İbrahim
Şahin, ifadesinde, Korgeneral
Bekir Kalyoncu 'nun yeni oluşturulacak bir birimin müsteşarlığını kendisine vaad ettiğini söyledi.
İbrahim Şahin mahkûmiyet aldığı için, polislik görevine bile geri dönemedi. Nasıl müsteşar olacaktı? Acaba, "
mesai arkadaşlarına"(!) bir işaret mi veriyor?
Öte yandan, Bekir Kalyoncu ismine daha önce rastladığımızı arşivler bize hatırlatıyor.
18 Temmuz 2008'de Akşam, bir
belge yayınladı ve Hava
Harp Okulu ve Harp Akademisi bünyesinde örgütlenen "karargâh evleri" den söz etti. Habere göre, 2005'te MİT, karargâh evleriyle ilgili bir bilgiyi Genel
kurmay'a iletmişti: "Hava Kuvvetleri'nde illegal örgütlenme mevcuttur. 6'sı kurmay albay, 20'den fazla
subay, askeri öğrenci ve
sivil memur bu yapılanmada yer almaktadır." Doğu Perinçek'in gözaltına alındığı 23
Mart 2008'de
İşçi Partisi'nin binasına düzenlenen baskında bu MİT belgesi ele geçmişti. "İşçi Partisi/Karargâh evleri" başlığını taşıyan belgeye göre, İşçi Partisi ve
Alevi kesimin yanı sıra bazı TSK mensupları ve
sivil memurların katılımıyla, emperyalistlerle, cumhuriyet karşıtları ve yıkıcılarla mücadele amaçlı bir harekât başlatılmıştı. Karargâh evleri adı altında çekirdek kadrolar oluşturulmuştu.
İşte 10. dalgada yakalanan
Albay Cengiz Köylü, karargâh evleri oluşumunun tepe noktasında yer alıyordu.
Öte yandan, 9 Temmuz 2008'de,
Savcı Zekeriya Öz,
Genelkurmay Başkanlığı'na 4
paşa ve bir albayın ismini bildirdi: 7.
Kolordu Komutanı Korgeneral Bekir Kalyoncu,
Kuzey Deniz Saha Komutanı
Koramiral Ali
Feyyaz Öğütçü, Tümamiral Ali Deniz Kutluk, Tuğamiral Cem Gür
deniz, Albay
Serdar Okan Kırçiçek.
Bu isimler,
Ergenekon operasyonu kapsamında tutuklanan kişilerin ifadeleri ve savcılıkta bulunan kanıtlar doğrultusunda belirlenmişti.
Bakalım İbrahim Şahin, Korgeneral Bekir Kalyoncu ile ilişkisini ispat edebilecek mi?
Genelkurmay Başkanlığı, Savcı Öz'ün gönderdiği belge üzerine bir
soruşturma başlattı mı? Doğrusu merak ediyorum.
Herkesin
cevap aradığı iki soru daha var:
1) Gerek Şahin, gerek
yarbay Mustafa Dönmez, evlerinde niçin cephaneliğin yerini gösteren
kroki taşıyorlardı? Bunun âdetten olup olmadığına ancak askerler cevap verebilir.
2) Kimine göre, hatta bu iddianın sahiplerinden biri de eski
Adalet Bakanı Hikmet
Sami Türk, "ortaya çıkan malzemeler, işgal halind
e devletin kullanacağı silâhlar olabilirmiş." Devlet niçin silâhları yere gömsün? Sahi kim "devlet" dediğimiz?