Eski
kuvvet komutanları,
emekli Orgeneral Aytaç Yalman, emekli Orgeneral
İbrahim Fırtına ve emekli Oramiral
Özden Örnek’in, 2003-2004
darbe tertipleri ve
Ergenekon kapsamında
sivil savcılık tarafından ifadeleri alınacak...
Bir süre sonra da açıklama geldi Ergenekon savcılarından:
Gündemimizde yok!
Eski
Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral
Hilmi Özkök örneğinde de böyle olmuştu. Önce haber gelmiş, sonra gündemde yok açıklaması yapılmış, ama bir süre sonra Özkök Paşa’nın sekiz saat süreyle ifadesine başvurulmuştu.
Yine böyle olacağı anlaşılıyor.
Komutanların ifadesi alınacak.
Bu da gayet
doğal.
Ve de hukuki bir mecburiyet!
Çünkü, eski Deniz
Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral Özden Örnek’in günlükleri bugün artık
ikinci Ergenekon iddianamesinin bir parçası haline gelmiş durumda.
Bu bir.
İkincisi:
İddianamenin ekleri arasında yer alan bilirkişi raporu da, Özden Örnek Paşa’yı bu günlüklerin yazarı olarak resmen belirlemiş durumda.
Yinelemekte yarar olabilir.
Bu günlüklerde, 2003 ve 2004 yıllarına ait
Sarıkız ve
Ayışığı isimlerini taşıyan
darbe planları yer alıyor.
Bu planların başoyuncusu, halen Ergenekon sanığı olan eski
Jandarma Genel Komutanı emekli Orgeneral Şener
Eruygur’dur.
Dört bilirkişinin saptamalarına ve iki kişilik kurulun değerlendirmelerine göre,
Şener Eruygur Paşa’nın, kısa adı ADD olan
Atatürkçü Düşünce Derneği’ndeki Genel Başkanlık odasında bulunan yedi numaralı CD’den Özden Örnek Paşa’nın bilgisayarındaki belgelerin kopyaları çıkmış...
Bu belgelerden biri de, bilirkişi heyeti tarafından eski deyişle ‘sahih’liği tespit edilen Örnek Paşa’ya ait darbe günlükleri...
Şimdi öyle anlaşılıyor ki:
Hilmi Özkök Paşa’dan sonra emekli kuvvet komutanları
Aytaç Yalman, İbrahim Fırtına ve Özden Örnek
paşaların da ifadeleri alınacak.
Hukuk böyle diyor.
Orta yerde bir suç var.
Anayasal bir suç bu.
Hesabını sormak lazım.
Eğer bu ülkede hukuk devleti varsa, hukukun üstünlüğü diye ilke geçerliyse, ‘2003-2004 darbe tertipleri’nin hesabını sivil mahkemelerde sormaktan başka çare yoktur.
Gelinen nokta öyle uzun boylu düşünmeyi gerektirmiyor.
Darbe günlükleri gerçek çıktı.
Ergenekon iddianamesine de girdi.
Bir başka önemli gelişme:
Cumhuriyet gazetesine
bomba atan kişinin işlediği o korkunç
Danıştay cinayeti davasıyla
Ergenekon davası geçen hafta birleştirildi.
Hatırlayın Danıştay cinayetini...
O cinayetle birlikte bütün
Türkiye’nin “
İrtica geliyor!” avazeleriyle nasıl ayağa kaldırılmak istendiğini bir an gözünüzün önüne getirin...
Ve o
manşeti anımsayın:
“Genç subaylar tedirgin!”
Evet, Türkiye bir ‘darbe ortamı’na sürüklenmek isteniyordu. Bu ortama kimileri bilerek, kimileri de geçmişte olduğu gibi farkında olmayarak ya da
gönüllü yol arkadaşları olarak
hizmet ediyordu.
“Genç subaylar tedirgin!” manşetiyle ilgili olarak, önce eski
Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral Salim Dervişoğlu, geçen ay Yeni
Şafak gazetesinde şöyle demişti:
“
Provokasyon amacıyla üretildi.”
Eski
Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral
Yaşar Büyükanıt da geçen hafta
32. Gün programında aynı konuya şöyle değindi:
“Genç subaylar rahatsız ibaresi üretilmiş bir haberdir. Birileri tarafından enjekte edilmiş.
Genelkurmay Başkanlığı üzerinde
baskı yaratır mı düşüncesiyle üretilmiş bir şeydir. Tabii bunu bu kadar açık söylediğime göre, itimat buyurun böyledir.”
Büyükanıt Paşa da böyle diyor.
Cumhuriyet’in tepesinde yer alan o manşet haberin altındaki
imza ise Mustafa
Balbay’ın imzasıydı.
Balbay halen
tutuklu.
Günlükleri ise, Örnek Paşa’nın günlükleri gibi, Ergenekon iddianamesinin bir parçası haline gelmiş durumda...
Ve Balbay’la Örnek Paşa’nın günlükleri eğer zaman ayrılıp birlikte okunursa, -bazı hukuki hata ve sapmalar dışında- Ergenekon’un ciddiyetine ilişkin çok fazla kuşku kalmaz diye düşünüyorum.
Bu nedenle üşenmeyin lütfen, günlüklerden Ergenekon’a bir çizgi çekiverin, eğer
demokrasi ve hukukun üstünlüğü konusunda bir duyarlığa sahipseniz bu ülkede...