye’de özellikle son yıllarda Sabetay’cılık ile ilgili kitap-makale ve TV programlarının inanılmaz derecede artması ve tüm komplo teorilerine ya bu grubun veya İsrail’in dolaylı şekilde sokulması. Ulusalcıların, tüm uluslararası olaylarda, dincilerin ise dini açıdan İsrail’in parmağını görmelerinin, bu ülkenin imajını bozması... 3. AKP’nin İsrail’e karşıt bir tutumu olmamasına, tam aksine Başbakan’ın bu konuda özel bir duyarlık göstermesine rağmen, partinin yerel yöneticilerinin Milli Görüş kökeninden gelen ve genlerindeki İsrail karşıtlığını engelleyememesi... 4. Başbakan’ın Davos’ta, İsrail Cumhurbaşkanı Peres ile “one minute” tartışmasınn kamuoyundaki etkisi... Tabii bu listeyi uzatabilirsiniz, ancak genel çizgiler bunlar. Peki şimdi ne olacak? TÜRKİYE’NİN ÇIKARI İSRAİL İLE YAKIN İLİŞKİ GEREKTİRİYOR Kaygılanmakta yarar var, zira bu tempoda devam edilirse, bir süre sonra Yahudi vatandaşları da bu olumsuz havadan etkilenecekler ve Türkiye’yi terketme süreci dahi başlayacaktır. Şu anda dahi, Yahudi tanıdıklarla konuştuğunuzda aşırı rahatsızlığı hissedebiliyorsunuz. “Bizi hala öteki gibi görüyorsunuz” diyorlar. Oysa eskiden hiçbir zaman böylesine tepki göstermezlerdi. Şimdi giderek yabancılaşan bir ortamdan söz eder oldular. Türkiye’nin uzun vadeli çıkarları ise İsrail ile iyi ilişkileri sürdürmeyi, Yahudi vatandaşlarına da sahip çıkmayı gerektiriyor. Gidişi değiştirmek hem Türkiye’deki iktidarlara, hem de İsrail’in genel tutumuna bağlı. Yani herşey bizden kaynaklanmıyor. 1. İsrail, Filistin’e yönelik yaklaşımını aynen sürdürdükçe, başka yerlerde olduğu gibi, Türkiye’deki imajını da düzeltemeyecektir. Temelde, İsrail’in atması gereken önemli adımlar vardır. Gazze’de yaşananların tekrarı, yerleşim bölgelerini sürekli genişleterek Filistinlilere hiç bir hak vermeyen, topraklarını küçülten bir politika uygulamak, İsrail’i her geçen gün daha güç bir duruma sokacaktır. 2. Türkiye’yi yöneten iktidarlar da, bu gidişin kendileri açısından ne kadar tehlikeli olduğunu görmeli ve özellikle tüm politikaların tek seçicisi durumundaki Başbakan’ın, Yahudi vatandaşların gönlünü alacak sembolik jestler yapması ve İsrail ile ilişkilerde zaman zaman beliren sertliklerden kaçınması gerekiyor. Türkiye ile İsrail, bu bölgenin laik ve demokratik iki ülkesidir. Birbirlerinin önerilerini anlayışla karşılamak, birbirlerini kırmadan yaşamak zorundadırlar.
<< Önceki Haber Nedir bu İsrail alerjisi? Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:  
ÖNE ÇIKAN HABERLER