Hiçbir alanda başarılı olamayınca "
sporda" öne geçmeye azmetmişti...
Kadın sporculara dayıyorlardı testosteronu... Ortaya, adı kadın (yani takımı taklavatı, prostatı ve adem elması yok), ama kendisi Zaloğlu Rüstem Pehlivan gibi güçlü kuvvetli birtakım ucubeler, birtakım devanaları çıkmıştı...
Karşılarına çıkan her
ülkeden hap kadar kızcağızlar yetersiz kalınca da, böylece epey
madalya topladılar tabii.
Bizim son yıllarda sporda uyguladığımız "devşirme yöntemi" bana bu soytarılığı hatırlatıyor.
Yok efendim, "çemişler daha kolay benimsesinler" diye Mehmet
Aurelio yapılan Marco Aurelio'yu, "Mert" yapılan Marcio Nobre'yi, "Gökçek" Vederson'u falan kastetmiyorum.
Maç anlatan çocuklar bunları büyük bir keyifle telaffuz ederler ama
Şabani Nonda'ya "Şaban", İbrahima Yattara'ya "İbrahim" demeyi
akıl edemezler bir türlü... Fadel'in
Fazıl olduğunu anlamaları için de azıcık mektep medrese görmüş olmaları gerekir belki.
Ben "milli" atletlerden söz ediyorum, futbolculardan değil.
Pekin Olimpiyatları'nda şanlı bayrağımızı gönderlere çektirecek atletlerimizin yüzde 30'u devşirmeymiş.
"Elvan" yapılan Hewan Abeylegesse gibi hani...
Balkan köylerinden Hıristiyan çocuklarını toplayıp
sünnet ettirmek ve Enderun Mektebi'ne yazdırmak gibi bir şey canım!
Sergey Sergeyev'i Serkan Atasay yapmışlar... Dmitri Nazarenko olmuş Deniz Nazar... Hou Mei Ling olmuş
Melek Hu... Chaltu Mesmesha da, Sultan
Haydar...
İçlerinde yalnız koşucular değil, yüzücüler, güreşçiler ve "ping pongcular" da var (kibarcası,
masa tenisi.)
Bu çocuklar yarışacaklar,
Türkiye madalya kazanacak.
Bu alaturka kurnazlığa kimse ağzını da açamaz, çünkü "vatandaşlık bağıyla bağlanan herkes Türk'tür". Bitti.
Fakat bu çocuklar dinlerini de değiştirmişler mi ki, isimleriyle oynuyorsunuz? Türk olunca ille
Müslüman da mı olunuyor?
Dmitri Çerkasov diye bir
Türk vatandaşı olamaz mı, niçin ille Demir Atasoy yapıyorsunuz? Vladimir'i
Volkan yapmaya mecbur musunuz?
"Halkımız anlasın" diye.
O zaman, daha da ileri gidelim.
Her gelen
yabancıya, vatandaşlığa geçsin geçmesin, ağzımıza kolay oturacak bir isim uyduralım. Lumpenler sevinsinler, maç anlatanlar da rahat etsinler.
Bir zamanlar necip ve asil spor basınımız Koseçki'ye "Koç Zeki" demişti de tutmamıştı...
Ben şimdi Ali Susan, Rüknettin Son, Kâmil Malatyalı, Ragıp Telli gibi isimler öneriyorum.
Alex de Souza, Rigobert
Song, Claudio Maldonado, Rodrigo Tello karşılığı.
Öte yandan, yabancı hayranlığından ve büyüklük kompleksiyle atbaşı giden aşağılık kompleksinden de kolay kolay vazgeçemeyeceğimize göre,
yerli oyuncularımıza da yabancı isimler bulalım:
Sammy Santor, Andrew Tracky, Haakon Score, Arthur Turing gibi...
Semih Şentürk,
Önder Turacı,
Hakan Şükür,
Arda Turan yani.
Suyunu çıkaralım, Arthur Zico,
Ertuğrul Zeki olsun,
Ertuğrul Sağlam da, Arthur Slam...
Bu ülke yeterince gülünç değil. İyice gülünç olalım.