PKK’nın liderleri yakalandı, militanları dağıtıldı mı?
Hayır..
O zaman dün niye ayaktaydık, bugün niye sükûnet hâkim?
Ortada büyük bir başarı mı var?
Yok..
(Belki de vardır ama kimse bilmiyor.. Çünkü ‘mahrem stratejisi’ izleniyor.)
Bütün bu bilinmezlikler içinde şunu biliyoruz:
Başarısızlık yok..
En azından PKK militanları K.
Irak’tan saldıramıyor.. Canımızı yakamıyor..
En azından
Barzani tehdit ve
tahrik içeren konuşmalar yapamıyor..
En azından
Bush, PKK’yı ABD’nin de düşmanı ilan etti..
En azından AB ülkeleri de
sınır ötesi operasyon konusunda
Türkiye’nin haklı olduğunu gördü ve söyledi..
En azından bölgenin PKK’yı taşıyamayacağını herkes anladı..
İngiliz de anladı..
Amerikalı da..
Arap da..
Fransız da..
Peki içinde bulunduğumuz sürecin adına başarı demesek de
kriz iyi yönetiliyor diyelim mi?
Şimdi duruma bakalım.. 1.5 ay önce Türkiye duvara çarpmak üzereydi.. İçeriden yükselen tepkilerin yarattığı sele kapılsa
Kuzey Irak’a girecekti..
Kriz daha büyük bir kriz doğuracaktı.. Bu
tehlike görüldü.. Kamuoyu sakin olmaya çağırıldı, uluslararası aktörler ikna edilmeye çalışıldı..
İkisi de başarıyla yapıldı..
Ön yargıyı bırakalım.. Her konuyu kendi sınırlarında tartışalım.. Şunu rahatlıkla söyleyebiliriz..
Başbakan Erdoğan krizi çok iyi yönetti..
Bu başarı mı, değil mi?
Bence başarı.. Büyük başarı.. PKK ile mücadelede geldiğimiz noktayı söylemiyorum.. Yazının başında söyledim.. Bu konuda somut bilgimiz yok.. Duyumlarımız var, sezilerimiz var..
O seziler de işlerin iyi gittiğini söylüyor.. Bu ayrı..
Başarı şurada..
İki ay önce..
İsrail kadar olamadık diyenler biraz geri adım attı.. O günkü toplumsal ruh hali şöyleydi.. Bu PKK belasıyla baş edemeyeceğiz.. Adamlar ABD’yi de
Avrupa’yı da arkalarına almış, ne yapalım!..
Daha da ötesini söyleyeyim: Biz büyük devlet değilmişiz diyorduk..
Bugün.. Herkes PKK meselesine bitti gözüyle bakıyor.. Türkiye yine bu işi halleder diye düşünüyor..
Daha da önemlisi, toplumun içi rahat..
Toplumsal psikoloji eksiden artıya geçti..
Feryattan..
Gurura..
Bence bu büyük başarıdır.. Erdoğan’ın başarısıdır.. Ama bu başarı PKK sorununu halletmeye yetmez..
Toplumsal morali körükler o kadar..
*
O zaman gelelim ana cepheye.. PKK meselesi ne olacak? Kış uykusu yine bahar cinayetlerine mi dönüşecek?
Kritik soru da şu; hükümet mi zaman kazanıyor, PKK mı?
Sorunun net cevabı yok..
Umut veren açılımlar var.. Başbakan’ın AKP’nin
Kızılcahamam kampında söylediği üç cümleyi çok önemsedim..
Dedi ki:
Bir: Masada olduğumuz sürece aleyhimize bir şey gelişmiyor. Biz de masadayız..
(1
Mart tezkeresiyle kalktığımız masaya döndüğümüzün ilanı.. Başbakan masayı önemsiyor.. Sevindirici.. Bir önceki Başbakan bugünün Cumhurbaşkanı bunun önemini anlamamıştı..)
İki: Sonuca gitmek için çok önemli bir fırsat yakalamış bulunuyoruz..
(Talih kuşu ikinci kez başımıza konmuş.. Birincisini kovalamıştık!)
Üç: Amaç
silah bıraktırmak.
(Bence Başbakan’ın en önemli sözü bu.. Bin kişiyi, iki bin kişiyi öldürseniz ne olur ki? Aşağıdan yenileri geldiği sürece, kalanlar silahı bırakmadığı sürece.. 1990’lı yılları hatırlayın..)
Sonuç: PKK konusunda gidişat iyi..