KESKİN NİŞANCILAR GÖLGESİNDE BİR HAYAT

Bakü-Hava ayaz mı ayaz.


Ellerimiz gerçekten ceplerimizde. Müthiş bir soğuk var. Sabahtan bu yana karla karışık yağmur hiç kesilmedi. Rüzgar da cabası. Sulu sepken yüzlerimize sert çarpıyor. Eller tetikte! Askerlerin başında Türkiye'de eğitim görmüş Azeri subaylar var. Burası sıfır noktası Ermenistan'ın işgal ettiği Azerbaycan topraklarının bittiği yerdeyiz. Karşıda Ermeni askerlerin gözetleme kuleleri var. Buraya gelmek için Bakü'den 500 kilometre batıya doğru yol aldık. Yanımızda bazı Türkiyeli gazetecilerin dışında Milletvekilleri Ganire Paşayeva ve Elman Memedov da var. Paşayeva ülkesinde en fazla sevilen milletvekillerinden. Ayrıca ülkesini Avrupa Birliği nezdindeki kuruluşlarda da temsil ediyor. Diyebilirim ki, ben böyle fedarakarane çalışan, böylesine ülkesi ve milleti için heyecanla hareket eden bir kadın milletvekili daha görmedim. Ganire hanım sıfır noktasında durdu ve uzun uzun işgal edilen topraklara baktı. Duygulandığını gözledim. Birden bize döndü ve "Göreceksiniz biz bu topraklarımızı geri alacağız. Yeter ki Türkiye arkamızda olsun" dedi. Sesindeki kararlılığı ve heyecanı anlatabilmem mümkün değil. Görmek lazım. Sözlerinde insanı etkileyen ve davasının haklılığını karşıdakine de hissettiren bir büyü var sanki. "Asla vazgeçmedik, vazgeçmeyeceğiz" sözleri bize de bu kararlılığı hissettirmedi desem yalan olur. Köye döndüğümüzde Ganire Hanım'ın bir ilkokulun dış kapısındaki mermi deliklerini bize göstermesiyle şaşkına döndük. Bu okul Ermeni bölgesine bakıyordu ve Ermeni keskin nişancılar arada bir, ne zaman canları isterse okul bahçesindeki öğrencilere ateş ediyordu. Korkunç bir şey bu. Ermeni keskin nişancılar bugüne kadar Hacalı adlı köyde 150'den fazla, çoğunluğu kadın ve çocuklardan oluşan sivilin ölümüne yol açmış. Keskin nişancı saldırıları yüzünden köylüler okulun yerini değiştirmek zorunda kalmışlar. Bütün imkansızlıklar içinde köylüler yeni bir okul binası yapmaya çalışıyorlar. İnanır mısınız, buralarda dolaşırken insan tedirgin oluyor. Acaba bizim de içinde bulunduğumuz kalabalığa uzaktan bir keskin nişancı saldırısı olur mu diye düşünmeden edemiyorum. Açıkçası bir an evvel oradan ayrılmak arzusundayım. Fakat burada iskan eden vatandaşların böyle bir korkusu yok. Sonuna kadar topraklarında yaşamaya devam edeceklerini söylüyorlar. Teknik olarak bilgi vermek gerekirse, Azerbaycan topraklarının yüzde 20'si bugün Ermeni işgali altında. Sekiz milyon Azeri nüfusun bir milyonu, yani ülke nüfusunun her 8 kişiden biri mülteci olarak yaşıyor. Bir milyon mülteci, Azerbaycan'ın her tarafına yayılmış durumda. Devlet mültecilerin yaşam standartlarını yükseltmek için petrol gelirinden pay ayırmış, onlara yeni ve yaşanılabilir evler yapıyor. Ancak bir milyon kişiyi bütünüyle iskan etmek pek de kolay değil. Azerbaycan'da bulunduğum süre içinde gerek sokaktaki vatandaş gerekse görüştüğümüz yetkililerin Türkiye ile Ermenistan arasındaki son gelişmelerden oldukça endişelendiğini gördüm. Türkiye'nin Ermeniler'in işgal ettiği Azeri topraklarında bir çözüm sağlanmadan Ermenistan ile ilişkilerini geliştirip sınır kapılarını açma ihtimalini pek mümkün görmüyorlar ama yine de olaya "duygusal" yaklaşıyorlar. Görüştüğümüz herkese bu ihtimalin pek mümkün olmadığını söylesek de Azeriler'de bu endişe var ve Türkiye tarafından tatmin edici açıklamalar yapılmadığı takdirde artacak! Bakü'ye dönüşümüzde Azerbaycan'ın ikinci büyük şehri ve ilk başkenti Gence'deki Türk Lisesi'ne uğradık. Bayan Paşayeva bir öğrencinin sözleri karşısında gözyaşlarını tutamadı. Okul birincisi olan öğrenci Tamerlan Sultanov Ganire Paşayeva ile olan bir hatırasını anlattı ve "Hatırlarsanız size okul birincisi olacağıma dair söz vermiştim. O sözümü yerine getirdim" dedi. Ganiyeva bunun üzerine Tamerlan'a sarıldı ve gözyaşlarını saklama gereği duymadı!
<< Önceki Haber KESKİN NİŞANCILAR GÖLGESİNDE BİR HAYAT Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER