Dink cinayeti duruşmasından,
Adapazarı’ndaki gerginliğe... Gittikçe şiddetini artıran 1
Mayıs inatlaşmasından,
kozmetik bir değişiklik yapılarak neredeyse olduğu gibi korunan 301 oylamasına... Tüm haberleri izledim. İç karartıcıydı.
Tırmanan 1Mayıs gerginliği ilk sırayı kapmıştı.Orada durdum... Yüz otuz dört ülkede bayram olan gün, bizde 12
Eylül tarafından bayram olmaktan çıkarılmıştı.
Hükümet ise yeni bir
açılım yapmak yerine, köhnemiş eski devlet refleksini sürdürmekte ısrarlıydı.
1 Mayıs’ı bayram ilan edip gerekli önlemleri alarak
Taksim’de
kutlamalara izin verileceğine, eski kireçlenmiş anlayış garip bir şekilde
tercih ediliyordu.
Nedendi bu?
* * *
Nedenin peşine düştüğünüzde...
Zaman, Mayıs 1977 tarihinde donuveriyordu.
1 Mayıs 1977’de ne olmuştu?
‘1 Mayıs 1977 İşçi
Bayramı, 36 kişinin hayatını kaybettiği, yaklaşık 130 kişinin yaralandığı gün olarak tarihe ‘Kanlı 1 Mayıs’ adıyla geçmiştir.
1 Mayıs 1977 günü İşçi Bayramı’nı kutlamak üzere çeşitli illerden İstanbul`a gelen yaklaşık 500 bin kişi DİSK’in organizasyonu önderliğinde
Taksim Meydanı’nı doldurdu. Katılımın yüksek olması sebebiyle kortejlerin alana girmesi uzun sürmüş, miting de uzamıştır. Saat 19.00 sularında dönemin DİSK başkanı
Kemal Türkler konuşmasının sonuna geldiğinde etraftan
silah sesleri duyulmaya başlandı. Sular İdaresi binasının üstünden ve meydandaki
otelin çeşitli katlarından açılan bu ateş sonucu insanlar panik halde kaçmaya başladı, kısa bir süre içinde Intercontinental Oteli’nin de üst katlarından ateş açıldı.
İnsanlar panik halde kaçmaya çalışırken panzerler de kalabalığın arasına doğru girmeye ve kitleleri sıkıştırarak Kazancı Yokuşu’na itmeye başladı. Kalabalığa ateş açılıyordu fakat polis ateş açanlara değil, kalabalığın üstüne saldırıyordu. Bir kamyonun tıkadığı Kazancı Yokuşu’ndan aşağıya kaçmaya çalışan kalabalığı daha da korkutmak için bir daha ateş açıldı. İnsanlar panzerler altında kalarak ve birbirlerini ezerek kaçmaya devam etti.
28 kişi ezilme ya da
boğulma nedeniyle, 5 kişi vurulma nedeniyle, 1 kişi de panzer altında kalarak yaşamını yitirdi, yaklaşık 130 kişi de yaralandı. 470 kişi gözaltına alındı fakat hiçbirinin olayla ilgisi kurulamadı. Ateşi kimin açtığı tam olarak belirlenememiş, olay halen aydınlatılamamıştır. Sular idaresinin çatısından ve otel odalarından ateş açanlar bulunamamıştır.’
* * *
Ateşi kimin açtığı tam olarak belirlenemiyor...
Olay aradan geçen otuz bir yıla rağmen aydınlatılamıyor...
Sular idaresinden ve otel odalarından ateş açanlar bulunamıyor...
Burası muz cumhuriyeti mi?
* * *
Başka bir yerde de 1 Mayıs 1977 için yapılan bir açıklamada şu girişe rastlıyorum:
‘1 Mayıs 1977’deki kutlamalar sırasında kontrgerillanın kitleye ateş açması sonucu 37
işçinin hayatını kaybettiği olaylı kutlamalara verilen ad...’
Kimin ateş açması sonucu?
‘Kontrgerilla’nın...
* * *
O gün orada bulunan bir
tanık ise şunları haykırmakta: ‘Intercontinental Oteli’nin içinden de ateş ediyorlardı. Hemen otelin içine girdik. Barikat kurdukları için ikinci kata çıkmamız mümkün olmadı.
Bu kez garajdan girmeyi denemeye karar verdik. Amacımız kitlenin üzerine kurşun yağdıranları etkisizleştirmekti.
Kazancı Yokuşu’nun yanından garaja doğru ilerlerken beyaz bir
araba belirdi. Intercontinental’in garajından hızla çıktı. İçinde silahlı adamlar vardı. Hemen o yöne döndük ama hızla gözden kayboldu.
Tekrar meydana doğru koştuk. Bu beyaz araba, kitlenin üzerine ateş açarak meydanda iki kez döndü. O araca ateş edenler de oldu ama isabet kaydedemediler.
Sular İdaresi’nden, Pamuk Eczanesi’nin üzerinden ve Intercontinental’den ateş sürüyordu.
Panzerin bir kadını ezdiğini gördüm. Ezilen kadının adı Meral Özkol’du.’
* * *
Hükümet yasaklarda direneceğine...
Devlet arşivlerini de kullanarak ‘ateşi açanları’ bulmaya çalışsa, daha evla değil mi? Bakarsınız tüm şer odakları bir anda çözülmüş. Ne
Susurluk kalmış, ne
Ergenekon.
* * *
1 Mayıs 1977’de 34 kişiyi öldürenler bulunmadıkça,
Türkiye huzur içinde yönetilemez. Bakalım hükümetler bunu ne zaman anlayacak?