Susurluk kazasında ölen
Abdullah Çatlı. Gene Susurluk kazasında ölen Hüseyin Kocadağ. Ve adı Susurluk soruşturmasında gündeme gelen Piyade
Yüzbaşı Hüseyin Pepekal.
Ayrıca... İddiaya göre Pepekal
cinayet sırasında
Sabancı Center’ın 25. katındaymış.
* * *
Cinayete gelince...
İddialar devam ediyor.
Ne mi?
Cinayeti işleyen yasadışı
DHKP-C örgütü üyeleri
Mustafa Duyar, Fehriye
Erdal ve İsmail Akkol Türk istihbarat birimlerince ‘ortaklaşa’ kullanılıyormuş.
Bunları kim söylüyor?
Önceki günkü
Taraf Gazetesi’nin manşeti... Ve yayınladığı MİT
belgesi.
Onlar kimden almış?
Zihni Çakır’ın ‘Kod Adı Darbe’ adlı kitabından.
* * *
Zihni Çakır daha önce ‘
Ergenekon’un Çöküşü-2’ adlı kitabı ile gündeme gelmiş.
Çakır’ın Ergenekon örgütünün eylemleri ve tarihsel süreci hakkında bilgilere yer verdiği kitabında ‘
ajan gazeteciler’ diye de bir bölüm varmış... Bu bölüm kitabın en dikkat
çekici bölümlerden birini oluşturuyormuş.
Kitapta, Türk medyasındaki birçok etkin isim MİT’in ve
yabancı istihbarat birimlerinin ajanları olarak ilan ediliyormuş.
* * *
MİT Müsteşarlığı, bu gelişmeler üzerine resmi bir açıklama yaptı.
‘İşte MİT’in Sabancı cinayeti raporu’ başlığı altında, Zihni Çakır’ın kitabına atfen yayımlanan bilgi ve belgenin gerçek olmadığını, kurumla da bağlantısının bulunmadığını bildirdi.
Dün baktım,
Taraf Gazetesi Nevzat Çiçek’in haberinin arkasında duruyor.
Gazetenin açıklamasını dikkatlice okudum:
‘MİT, dün bizim gazetede yayımlanan Sabancı cinayetiyle ilgili belgenin kendisine ait olmadığını ileri sürdü. Bir istihbarat teşkilatının böyle bir açıklama yapması şaşırtıcı değil.
Yayımladığımız belge Zihni Çakır’ın ‘Kod Adı Darbe’ adlı kitabından alındı. Kitabın yazarı Zihni Çakır daha önce de bu konularda kitap yazmış ‘uzman’ bir yazar.
Kitabında yayımladığı ve bizim aldığımız ‘belge’, yazarın açıklamasına göre Ergenekon sanıklarından
Doğu Perinçek’in arşivinde polisler tarafından yakalandı. Şu anda da polis dosyalarında bulunuyor. Devletin
kayıtlarına girmiş bir belge bu.
Hukuk kuralı, ‘suçlayan, kanıtlar’ diyor. Buna göre, ortada bir belge olmadan bu haberi yapsaydık kanıtlamak bizim görevimiz olurdu.
Ama hukukun başka bir kuralı daha var. Eğer bir maktulün başucunda elinizde silahla bulunursanız, ‘öldürmediğinizi’ kanıtlamak size düşer.
Yayımladığımız belge, üstünde MİT’in damgası olan,
seri ve kayıt numarası bulunan bir belge olduğuna göre, bunun ‘sahte’ olduğunu kanıtlamak da MİT’e düşüyor.
MİT’in bu belgeden haberdar olmaması mümkün değil. Bu belge yakalandığında MİT ne yaptı?
Polise bu konuda bilgi verdi mi?
Ayrıca, kimin bir ülkenin istihbarat teşkilatının adını kullanarak sahte bir belge düzenlemeye cesaret ettiğini ortaya çıkarmak da MİT’in görevi.
MİT, bunları yapıp açıklayana kadar biz yayımladığımız belgenin gerçekliğine inanıyoruz.’
* * *
Vurucu...
Şaşırtıcı...
Sarsıcı bir iddia...
Üstelik ortada bir de belge de var.
Öyle kolayca görülmezden gelinecek bir durum değil bu.
Sabancı Suikastının ardında kim var acaba?
İnsan bu haberleri okuyunca bir kez daha şiddetle merak ediyor bunun cevabını.