Fikri Sağlar’ın
Dolmabahçe buluşmasıyla ilgili iddiasını
tartışmaya açtığım
pazartesi günkü yazımdan sonra ilginç bir
elektronik posta aldım. Adresin sahibi Mehmet Talay’dı. İddiaları ise ürkütücüydü.
O nedenle ilk işim, kimliğini araştırmak oldu. Talay, sosyal demokrat kökenli
emekli bir tarih öğretmeni ve eski
Kültür İl Müdürü. SHP
Sivas il örgütü ile SHP’li milletvekilleri Azimet Köylüoğlu ve
Ziya Halis’in referansıyla 1993’de Sivas Kültür İl Müdürü olarak atandı. O tarihte Kültür Bakanı ise SHP’li Fikri Sağlar’dı.
Daha sonra atandığı
Antalya Kültür İl Müdürlüğü görevindeyken 1998 yılında emekli olan Talay, şimdi Antalya Ekspres Gazetesi’nde (www.antalyaekspres.com) köşe yazarlığı yapıyor. Başka bir ifadeyle 10 yıldır meslektaşız.
Son tartışma konusuyla Fikri Sağlar yeniden gündeme gelince konuşma ihtiyacı hissetmiş. Mesajında şöyle diyor: ‘Bu milletvekili ve
bakan hakkında size yazacaklarım, daha önce kimse tarafından bilinmeyen ve bugüne dek bende saklı kalan bazı gerçeklerdir. Aklınıza ‘neden bugüne dek bunu sakladın’ diye bir soru gelebilir elbette. Ancak gazeteci olarak siz de bilirsiniz ki, kimi bilgiler yeri ve zamanı geldiğinde değer kazanır.’
Gizemli bir üslupla yazılınca merak ettim doğrusu. Talay devam ediyor: ‘Bildiğiniz gibi
demokrasi tarihimizin en kara lekesi olan 2 Temmuz 1993 günü yaşadığımız
Madımak Faciası olayında ben il kültür müdürüydüm. Olaya neden gösterilen Pir
Sultan Abdal Şenlikleri’nin düzenlenmesinde bakanlığım adına
kutlama komitesi başkanlığını yürütüyordum.’
Sonra?
Talay: ‘Şenlik kapsamında bakanlığımız tarafından 2 önemli adım atıldı. Birisi Banaz köyündeki anfi tiyatronun yapılması, diğeri de olayların nedenlerinden birisi olarak gösterilen Pir Sultan Abdal Heykeli’nin yapılıp Sivas’a gönderilmesidir. Heykel 25 Haziran 1993’de Sivas’a gönderildi.
Valilik kanalıyla kültür merkezi bahçesine yerleştirilmek üzere kaidesi yapıldı, açılışa hazırlandı.’
Katliama 1 saat kala
Buraya kadar her şey normal. Şimdiye kadar kimsenin bilmediği ve 15 yıldır sakladığı sır neydi?
Diyor ki: Fikri Sağlar
şenliklere katılacaktı,
bakanlık 3 kez müdürlüğe
faks gönderdi ancak son anda iptal edildi.
İlk faks 30 Haziran 1993’de gönderildi, Sağlar’ın 1 Temmuz saat 14.30’daki
anıt açılışına katılacağı bildirildi. İkinci faks, 1 Temmuz günü geldi ve bakanın 2 Temmuz saat 14.30’da açılışa katılacağı, ardından Banaz’a geçeceği duyuruldu. Üçüncü faks, 2 Temmuz günü saat 11.30 sularında geldi ve Sağlar’ın Sivas’a gelmeyeceği açıklandı.
Talay, şu kritik soruya
cevap arıyor: ‘Fikri Sağlar, neden 3 kez program değiştirdi ve saat 13.30’da başlayan Madımak olaylarından bir saat önce programını tümüyle iptal edip Sivas’a gelmedi?’
Eski müdürün can alıcı başka soruları da var:
-Acaba devletin çeşitli istihbarat örgütleri Bakan Sağlar’ı ‘Sivas’a gitmeyin olaylar olacak’ diye uyardı mı?
-Eğer böyle ise olayların çıkacağı ve insanların can güvenliği olmayacağı konusunda neden vali ve ilgilileri uyarmadı?
-Acaba, istihbarat teşkilatlarında bir görev aldığından dolayı mı bu bilgileri kimseyle paylaşmadı?
-12
Eylül döneminde cunta onayı ile seçilenlerin oluşturduğu Danışma Meclisi üyesi olmasından dolayı bu bilgileri vermemek için birilerine diyet mi ödedi?
Önce kendi tarihini temizlemeli
Bu soruların Sağlar tarafından cevaplandırılmasını isteyen Talay’ın bu konudaki yorumu şöyle: ‘Şu günlerde başbakan ve genelkurmay başkanı arasındaki Dolmabahçe görüşmelerindeki
dosya konusuyla yeniden gündeme gelen Sağlar, önce kendi tarihindeki bu bilinmezliği temizlemeli diye düşünüyorum.’
Devam ediyor: ‘2 Temmuz’un yıldönümünün yaklaştığı şu günlerde eminim Fikri Sağlar vereceği cevaplarla yakın tarihin bu çözülmemiş olayı ile ilgili yeni açılımlar sağlayacaktır.’
Şener bana saldırdı
Bu elektronik mesajdan sonra Talay’ı Antalya’da buldum. Telefonla uzun uzun sohbet ettim. ‘Artık bazı gerçeklerin konuşulması zamanı geldi’ dedi. Pir Sultan Abdal Şenlikleri’ni düzenleyen komitenin başkanı olarak yüreğinin kan ağladığını ve olaydaki sır perdesinin aralanmadığını söyledi.
Madımak Faciası’yla ilgili mecliste kurulan araştırma
komisyonuna da bilgi verdiğini ancak kendisine yönelik tepkiler nedeniyle bize aktardığı bilgileri üyelerle paylaşamadığını söyleyen Talay şöyle dedi: ‘Komisyon başkanı İsmail Köse idi.
Abdüllatif Şener de üyeydi. Komisyonda olayları anlatırken Şener üzerime yürüdü, bana saldırdı. Ben bu şenlikleri organize etmeseymişim bu olaylar olmazmış. Neredeyse beni suçlu ilan ettiler. DYP’nin baskısıyla da görevden aldılar.’
Susurluk izi var mı?
Talay’ın bu iddialarını kaleme alırken Ozan Ali Çağan’ın Sivas katliamının 10. yıldönümü nedeniyle Alevilerin Sesi’ne yaptığı şu açıklama geldi aklıma: ‘Devlet neden katliamı seyretti? Kültür Bakanı Fikri Sağlar neden programını değiştirip 1 Temmuz 1993’de Sivas’a gelmedi? Neden Sivas’taki güvenlik güçleri çevre ilçelere kaydırıldı? Neden asker oteli koruma altına almışken geri çekilip otelin yakılmasına izin verdi?
Müslüman kamuoyuna başlıklı bildirinin
emniyet faksından çıktığı şeklinde iddialar vardı, bu iddialar gerçek mi? Susurluk olayında ortaya çıkan derin devletin derinliği Sivas’a kadar gidiyor mu?’
Sağlar, dost olarak gördüğüm siyasetçilerdendir. Kendisine ulaşmaya çalıştım ama mümkün olmadı. Arzu ederse bu köşe kendisine sonuna kadar açıktır, vereceği tüm cevapları yayınlamaya hazırım.
Söz Sağlar’da...