Son ABD
seçimleri de gösterdi ki,
anket şirketleri seçim sonuçlarını doğruya yakın hesaplayabiliyorlar.
ABD’li anketçilerin tahminleri artı-eksi bir oranında isabet kaydetti.
Bu arada
“sürpriz” bekleyenler de hüsrana uğramış durumda.
Anketlerde Demokratların önde olduklarını görmelerine rağmen
-içten içe Cumhuriyetçilerin kazanmasını isteyenler- ABD
derin devletinin son anda devreye gireceğine ve sihirli bir dokunuşla seçim sonuçlarını değiştireceğine inanıyorlardı.
Ama olmadı.
Derinlerdeki devletin o
”sihirli eli” seçim sonuçlarını değiştirmek bir yana, aradaki bâriz puan farkının kapanması konusunda bile devreye giremedi.
Demek ki neymiş?
Suyu tersine akıtmak mümkün değilmiş.
ABD gibi dünyayı dize getirdiğini söyleyen bir ülkenin
derin devletinin gücü bile
halkın hür iradesi karşısında birşey ifade etmezmiş.
Halkın iradesini yok saydığınız zaman, halk da sizi yok sayarmış.
Son seçimler, bu değişmez gerçeği bir kez daha teyit etti.
- - -
Seçimi kazanmak mı istiyorsunuz?
Önce güçlü, karizmatik ve çalışkan bir lideriniz olacak.
O lider hem davranışları hem de açıklamalarıyla halka
“sıcak” gelecek.
Kitleyi kucaklayacak.
Mütevazı olacak; ABD’deki (veya bizim ülkedeki) Cumhuriyetçiler gibi halka tepeden bakmayacak.
İnsanları
‘bir kibritte yanacak çalı yığınları’ olarak görmeyecek.
Seçimi kazanmak için bunlar da yetmez.
Ciddi bir
kampanya yürütülecek.
Gece gündüz çalışılacak.
Gerekirse ittifaklar yapılacak.
Yeter miktarda para harcanacak.
Obama’nın kritik
Florida eyaletindeki seçim harcaması 30 milyon dolar...
McCain ise aynı yerde 10 milyon dolar civarında harcamış.
- - -
Liderin karizmatik değil..
Yardımcı adayın
Sarah Palin; skandal bir kişilik..
Kampanyan dökülüyor..
Para da harcamıyorsun...
Özetle
kaybetmeye mahkumsun.
Arkanda
"ABD derin devleti” olsa ne olur?
Halkın iradesi her şeyin üstünde.
Anlamıyor musun?