Yeni muhafazakâr (Neocon) eğilimli American Enterprise Enstitüsü isimli düşünce kuruluşunda uzman olarak çalışan Michael Rubin, ciddi bir
AK Parti muhalifi. 23 Mayıs'ta bir konferans için
Bahçeşehir Üniversitesi'ne davetli. Duyduğumuza göre, bir ihtimal, geçtiğimiz yıl olduğu gibi, bu yıl da
Harp Akademileri'nde konferans verecekmiş.
Harp Akademileri gibi
siyaset üstü bir kuruma, Michael Rubin yakışır mı?
Geçmişteki yazılarından bazı örnekler sunmak isterim.
Washington Times: "AK Parti laiklikten köktendinciliğe kayıyor. Gelecek yıl yapılacak seçimlerin sonucu,
Türkiye'nin, Batı dostu olmayı sürdüreceğini ya da düşman İslâmcı
Ortadoğu'ya daha derin bir biçimde kayacağını belirleyebilir." (16
Ekim 2006)
Oysa, Batı'ya kuşkuyla bakıp mesafe koyanlar,
CHP ve MHP'nin de dahil olduğu ulusalcı
ittifak.
Michael Rubin'i, 2005'te
Amerikan iç ve dış
politikasında etkili Middle Eastern Quarterly dergisindeki yazısıyla tanımıştım. "
Yeşil sermaye ve Türkiye'de İslâmcı politika" başlığını taşıyan o
makalesinde Rubin, "AK Parti'nin mali yapısını karanlık ve kaygı verici" olarak nitelendiriyor, Türkiye çapında İslâmcı işletmelerin yaygınlaşmasıyla, bu partinin iktidara gelmesi arasında karışık bir bağlantı olduğunu vurguluyordu.
Michael Rubin'in, Bush'un eski
Milli Savunma Baş Danışmanı Richard Perle ile yakın ilişkisi var. Perle'ün de, Gökkafes olayından beri Tayyip Erdoğan'a takıntılı olan Mustafa Süzer'le münasebeti bulunuyor. Richard Perle, İstanbul'a geldiğinde Süzer'in Ritz Carlton Oteli'nde ağırlanıyor.
Türkiye'nin ulusalcılarıyla, ABD'nin Neocon'ları dirsek teması halinde. Her iki kesimin de, "İslâmcı cumhurbaşkanını"
tehlike olarak gördüğünü biliyoruz. Geçtiğimiz yıl, Washington'daki Hudson Enstitüsü'nde hazırlanan bir
senaryo, Türkiye'de kıyameti koparmıştı. Bu senaryo,
Anayasa Mahkemesi Başkanı Tülay Tuğcu'nun öldürülmesi ve Beyoğlu'nda PKK'lıların patlattığı
bomba neticesinde 55 kişinin ölmesi varsayımına dayanıyordu. Hudson Enstitüsü, yeminli AK Parti düşmanlığı yapan, başta Savunma eski Başdanışmanı Richard Perle olmak üzere, Amerika'daki Neocon, yeni muhafazakâr ekibin kalesi. Bu ekibin de, Michael Rubin, Frank Gaffney gibi kişilerle teması var.
Ümraniye'deki bombalar yakalanıp, Ergenekon'un peşine düşülmeseydi, belki benzer senaryolar rahatlıkla sahneye konulabilecekti. Zaten hemen öncesinde,
Ankara Anafartalar'da büyük bir
patlama meydana gelmişti ve herkes, 22 Temmuz genel seçimlerine doğru "çok kan akacağından" söz ediyordu.
Rubin, 30
Nisan 2008'de de, Middle East Forum'da bir makale yayınladı. Bu makalesinde, Erdoğan'ı
Fransız ırkçı lider Jean-Marie
Le Pen ile Avusturyalı Jörg Haider'e benzetti;
Can Ataklı,
Reha Muhtar, Nihat Genç,
Serdar Akinan ve
Tuncay Özkan'ın, Erdoğan'ı eleştirdikleri için tehlike altında olduklarını söyledi. Rubin, Erdoğan'ın binlerce laik hâkimi görevinden alıp, AKP yanlılarını atadığını, memurların işe, liyakate değil, dindarlıklarına göre alındığını,
İran modeli bir stratejiyle bağımsız
Sabah gazetesine el koyup, yandaşlarına sattığını yazdı.
Yalancılığı aşikâr olan bu sözde Ortadoğu uzmanının, Harp Akademileri'ne davet edilip edilmeyeceğini merakla bekliyorum.