OHAL GERİ Mİ GELİYOR?

Bugün tezkere günü... TSK'ya gerektiğinde sınır ötesi operasyon ve sıcak takip imkânı veren hükümet tezkeresi Meclis'te görüşülecek.


Bir parti dışında diğer partilerin milletvekillerinin tamamı destek veriyor. Tezkerenin muhtevasını hükümet ve asker ortak hazırladı. En küçük görüş ayrılığı yok. Asker ile siyasi irade arasında tam mutabakat söz konusu. Son karakol baskınının oluşturduğu psikolojik havanın da etkisiyle oylamanın rekor oyla Genel Kurul'dan geçeceği kesin. Tezkere 10 gün sonra yürürlüğe girecek, geçen yıl çıkan tezkerenin süresi henüz dolmadı çünkü. Bir boşluk söz konusu değil. Bir iki gün içinde Kuzey Irak'taki terör örgütünün kamplarına dönük gerçekleşen hava operasyonlarının yasal dayanağı tezkere. Gerek kara gerek hava harekâtlarının tesiri bir noktaya kadar. Dağlıca baskınının ardından bambaşka hava verilmişti. Sınır ötesi operasyonlara 'mutlak çözüm' gözüyle bakılmıştı. Türkiye bir yıl içinde sınırın öte yakasına sayısını unuttuğumuz hava baskınları, sıcak takip yaptı. Ağır kış şartlarına aldırmadan büyük bir güçle karadan da girdi. Dönüşü içeride yoğun tartışma doğurmuştu. Aktütün baskını Kuzey Irak'ın terörden temizlenmediğini gösterdi. Bugün çıkacak tezkereye de olağanüstü anlam ve misyon yüklenmemeli. Ankara'da terörle mücadele başka boyutlarıyla tartışılıyor. Askerin hükümetten bazı yasal talepleri var. İlgili yasaların yeniden gözden geçirilmesini ve değişiklik yapılmasını istiyorlar. Talep listesi karakol baskınından önce gündeme geldi. İlker Başbuğ, Genelkurmay Başkanlığı koltuğuna oturur oturmaz bu konuda yeni bir çalışma başlattı. Hükümet bunların bir kısmını 'kabul edilebilir' buluyor. Ve olumlu yaklaşıyor. Bir kısmı ise sistemi zorluyor. O yüzden endişe var. Güneydoğu'yu tekrar olağanüstü hal bölgesine dönüştürebilir. 'OHAL geri mi geliyor?' sorusunu düşürdü zihinlere. AK Parti hükümetinin öteden beri duruşu çok net; 'Terörle demokrasi içinde kalınarak mücadele edilecek. Güvenlik-özgürlük dengesi korunacak'. Hükümet gerek terörle mücadele yasaları görüşülürken her türlü telkin ve baskıya karşı bu çizgisini muhafaza etti. 'Silahsız terör' kavramına geçit vermedi. Başkentte yarın terör zirvesi toplanacak, Başbakan Erdoğan ve Genelkurmay Başkanı Başbuğ da katılacak. Zirvenin ana gündemi ise 'yasal talepler'. 17 askerin şehadetiyle neticelenen Aktütün baskını duygusal ortamın doğmasına neden oldu. Hemen her yere bu ağır havanın gölgesi düştü. Yasaların yeniden ele alınması için uygun bir zemin değil aslında. Terörle mücadelede güvenlik kuvvetlerinin işini zorlaştıran yasal boşluk olup almadığı konusunda görüş birliği yok. Mevcut yasaların yeterli olduğunu söyleyenlerin sayısı daha çok. Türkiye zengin bir laboratuvar. Geçmişte en sert yasal tedbirleri uyguladı. Sıkıyönetimi de denedi, olağanüstü hali de... Olağanüstü hal yıllar sürdü. Eğer sert önlemler çare olsaydı bölücü terör bugüne kadar gelmezdi, kökü çoktan kazınırdı. Aksine olağanüstü uygulamalar daha da besledi. Askerin talepleri karşısında hükümet demokrasiden taviz vermeyen duruşunu sürdürebilecek mi? Mesajlar olumlu. Adalet Bakanı Şahin dün 'Hem özgürlüğümüzü hem güvenliğimizi birlikte değerlendireceğiz, ikisinden de geri adım atmayacağız.' dedi. Başbakan Erdoğan grup toplantısında net konuştu: 'İnsan hak ve hürriyetlerinden bir adım dahi geri atmadan yürüyüşümüze devam edeceğiz.' Bu sözlerin anlamı açık. Adı konmadan da olsa olağanüstü hali çağrıştıracak düzenlemelere geçit yok. Teröre karşı mücadele demokrasi içinde yürütülecek. Olağandışı yollara sapılmayacak. Adı ne olursa olsun olağanüstü hali çağrıştıracak her uygulama en çok bölücü terör örgütünün işine yarar. Bir kere bölge halkının hoşnutsuzluğu artar. Bu da örgütün lehine, devletin aleyhine olur.
<< Önceki Haber OHAL GERİ Mİ GELİYOR? Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER