Gladio'yu günışığına çıkaran
İtalyan savcı Felice Casson'u bizde Temiz Eller Operasyonu'nun ünlü savcısı Antonio di Pietro ile karıştıranlar çoktur…
İtalya kamuoyu, Gladio adlı gizli bir
örgütün varlığından Venedikli savcı Felice Casson'un çabaları sonucunda haberdar olmuştu…
1972'de bir tür
jandarma örgütü olan Carabinieri'nin üç görevlisi bir araca konan bombanın patlaması sonucu öldürülmüş…
Önce solcuların, sonra da
küçük adli suçluların üzerine yıkılarak örtbas edilen bu “
faili meçhul” dosyayı;
genç savcı Casson, 1984'de yeniden açarak İtalya'da siyasi tarihin gidişatını kökten değiştiren süreci başlatmıştı…
Altı yıl sonra -Temmuz 1990'da- NATO'ya bağlı gizli örgüt Gladio deşifre edilecekti…
Dönemin
Başbakanı Andreotti parlamentoda yaptığı konuşmada Gladio'nun varlığını
itiraf etmek zorunda kalmış; gizli
silah depolarına sahip kontrgerilla örgütünün iç yapısı ve hedefleri de ortaya çıkarılmıştı.
***
“Devlet, Derin Devlet ve Hukuk” paneli için hafta sonunda İstanbul'a gelen Casson, Gladio'nun “tarihin en iyi saklanmış sırları”na sahip olduğuna işaret ediyor:
NATO'ya ait silah dolu gizli sığınakların hiç şüphe çekmeyecek yerlerde kiliselerde, mezarlıklarda veya mağaralarda bulunduğundan söz ediyor…
Casson, devletteki bütün yöneticilerin Gladio'dan haberdar olmadığına dikkat çekiyor. Parlamentolardan zaten gizleniyor. Her başbakan veya
cumhurbaşkanı bilmiyor:
“Kimin haberdar olacağı tamamen CIA'e bağlı.
Amerika kime güveniyorsa Gladio'yu o biliyordu!” diyor, Casson…
***
Gladio sözkonusu olduğunda mutlaka akla gelen o bildik soru Sabah'taki röportajında Casson'a da sorulmuş: “İtalya başta olmak üzere Avrupa'daki tüm NATO ülkelerinde Gladio benzeri örgütlenmeler çözüldü. Neden Türk Gladio'su hâlâ varlığını sürdürüyor?”
Casson'un cevabı şöyle: “
Türkiye askeri darbeler yaşadığı için İtalya veya diğer ülkelerle farkları var.
Berlin Duvarı'nın yıkılmasıyla İtalya'da Gladio'nun hiçbir esprisi kalmadı. Bu nedenle çözmemiz ve ortadan kaldırmamız daha kolay oldu. Türkiye'nin ise hâlâ stratejik önemi var. Bu nedenle Türk Gladio'su hâlâ devam ediyordur…”
Casson yıllarca Gladio üzerine odaklandığı için özel olarak “Türk Gladio'su” ile ilgilenemediğini söylüyor…
“SSCB'ye komşu olduğu için Türkiye'deki örgütlenmenin aynı dönemde İtalya'dakinden daha önemli ve etkili olması gerektiği” sonucuna varıyor…
***
Türkiye'deki Gladio'nun karşılığı 1953'ten itibaren oluşturulan Özel
Harp Dairesi…
Sadece ÖHD'nin izini sürerek Türkiye'deki NATO yapılanmasının ne manaya geldiğini algılayabilmek veya çözebilmek mümkün olmaz…
Bakınız, o yaman sorunun gerçek cevabı şurada saklı:
Türkiye'nin diğer NATO ülkelerinden temelde bir farkı vardı…
“Kontrgerilla örgütlenmesi”nin asıl kaynağı; ÖHD değil, bir nevi “Baronlar Konseyi” olarak tanımlayabileceğimiz “
Washington patentli bir Gizli Devlet” yapılanmasıydı…
Yani, ÖHD'nin de bağlı olduğu bir yapıdan söz ediyorum.
“Derin Devlet” diye anılan tam olarak bu mekanizmaydı…
Kamuoyunun bilmediği “bu yapılanmanın iki yıl önce lağvedilmiş olduğu” gerçeğidir!
Malum Yapı'nın Kalıntıları, eski güçlerini/egemenliklerini yeniden elde edebilmek için “gayrı nizami harp” yöntemiyle türlü provokasyonlara
imza atarak yeni gidişatı tersine çevirmeye çabalıyorlar:
İki yıldır yaşamakta olduğumuz hadisenin özü budur!