Sayın Tezel, 08
Kasım 2007 tarihinde AKŞAM Gazetesi’ndeki yazınızı okudum. Size önce kendimi kısaca tanıtmak istiyorum. 26 yaşındayım, evliyim ve 15 aylık bir bebeğim var. 8 yıldır da özel bir şirkette çalışıyorum. Çalışan bir anne olarak çok zorluklar yaşıyorum. İş stresi,
ev işleri, geçim sıkıntısı, en önemlisi bir bebeğimin olması. Tüm bu sıkıntıları yaşarken devletin bana sunduğu
yardım nedir peki? Ben vergisini ödeyen sorumluluk sahibi bir vatandaşım. Karşılığında ne alıyorum. Koca bir hiç. Emekli bile olamayacağım belki de.
İnanın çok üzülüyorum. İş
kanunlarının bir an önce çalışan kadınlar ve çalışan anneler için tekrar güncelleşmesini istiyorum. Yeni evlenen bir kadın, evlendiği sene içinde işten ayrılırsa tazminat hakkına sahip.
Bebek olduktan sonra da işten ayrılmak isterse tazminat hakkına sahip olmalı. Süt parası deniyor. Peki ne kadar 50 YTL. Bu nedir ki? Bir paket süt ne kadar 2 YTL. Hesapladığınızda 25 günlük süt parası veriliyor. Kanunlara bakıyorum. Ama inanın hiçbir şey anlamıyorum. Çalışan kadınların tam olarak hakları nedir bilemiyorum? Evet dediğiniz gibi SESİMİ DUYURMAK istiyorum ama nasıl? l Özlem Ortataş
Özlem Hanım, başlığa bakıp ne oluyoruz rüyada mıyız demeyin biz
Türkiye’den değil
Almanya’dan bahsediyoruz. Almanya’daki yeni sosyal güvenlik kanunları
genç kadınlarını anne olmaya veya anneliklerini yaşamaya
teşvik etmek, bebekleri annelerinin sıcacık kucaklarında büyütebilmek için yeni bir
yasa çıkardı. Deniyor ki her çocuk doğurduğunuzda o çocuğu büyütene ve o çocuk 3 yaşını tamamlayana kadar sosyal güvenlik primlerinizi devlet olarak ben ödeyeceğim. Bu yetmez üstüne doğurduğun çocuğuna iyi bakabilmen için bir de ayda 1000 eurodan başlayan aylık yardımlar yapacağım. Yetmez, şayet bu bebeği büyüteceğin evin müsait değilse, oda sayısı yeterli değilse sana iyi bir ev kiralaman için de maddi yardımda bulunacağım. Üstelik bu işlemi her çocuk doğurduğunda tekrar edeceğim. Yani beş çocuk doğurur, büyütür bu ülkeye kazandırırsan her bir çocuk için 3’er yıl hesabıyla 15 yıl çalışan birisi gibi olacaksın. 15 yıllık sosyal güvencen ile de yaşın gelince seni
emekli edip her ay en az 1000 euro emekli aylığı da vereceğim diyor. İşte
Müslüman olmayan Almanya bunu yapıyor analarına. Peki, Türkiye’de durum ne?
Kadınları işe almadan evvel soruyorlar, evli misin?
Çocuk doğurmayı düşünüyor musun?
Hamile kalırsan senin
doğum iznin, süt iznin ile uğraşamam, sen hamilelik veya annelik nedeniyle işe gelmeyeceksen şimdiden söyle işe almayayım dedikleri yetmiyor.
Sosyal güvenlik ve iş hukuku sistemimiz evlenen kadına işini bırakması halinde
kıdem tazminatı ödemeyi
vaat ediyor ama evlenen kadın anne olduğunda, bebeğini bakabilmesi ve anneliğini yaşayabilmesi için işten ayrılmasına izin vermiyor. Ha bu arada ülkemiz AB’ye girecekmiş haberiniz olsun ama dikkat ettiniz mi AB’nin
sermaye lehine olan bütün kanunlarını kabul ettik,
işçi, esnaf ve annelere yönelik hiçbir kanununu daha kabul etmedik. Üstelik özellikle sendikal haklar konusundaki isteklerine de ayak diriyoruz. Farkında mısınız?
Röntgenciler ölesiye mi çalıştırılacak?
28
Nisan 1937 tarih ve 3153 sayılı “Radyoloji, Radyum ve Elektrikle Tedavi ve Diğer Fizyoterapi Müesseseleri Hakkında Kanun”a dayanılarak 1939 yılında yayımlanan 2/1807 sayılı Nizamnameyle
röntgen çalışanları günde 5 saat çalıştırılmakta ve memurlara verilen normal yıllık iznin yanında bir de 4 hafta da şua izni kullandırılmakta iken, önce
Sağlık Personelinin
Tazminat ve Çalışma Esaslarına Dair Kanun’un ikinci maddesine 28.03.2007 günü, “Ancak, bu
personelden iyonlaştırıcı
radyasyon ile teşhis,
tedavi veya araştırmanın yapıldığı yerler ile bu iş veya işlemlerde çalışan personel,
Sağlık Bakanlığı’nca çıkarılacak yönetmelikte belirlenen radyasyon dozu limitleri içinde çalıştırılabilir” cümlesini eklediler. Ardından da 06.10.2007 gün ve 26665 sayılı
Resmi Gazete’de, “
Kamu Sağlık Hizmetlerinde İyonlaştırıcı Radyasyon Kaynakları İle Çalışan Personelin Radyasyon Doz Limitleri Hakkında
Yönetmelik”i yayınladılar. Yönetmelik bu şekilde devam ederse artık röntgen çalışanları günde 8 saat çalıştırılacaklar. Konuyla ilgili olarak Sağlık Bakanlığı tüm illere 08.10.2007 günü talimat göndermiş ve röntgen çalışanlarının günde 8 saat çalıştırılmasın demiş. Bu arada araştırdım, 1939 yılında yayınlanan ve günlük mesainin 5 saat olduğuna dair 2/1807 sayılı Nizamname’nin yürürlükten kaldırıldığına ilişkin bir ibare de bulamadım. Bu durumda bu iş mahkemede biter.