Eğer yanlış anlamadıysam,
Başbakan Tayyip Erdoğan'ın Davos'taki meydan okuyucu tavrını çok beğenen Araplar “O, yeni bir Nasır” yakıştırmasında bulunmuşlar. Bizden bir yorumcunun Araplara mal ettiği bir yakıştırma da olabilir bu. Sonuçta, bir '2. Nasır' nitelemesidir gidiyor...
Bir dönem Arapların dilinden düşmeyen bir siyasi figür olabilir
Cemal Abdünnasır; 'Arap birliği' yolunda adımlar atmış,
İsrail'e savaşlar açmıştı. Ancak Arap belleğinde bugün dünkü yerini işgal etmiyor; zaten kendisi de istediklerini yapamamış kalbi kırık bir insan olarak hayata
veda etmişti.
Suriye ile kurduğu ve diğer Arap ülkelerinin katılımıyla büyüyeceğini umduğu 'Birleşik Arap Cumhuriyeti' daha sağlığında çökmüştü zaten...
Kim bu benzetmeyi yaptıysa kendisini yılın hümoristi seçebilirsiniz...
İlla da birine benzeteceksek Tayyip Erdoğan'ın tavrını, bu işe kim daha uygun?
Barack Hussein Obama'ya ne dersiniz?
Hatırlayacaksınız, Başbakan Erdoğan'ın tepkisini çeken 'Obama-
Bush' benzerliğini kurmuştum yakın geçmişte. 'Teşbihte hata olmaz' demeyi unuttuğum için, ya da sözlerimi ikinci elden duyduğu için, müthiş sert bir
cevap almıştım Tayyip Erdoğan'dan... Şimdi o benzetmedeki Obama bölümünü tersinden ele almanın tam zamanı...
ABD'nin yeni başkanı bütün dünyada büyük umutlar uyandırarak Beyaz Saray'a yerleşti. Dünyanın en güçlü ülkesinin başkanı o ve temsil ettiği gücü
adaletle, başkalarına zarar vermeyecek biçimde, dünya barışı için kullanması bekleniyor. Tayyip Erdoğan'ın son zamanlarda kullandığı deyimle 'kimsesizlerin kimsesi' olması bekleniyor Obama'dan...
Yeni dönemin hayırla başladığının ve bundan sonra hep aynı çizgide politikalar izleneceğinin en çarpıcı örneği, Obama'nın İsrail üzerinden vereceği bir
mesaj olabilirdi. Geçmişte, hem de o kadar uzak olmayan bir geçmişte, “İsrail Başbakanı makam telefonumu biliyor, benimle görüşmek istiyorsa sekreterimi arasın” diyen dışişleri bakanı (James Baker, 1992) çıkmıştı ABD'den...
Erdoğan'ın Davos'ta verdiğine yakın bir tepki...
Başkanlık makamına oturalı henüz 15 gün bile olmadı
Barack Obama'nın;
Gazze dolayımlı '
Filistin sorunu' şimdiye kadar ilgisini vermesini gerektirecek bir yer işgal etmiyor herhalde öncelikler listesinde. İsrail'de her düzeyden politikacı Gazze'ye topyekün saldırıdan söz edip durdu şu son 15 gün boyunca, Washington'dan en ufak bir tepki gelmedi.
Davos'a sırf bunun için katılıp Tayyip Erdoğan'ın tepkisini kendi diliyle verebilirdi Obama. Verseydi, Gazze'ye yeni bir topyekün saldırıyı durduran lider Tayyip Erdoğan değil, Barack Obama olurdu.
Bu da bizi 'Nasır' benzetmesinden 'Tayyip Erdoğan' ölçüsüne getiriyor. Davos'ta sarf ettiği sözler ve sergilediği tavır geçmişte kime veya kimlere benzetilirse benzetilsin, herkesin kendisine büyük umutlarla baktığı Barack Obama için bir ölçü teşkil ediyor artık. Tayyip Erdoğan söz ve fiili ile Barack Obama'ya nasıl davranması gerektiğine dair bir örnek vermiş oldu.
“Öyle davranmaz, Obama İsrail'in suyundan gidecektir” diyenler, “Obama'ya umut bağlamayın” da demiş oluyorlar. Oysa ABD'nin yeni başkanı bütün dünyaya içinde 'eşitlik' ve 'adalet' sözcükleri de geçen değişim sözü vererek seçildi. Dünyanın ondan beklentisi, dış politikada, 'sorunların anası' olan Arap-İsrail ihtilâfında da âdil davranmasıdır.
Erdoğan'a '2. Nasır' olmak yakışmıyor, ama Erdoğan'a benzer bir tavır sahibi olmak Obama'ya yakışacaktır...