Sürekli ortalığı karıştıran, evi darma
duman eden ve her taşın altından çıkan bir çocuğunuz var. Alışkınsınız onun evdeki düzeni karman çorman etmesine.
Evde bir sessizlik olsa, işler yolunda gitse, “yine bizimki bir işler çeviriyor, kokusu yakında çıkar” diye düşünürsünüz ve hiç yanılmazsınız. Fırtına öncesi sessizliktir bu. Ya evin bir tarafında gümbürtü duyarsınız ardından “viyak viyak”
ağlama sesi. Ya da işlenmiş ve üstü örtülmüş bir suçun izlerini birkaç gün sonra bir koltuğun arkasında, masanın altında bulursunuz.
Danıştay saldırısı sonrası koparılan irtica yaygaralarının dinmesine fırsat vermedi ülkenin mikserleri. Ahmet Hoca’ya Adnan Hoca’ya takıldılar bir süre. Ellerindeki cılız malzemeler onları taşıyamayınca
Fatih Altaylı dayanamadı baklayı ağzından çıkardı. Ve “
İrtica yok
Gülen var” diye yazdı.
Sonra ardından 10
Kasım ve
merhum Ecevit’in cenazesi geldi. “
Türkiye Laiktir Laik kalacak” diye bir slogan dillendirildi. Biraz daha uzun olsa bestelenip 10. yıl marşının yerine bile düşünülebilirdi. Ama şimdi söz yazmak lazım besteyle mesteyle
vakit kaybedilir. Zira memleket elden gidiyor, irtica kapıya dayandı,
kuyruk sıkıştı, bas yaygarayı “Türkiye laiktir laik kalacak.”
Bu
laiklik meselesini ayağa düşüren bir grup
Üsküdar meydanında ellerinde şarap şişeleri güya belediyenin ulu orta
içki içme yasağını
protesto ediyor.
Slogan “Türkiye laiktir laik kalacak.”
Laiklik
sokaklarda rahatça şarap içebilmek mi acaba diye takılıyor insanın aklına. O zaman mekancı takımının tabiriyle
köprü altında “köpek öldüren” içenlerin hepsi koşulsuz laik sınıfına mı giriyor ? Sokakta şarap içip laiklik sloganları atanların evinin sokağına iki gece şarapçılar dadansa basarlar yaygarayı “can güvenliğimiz yok” diye.
Polisin geldiğini gören eylemcilerin
İstiklal marşı okumaya başlaması gibi şimdi de “Türkiye laiktir laik kalacak” diye bağırdın mı yırtacaksın. Öyle mi ?
Bir
ekip var. Bu ekibin bir
beyin takımı bir de sokak takımı var. Sokak takımı, beyin takımı yeni planlar hazırlarken sloganlarla vaziyeti idare ediyor. Birkaç aydır meydan sokak takımına kalmıştı. Acaba bu beyin takımının kokusu ne zaman çıkacak derken ERKE patladı. Kamuoyuna göre elde patladı ERKE ama amaç böyle bir
aile tablosuyla kamuoyuna lanse olmak, ekibi tanıtmaksa maksat hasıl oldu.
Zira ERKE'nin
tanıtım toplantısında (hepsi
emekli olmak üzere) eski genel
kurmay başkanından kuvvet komutanlarına,
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı
Vural Savaş’tan, “kanalım
CHP’nin emrinde” diyen ülkede laikliğin savunucusu (!)
Tuncay Özkan’a ve aynı jargondaki gazetecilere kadar birçok isim yer alıyordu.
Sözcü de Emekli
Tümgeneral Çetin Uğuraldı.
Maksat bir kuyuya taş atmaktı. Çıkarmak için bütün akıllılar toplanıp uğraşsın. Onlar çıkarana kadar da nasılsa erke merke bir şeyler uydurulur. Bu arada hergün
icat benim diyen kendi halinde bir
mucit ortaya çıkar memlekette.
Millet de oyalanır. Öyle de oluyor.
Bu işin kokusu
Cumhurbaşkanlığı seçimine doğru çıkar, genel seçimlere kadar da yayılır. Millet; dinamoydu, aküydü, kondansatördü derken bilimsel olarak havagazı gibi görünen ERKE sonunda vurdurarak da olsa sistemi çalıştırır. Bu arada sokak takımı fırsat buldukça vara yoğa “Türkiye laiktir laik kalacak” diye bağırıp durur.
Ülkede ne laiklik
tehlike altında, ne de irtica tehlikesi var. Ama şartlanmışlar bir kere. Hadi bize inanmıyorsunuz bakın
TESEV’in araştırmasına millet ne diyor. Halkın yüzde 91’i ülkede şeriata dayalı bir
yönetim istemiyor. Halkın yüzde 83’ü laiklikle ilgili bir sıkıntı görmüyor. O zaman sloganı değiştirin “ERKE laiktir laik kalacak” deyin de hiç olmazsa milleti rahat bırakın, kendiniz çalıp kendiniz oynayın.
İnşallah kesintisiz güç kaynağı ERKE sizi yolda bırakmaz. Yoksa Çinliler “peluş” gibi oyuncağınızı yapar benzin istasyonlarında
promosyon dağıtırlar.