Pazar akşamı “ses bayrağımız”ın ulaştığı 110 ülkeden, her ırktan, her dinden dünya çocuklarını dinledim.
Azerbaycan’dan,
Kazakistan’dan,
Bosna’dan,
Ukrayna’dan,
Kenya’dan,
Vietnam’dan dünya çocukları...
Sudanlı zenci Vallaa Nur, on yaşlarında var yok; Bedri Rahmi’nin “Türküler Dolusu” adlı şiirini okuyor! O kadar güzel okuyor ki çocukluğumun
Anadolu’su canlanıyor gözlerimde.
Kenyalı Samuel, Cem
Karaca’nın “Dervişanız, dervişan” diye başlayan Bektaşi nefesini okuyor; başında
Cem Karaca usulü fötr şapkasıyla...
Her ırktan, her dinden bu dünya çocuklarının, sadece iki ortak yönleri var: Dünyanın en kıymetli değeri olan çocuklukları ve bir de öğrendikleri
Türkçe!
Koro halinde Türkçe
şarkı söylüyorlar:
“Biz dünya çocuklarıyız / Bir ağacın dalıyız...”
Doğu’dan Batı’ya
Sahnede sarışın, sevimli bir
kız çocuğu; üzerinde Slavları andıran bir
kıyafet, on yaşlarında sanırım; ismi Allova... Evet, Beyaz Rusmuş. “Gesi Bağları” türküsünü söylüyor.
Ukraynalı Anastasya’dan “Beraber yürüdük biz bu yollarda” şarkısını dinliyoruz.
Mogolistanlı öğrenci Dalgorno Sayınbaya “ata yurdunguzdan” geldiğini söylüyor,
Necip Fazıl’ın “
Sakarya” şiirini okuyor. Azerbaycanlı ve Bosnalı çocuklar, Yunus’un “Aşkın aldı benden beni” ilahisini söylüyor.
Yüreğimde bir kere daha hissettim ki, dünyanın en güzel yüzleri çocuk yüzleridir, en güzel sesleri çocuk sesleridir! Siyah olsun, sarı olsun, beyaz olsun, fark etmiyor.
Dikkatimi çekti,
korolarda ve oyun ekiplerinde farklı din ve ırklardan çocuklar bir araya getirilerek kaynaşmalarına özen gösterilmiş. Şarkılarında, türkülerinde “Eskimo kardeşim,
Afrikalı kardeşim” gibi ifadeler var.
Mozambikli Henrik, “Ben bir
siyah gülüm, ben Afrikalıyım” diye çok güzel bir şiir okudu.
Türkçenin okulları
Size “6.
Uluslararası Türkçe Olimpiyatları” töreninden kesitler sundum. 110 ülkeye yayılmış idealist öğretmenlerin Türkçe ve
İngilizce eğitim verdiği okulların öğrencileri bunlar. Törende verilen ödüller “
Atatürk Türk Dili Ödülü”, yahut “Ali Şir Nevai Türkçe Ödülü” veya “İsmail Gaspıralı
Basın Ödülü” gibi adlar taşıyor.
Son olarak
Kuzey Irak’a da götürdüler “ses bayrağımız” Türkçeyi.
Evet,
Fethullah Gülen Hoca’nın manevi teşvikleriyle açılan okullardan bahsediyorum ve bazı çevrelerin bu okullara öfkesini bilmiyor değilim.
Evet ama bunlar çoğu
Müslüman bile olmayan o ülkelerde şeriat darbesi mi yapacaklar?! Ses bayrağımız Türkçe niye çeşitli ülkelere gitmesin?!
Fransa’nın en “laikçi” başbakanlarından Gambetta, 1890’larda Fransa’da Katoliklere hayatı
zehir etmiş ama
Kuzey Afrika’da Cizvit papazlarını devlet gücüyle desteklemişti. Sebebi sorulduğunda şu cevabı vermişti:
- Bizim laikliğimiz
ihraç etmek için değildir!
Çünkü
Kilise Kuzey Afrika’da Fransızcayı yayıyordu! (Robert Gildea, France, 1870-1914, sf. 49-50)
Kaldı ki 111 ülkedeki bu okullar “
Türk okulları”dır ve
modern eğitim veriyor.
Dünyalı bütün bu çocukları sevgiyle kucaklıyorum, “ses bayrağımız”ı kıtalara götüren idealist öğretmenleri alkışlıyorum.