İftar çadırları
Ramazan ayının sembollerindendir bilirsiniz.
Meydanlarda, kalabalık yerlerde Ramazan günleri vatandaşların oruçlarını açmaları için çadırlar kurulur.
Bu çadırlarda fi sebilillah vatandaşa yemek dağıtılır.
Oruçlu vatandaş
iftar vaktinde evine yetişemezse girer bir çadırda orucunu açar.
Hali vakti yerinde olmayan garip gureba da çadırlarda iftar yapar.
İftar çadırında fakir-zengin ayırımı ortadan kalkar,
protokol uygulanmaz.
Yemeklerin giderini varlıklılar karşılar.
İftar çadırı hayır işidir anlayacağınız.
Normal zamanların en
mükellef sofraları Ramazan’ın birlik beraberlik atmosferinin yaşandığı bu çadırların yanında inanın sönük kalır.
Hayatı boyunca bir kez bile iftar çadırında o ortamı paylaşmamış olmak bana göre eksiklik. Bu havayı herkesin tatması gerekir.
Aslında sadece çadırda iftar yapanları değil bütün canlıları düşünmek lazım.
Mesela
sokak köpekleri..
Köpekler oruç tutmazlar.
Dolayısıyla iftar çadırına da girmezler.
İftar çadırında oruç tutan insanlar yemek yer.
Sokak köpekleri çadırlara dışardan bakar, çevresinden geçer.
Kimbilir belki; 'sokak köpekleri için de böyle çadırlar kurulsa' diye akıllarından geçirirler.
Diyorum ki; şöyle bir
uygulama yapılsa;
İftar vakti çadırın etrafında olan sokak köpekleri için; artan yemekler, kemikler değerlendirilse.
Sokak köpekleri de nasiplense iftar çadırının bereketinden.
Yemek atıklarından sokak köpeklerine de verilse.
Ömür yettiği sürece de bu uygulama sürdürülse. Belki köpeklerin tamamı doyurulamaz ama bir gedik kapanmış olur.
Fena mı ?
Sonuçta aç köpekleri doyurmak da bir
ibadet.
Herkese iyi bayramlar.