Başlığın hemen altında ise şu satırlar yer aldı:
" ABD’den Türkiye’ye dönüş planları yapan Fethullah Gülen hakkında, “örgüt kurmak” suçlamasıyla yaklaşık bir ay önce sürpriz bir soruşturma başlatıldığı ortaya çıktı. Milliyet’in aldığı bilgiye göre, bir suç ihbarını değerlendiren Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Gülen hakkında yeni bir soruşturma başlattı.Başsavcı Vekili Hamza Keleş, özel yetkili Ankara Cumhuriyet Savcısı Cemil Tuğtekin’i Gülen hakkındaki soruşturmayı yürütmekle görevlendirdi.
Haberin doğruluğuna
destek vermek için de, Savcı Tuğtekin'e sorulduğu, Tuğtekin'in de
"Biz görevimizi yapıyoruz" cevabını verdiği de habere eklenmiş.
Böylece ortaya habercilik açısından
"görünüşte" dört dörtlük bir haber çıkmış.
***
Milliyet Gazetesi bir zamanlar Türkiye'deki gündemi belirleyen önemli
gazetelerdendi.
Efsane gazeteci Abdi İpekçi'nin yayın çizgisini belirlediği ve 25 yıl boyunca yönettiği Milliyet,
1
Şubat 1979 tarihinde İpekçi'nin öldürülmesine kadar Türkiye'deki tüm entellektüellerin ve üst dzey yöneticilerin takip ettiği bir gazete oldu.
İpekçi, "haberde birisi suçlanıyorsa, mutlaka kendisine ulaşılmalı ve söyledikleri habere eklenmeli" prensibiyle Bab-ı
Aliye bir
"doğruluk" ekseni kazandırmıştı.
Bu prensibi yöneticilik yaptığı 25 yıl boyunca taviz vermeden uygulamıştı.
***
Yukarıdaki habere baktığımız zaman, İpekçi'nin eşsiz doğruluk prensibinin uygulanmadığını rahatlıkla görebiliyoruz.
Neden uygulanmamıştır?
İyi tarafından bakılırsa, suçlanan kişiye ulaşılamamıştır veya suçlanan kişi konuşmak istememiştir.
Böyle bile olsa, haberde bunların da belirtilmesi gerekirdi.
Ama belirtilmemiş.
Burada suçlanan "Sayın
Fethullah Gülen olduğu için, Sayın Gülen'in hem kendisine, hem de avukatlarına çok rahat ulaşılabileceğini tüm basın mensupları çok iyi bilirler.
Demek ki, özellikle böyle bir girişimde bulunulmamış.
***
Ve haber kısa sürede yalanlandı.
Çünkü kasıtlı yapılmıştı.
Sayın Gülen hakkında bir ihbarda bulunulduğu, bununla ilgili bir soruşturma yapıldığı ancak kovuşturmaya gerek bir durum olmadığı
30
Ekim 2008 tarihinde
Cumhuriyet Savcısı Cemil Tuğtekin imzası ile karara bağlandığı belgesiyle açıklandı.
***
Abdi İpekçi'nin ölümünün üzerinden otuz sene geçti..
İpekçi öldükten hemen sonra Milliyet'i
Aydın Doğan aldı. Üç senedir de yayın yönetmenliğini Sedat
Ergin yapıyor.
Son yıllarda yerlerde sürünen imajını düzeltmek için Milliyet, onlarca atılımlarda bulundu.
Ama hiçbirisi başarılı olamadı.
Sayın
Sedat Ergin, eğer yönettiğiniz gazetenin eski günlerine dönmesini istiyorsanız, sırrı Abdi İpekçi'nin "doğrulatma" prensibidir.
Biesin ki, bu
yalan haberler, gazetene büyük zarar veriyor, ama sizin gibi efendi bir insana daha fazla zarar veriyor.
Yazık...