Çok kişi olayın farkında ama nedense, kimse bu hatalı
uygulamaya müdahale etmek istemiyor.
Günlük hayattan, birkaç örnek verelim.
MOBİLYACI, AVİZECİ, PERDECİ
Mobilyacıya gidiyor ve aradığınız
koltuk ve
yatak odası takımını beğenip,
fiyatını soruyorsunuz:
- 40 bin YTL + yüzde 18 KDV. Fatura istemez ve nakit öderseniz, yüzde 18 KDV’yi almayız.
- Peki... Siz 40 bin YTL’de de biraz
indirim yapın,
fatura da almayalım.
Halı alacaksınız, gidip beğeniyorsunuz. Fiyatını sorduğunuzda:
- 3 bin 500 YTL + KDV. Fatura almazsanız ve nakit öderseniz, bir şeyler yaparız.
Avizeciye gidiyorsunuz, yine aynı
yanıtı alıyorsunuz; Avizenin fiyatı + KDV. Fatura almazsanız, KDV istenmiyor. Perdecide de durum aynı. Oysa, TÜKETİCİYE SATIŞTA "+KDV" DENİLEMEZ.
GELİNLİK, MATBAA, SALON
Gelinlik alacaksınız ya da diktireceksiniz. Fiyatını sorduğunuzda: gelinliğin fiyatı + KDV.
Kürkçünün dediği de kürk bedeli + KDV.
Dershane, kurs ve kreşlerin de...
Matbaaya gidip davetiye beğenip
sipariş veriyorsunuz, yine aynı yanıt; davetiyelerin fiyatı + KDV. Fatura almazsanız, KDV ödemezsiniz. Oysa, TÜKETİCİYE SATIŞTA "+ KDV" İSTENİLEMEZ.
Düğün salonu ya da otelin salonu için istenen fiyat; salon kirası + KDV ya da kişi başına şu kadar YTL (veya dolar) + KDV. Fatura almazsanız, fiyatta biraz indirim ve KDV’yi almamak.
Eve mutfak dolabı yaptıracaksınız,
duvar kağıdı döşeteceksiniz, fiyatını sorduğunuzda yanıt yine aynı, bunların bedeli + KDV.
DOKTOR VE DİŞ HEKİMİ
Muayenehanesi olan doktora gidiyorsunuz. Ödeme yaparken, sekreter hanım soruyor:
- 50 YTL + KDV ödeyeceksiniz. Serbest meslek makbuzu istemezseniz, KDV’yi almayız.
Diş hekimine gidiyorsunuz, yine benzeri açıklama. OYSA KDV FİYATA DAHİL.
İNŞAATÇILAR
Daire ya da dükkan aldığınızda da benzeri bir tablo ortaya çıkıyor.
Net alanı 150 m2’yi aşan konutlarda, KDV oranı yüzde 18. İşyerlerinde, m2 sınırlaması yok. Oran yüzde 18. Örneğin 1 milyon YTL’ye alınan bir konut ya da dükkanın bedeli 400 bin YTL gösterilirse, alıcı 108 bin YTL daha az KDV ödüyor. İnşaatçı da gelirini 600 bin YTL düşük gösterip, bu tutarın gelir
vergisi ya da kurumlar vergisini ödemiyor.
Alıcının ve satıcının, çıkarlarının birleştiği durumlarda, vergi kayıp ve kaçağı kaçınılmaz oluyor.
Olay yukarıda belirtilenlerle sınırlı değil. Kurumsallaşmış bazı işletmeler ile tüm girişleri faturalı olanlar dışında, genel uygulama yukarıdaki gibi. Girişlerinin tamamı faturalı olanların bir kısmı da "düşük fatura" kesmek suretiyle, KDV ve
kazanç vergisi kaybına neden oluyorlar.
NE YAPMALI?
- Yürürlükteki mevzuata göre, tüketiciye mal
satışlarında ve hizmetlerde "Artı KDV" demek, KDV yasasına aykırı. Perakende satışlarda ve hizmetlerde, fiyatların KDV (bedele) dahil edilerek tespit edileceği ve müşterilerden, KDV adı altında ayrıca bir bedel istenmeyeceği 22 Seri No.lu KDV Tebliği’nde açıkça belirtilmiştir (Bkz. www.yaklasim.com).
- Sadece vergi mükelleflerine yapılan satışlarda "Artı KDV" denilip, faturanın da KDV’yi ayrıca belirtmek suretiyle düzenlenmesi gerekiyor. Ancak vatandaş "vergi uzmanı" olmadığı için bu ayrıntıyı bilmiyor, saf saf "Peki fatura almayayım" diyor.
Bu konuda, yeni bir
düzenleme yapılıp, tüm satışlar ve hizmetler için bedelin "artı KDV" şeklinde belirtilmesi önlenmeli... Hatta, vergi mükelleflerine yapılan satış ve hizmetlerde de KDV, bedelin içinde yer almalı.
Malın ya da hizmetin bedeli açıklanırken "artı KDV" denilmesi önlenirse, bir de fiş ve faturalara "kazı-kazan" getirilirse, belgesiz satışlar ve kayıtdışılık büyük ölçüde engellenmiş olur.