‘Sevmeyenin terk etmesi yerine, öncelikle bizi ona sevdirecek, beraberliğimizi saydıracak bir yaklaşımın hákim kılınması bizim
siyaset anlayışımızın vazgeçilmezlerindendir.’
Bir zaman önce... Bu cümleyi en çok kime yakıştırırdınız? Ya şunu:
‘Büyük Türk milletini meydana getiren muhteşem beşeri varlığın bir bölümünün
Alevi İslam inancını benimsediği ve bu kardeşlerimizin
inanç ve kültür temelli bazı sorunları, sıkıntıları ve beklentileri olduğu bir gerçektir.’
‘... Alevi kardeşlerimizin sorunlarının çözümü için, bu konuda ‘karşılıklı anlama ve anlaşılma’ süreci başlatılmasına katkıda bulunmaya samimiyetle hazırız.’
Hayır...
Bunları
Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan ya da
AK Partili birisi değil, MHP Genel Başkanı
Devlet Bahçeli, Salı günkü grup toplantısında söylüyor...
* * *
Tutarsızlıkların şahını...
İlkesizliğin en pervasızlığını oynayan
CHP Genel Başkanı Deniz
Baykal da ‘çarşafa’ yönelik açılımını şöyle açıklıyor:
‘Bunlar bir mizansen değildir.
Ortalığa
mesaj verelim diye bir arayışa girmişiz, onun üzerine bu sonuçlar çıkmış değildir.
Tamamen bazı vatandaşlarımız kendi özgür iradeleriyle, CHP’ye girmek üzere başvurdular, ‘Bir
tören yapacağız, girecek olanların bir kısmının başı örtülüdür, türbanlıdır, hatta çarşaflıdır. Biz
Erzurum kökenliyiz, ailelerimizle birlikte gireceğiz, bizi kabul eder misiniz’ dediler.
Arkadaşlarım bana sordu, ‘Ya böyle şey olur mu? Elbette, başımızla beraber’ dedim.
Yasalara uygun yaşayan her insan, kılığı kıyafeti, kültürü, inancı, mezhebi,
yaşam biçimi ne olursa olursun başımızla beraber, elbette CHP’de yeri vardır.’
* * *
Devlete karşı topluma...
Yasağa karşı özgürlüğe...
Ankara’ya karşı
Türkiye’ye...
Merkez’e karşı çevreye...
Kemalizm’e karşı
demokrasiye...
Yerelliğe karşı evrenselliğe...
‘Ankara Kriterlerine’ karşı ‘
Kopenhag Kriterlerine’...
Yalana, dolana, talana karşı dürüst bir saydamlığa...
Ve kısaca...
İnsana, bireye, vatandaşa...
Onun ‘özgürleşip zenginleşmesine’ sahip çıkan, siyasette de
şampiyon oluyor...
Başa güreşiyor...
Tersini yapan da yerlerde sürünüyor.
Kim nasıl yırtınırsa yırtınsın...
Formül bu...
* * *
AK Parti epeydir kendini 22 Temmuz’da yüzde 47’lik bir oyla başarıya taşıyan bu formülden uzaklaşmış gözüküyor...
Onun için de patinaj yapıyor...
Umutları tüketiyor.
Üstelik kapıyı pencereyi yıkarak içeriye dalmakta olan
ekonomik krizin bir kaç ay sonra zirveye çıkacak olan yakıcı etkilerini düşünün...
Bunun da siyaseti ve mevcut tabloyu çok derinden etkilemesi kaçınılmaz...
Statükocu Ankara siyaseti, kokuyu aldı...
Baktılar ki AK Parti Ankaralaşıyor, devletleşiyor, merkezileşiyor...
Vücut çalımı ile doğacak boşluğa
aday olmak için
ısınma hareketlerine başladılar.
* * *
Doğrusu ‘ilkesiz’ de olsa...
Siyasi bir
peynir fareliğine de benzese...
Yerel
seçim zorlamasıyla gündeme de gelse...
MHP ve CHP’nin
vücut çalımlarından hoşnutum...
Neden mi?
Çünkü AK Parti’nin sağırlaşmış görünen
kulakları ancak bu sesi algılar...
Siyasetçi için ilke değil,
iktidar önemli çünkü...
* * *
Nitekim...
Önceki gece trafikle boğuşurken...
Radyodaki bir konuşma dikkatimi çekti:
‘
Milliyetçilik, ayrım yapmak, dışlamak, karşı çıkmak değil. Milliyetçilik işte istihdam oluşturmak, yatırım yapmaktır, yatırımların önünü açmaktır.
Ülkemizi, milletimizi zenginleştirmektir. Ülkemizi bir cazibe merkezi haline getirmektir.
Bu yatırımlar Türkiye’de istihdama, ihracata, fabrikalara, tesislere, ticarete dönüşüyor. Bir
sektöre yapılan yatırım onlarca yan sektör üretiyor, büyütüyor, canlandırıyor. Bizler bu tartışmalara asla kulak asmıyoruz. Yolumuza emin adımlarla devam ediyoruz.
Yatırım ortamını iyileştirmek için mümkün olan her şeyi devreye alıyoruz...
...
Avrupa Birliği perspektifini güçlendirerek yolumuza devam ediyoruz, devam edeceğiz...’
Meğer Başbakan
Recep Tayyip Erdoğan Uluslararası Yatırımcılar Derneği’nde konuşuyormuş...
Sanki eski Erdoğan gelmiş gibiydi...
Kendi kendime ‘hayrola’ dedim...
MHP ile CHP’nin etkisi miydi acaba?
İşte demokrasi böyle bir şey, sadece seçimler bile partileri hizaya sokabiliyor.
* * *
Sıkı bir alternatif çıksa...
Bir umut, AK Parti de kendine gelebilir...
Gelse, kendisi için de memleket için de iyi olur.