Geçenlerde
Ankara-Oran'da Panora adıyla büyük bir
alışveriş merkezi açıldı.
Belki de Ankara özellikle
doğal güzelliklerden fazla nasiplenmemiş bir
şehrimiz olduğundan Ankaralılar için yalnızca alışveriş değil, sosyal merkezlere, pi
yasa yerine dönüşen diğerleri gibi burası da akına uğradı.
Berlin'deki
Alman parlamento binası Reichstag ile yine Berlin'deki
Sony Center'i andıran gözalıcı mimarisi, geniş dükkânları,
yiyecek içecek bölümleriyle Panora'nın çok ciddi iki problemi var. Birincisi, Büyükşehir Belediye Başkanı
Melih Gökçek'in yeni yollar açmasına bağlı olan
trafik sıkışıklığı. İkincisi, daha önemli: Sigara. Panora yönetimi
sigara yasağına uymuyor, tıpkı Armada, AnkaMall, Cepa ve diğerleri gibi. Dışarıdan birinci dünya ülkesine aitmiş gibi görünen binalara girdiğiniz anda, dumanaltı bir üçüncü dünya ülkesine de adım atmış oluyorsunuz.
Ankara'da sigara içmenin gerçekten
yasak olduğu ve titizlikle uygulandığı tek
lokanta, Gaziosmanpaşa'da Hint yemekleri yapan 'Spice'. Sahibi de Türk değil, o anda başka dolu
masa yokken yemek sonrası sigara
yakmak isteyen müşterisini hesabı almadan kapı dışarı edecek duruşa sahip bir Avustralyalı; Duncan Scudamore.
Panora'da 'Branca' adında kaliteli bir İtalyan-
Fransız mutfağına sahip bir kafenin sahibi Enis Safi ise bunu yapamıyor. Çünkü birincisi, diğer lokantaların da buna uyması lazım. İkincisi, zaten lokantalar aynı açık mekânı paylaşıyor. Yani Enis Safi tek başına bir duruş sergileyip sigara içilmeyeceğini ilan etse de sigara içmeyen müşteriler, iki yandaki dumanlardan yine etkilenecek.
Dün
Meclis'te tartışılan ve yalnız sigara değil, puro, pipo, nargile ve diğer
tütün mamullerinin kullanım yasağını genişleten yasa, aslında Enis Safi'ye de, diğer bütün mekân sahiplerine de güzel bir gerekçe verecek.
Ama dün Meclis'te de bolca dile getirildi. Yasa şimdiye kadar yok değildi ki... Kapalı yerlerde sigara içmek yine yasaktı. Ama uygulanmıyordu. Çünkü, birincisi, uygulamak için gerekli siyasi irade zayıf kaldı, ikincisi de uygulayacak kişiler,
zabıta görevlilerinden işyerindeki şube müdürüne dek, böyle bir
kanunun uygulanması gerektiğine yeterince inanmamış, eğitilmemişlerdi.
Şimdiye kadar da lokantalarda sigara içmeyen bölümler ayrılması öneriliyordu. Ama, istisnalar bir yana, sigara içilmeyen masa istediğinizde ya
tuvalet girişine yakın, ya da dip köşede diyelim en manzarasız masaya yönlendiriliyordunuz. İyi masalar sizi dumanaltı bırakanların hakkı. İşyerinizde, sigara içmeyen arkadaşlarınızın talebiyle sigara içme bölmesi hazırladığınızda, bu
özgürlük ihlali olarak dahi
suçlama konusu yapılabiliyor. Sanki sağlıklı yaşamak istemek bir hak değilmiş gibi...
Aynı örnek trafik konusunda da verilebilir.
Yeni yıl ile birlikte yeni
trafik cezaları geldi.
Peki eskiden yok muydu? Eskiden hâkime, milletvekiline, mülki idare amirine uygulanamayan ceza, şimdi uygulanabilecek mi?
Türkiye İnsan Hakları Vakfı tarafından yayınlanan 2007 Raporu'nda,
insan hakları alanında son birkaç yıldır kaydedilen görece ilerlemenin durduğuna, gerilemenin başladığına işaret ediliyordu.
İşkence şikâyetlerinde ve diğer ihlallerde artışa dikkat çekiliyor. Peki
Avrupa Birliği uyumu çerçevesinde ve '
Kopenhag kriteri olmazsa
Ankara kriteri ile devam ederiz' anlayışı çerçevesinde birçok yeni yasa çıkarmadı mı Meclis? İşkence ve kötü muamele yasak değil mi? Bunu uygulamak, bireysel sorumluluk getirmekle büyük ölçüde çözülebilecekken üstelik.
Evet, dünyanın her yerinde olduğu gibi Türkiye'de de, yasa değişikliği olmadan kafa değişikliği olmuyor. Ama bizde kafalar değişime dirençli. Olumsuz değişime hemen uyum sağlıyoruz da, olumlu olanlara direniyoruz milletçe.
Vergi yasalarından trafik kurallarına, sigara yasağından işkence yasağına dek kanunlar çıkarabilen ama uygulayamayan bir toplumuz. Yasaları değiştirebiliyoruz, ama üçüncü dünya anlayışını kıramıyoruz. Sonra hukuk devleti olmaktan söz ediyoruz. Kanunlarını uygulamaktan aciz bir devlet, kanunları daha adil hale getirmeyi becerebilir mi? Kanun devleti olamadan hukuk devleti olmak mümkün mü?
Hiç değilse bu kez farklı bir başlangıç olsun. Meclis'te geniş mutabakat bulan sigara yasağı kâğıt üzerinde kalmasın. Ben de Enis Safi'nin yerine daha çok gidebileyim. Bunu istemek çok mu?