Sayın Aydın Doğan'ın "organı", vargücüyle Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nu parlatmaya girişti...
Sayın Kılıçdaroğlu'nun önümüzdeki mart ayında
CHP'nin
İstanbul belediye reisi adayı olması için hava yaratılıyor. Sayın Kılıçdaroğlu, henüz CHP'nin değil ama Sayın Aydın Doğan'ın adayı.
Kimsenin günahını almayalım, aralarında bir "
Hilton mevzuu" geçti mi, bilemeyiz.
Önce bir "Deniz Baykal'ın yerine geçirebilir miyiz?" oltası atıldı, CHP İstanbul İl Başkanı Sayın
Gürsel Tekin "eyvah, bizim patrona
rakip çıkıyor" diye tutuştu, konuyu belediyeye çevirdi. Bu da elbette Sayın Doğan'ın daha çok işine gelir.
Fakat bu adam milletvekilliğinden, meclis grup başkanvekilliğinden vaz mı geçecek de belediye reisliğine fit olacak?
Sayın Kılıçdaroğlu, ufak tefek, halim selim bir adam. Cerbezeli bir politikacıdan çok,
küçük bir şirketin muhasebecisini andırıyor. (Büyük şirketin muhasebecisi, Sayın Mustafa
Özyürek.)
Zaten
Maliye Bakanlığı'nda
hesap uzmanıymış eskiden, Gelirler Genel Müdürlüğü, Bağ-Kur ve SSK Genel Müdürlüğü deneyimleri de var,
tipik bir "kır kökenli
Ankara bürokratı" ... İstanbul'da pek yaşayamaz, rahat edemez. Bizim burası ona kalabalık, gürültülü ve pahalı gelir.
Altmışlı yıllarda ortalıkta beyaz
gömlek, kara
bıyık ve düğmeli hırkayla dolanırdı bu çocuklar... Ellerinde "bir
bayrak gibi açtıkları"
Cumhuriyet gazetesi... İçki içmezlerdi, çokça çay içerlerdi... Bir de, Birinci sigarası...
Kendisinde bir "Emekli Ayşe Amca" tipi de yok değil,
Güngör Uras'ı etkileyeceğinden eminim. Böylece yalnız
Hürriyet gazetesini değil,
Milliyet gazetesini de arkasına alacaktır. Elbette, Turgay Ciner'in yeni çıkaracağı gazete de "hükümete uyuzluk olsun diye" onu destekleyecektir.(Karamehmet'in adamları da aynı fikirdeler.)
Hakem Uğur Dündar'ın yönettiği ve televizyondan naklen yayınlanan şu ünlü Ankara
Şampiyonlar Ligi maçında hiç de öyle "karizmatik" falan görünmedi... Ama gene de Sayın Nurettin Sözen'den daha "nurlu" bir görünümü olduğu söylenebilir.
Belediyecilik alanındaki başarıları şimdilik
Şaban Dişli ve Dengir Mir Mehmet Fırat'la "uğraşmak" ile sınırlı.
Kendisi Dersim'liymiş.
Büyük dedesi eşkıyaymış.
Gençliğinde ülkücülerden dayak da yemiş.
Oğlu "
rock" müziğiyle uğraşıyormuş ama kendisi türkü seviyor.
Bu iki eğilimi birleştirip "
Anadolu rock" yapabilirler
baba-oğul, fakat içinde libido olmayacak, tarım ürünleri sıralanacak, bir de kelime tekrarları bulunacak: Ana baba, bacı kardaş, epil epil, ılgıt ılgıt,
toprak gibidir,
buğday gibidir!
Böylece, İstanbul'da sol oyları toplama ihtimali varmış,
Alevi ve
Kürt vatandaşlarımızın sola oy verecekleri varsayılınca... Alevi ve Kürt olmayan vatandaşlarımız daha kalabalık olduklarından, bu girişim gene bir hüsranla sonuçlanabilir!
Sayın Aydın Doğan'ı bilemeyiz ama, CHP "
köylülük" kartını oynamakla yanlış yapar.
Çünkü gerçek köylü, CHP'den çok daha köylüdür!
İstanbul'da köylünün CHP ile işi bitmiştir, muhabbet seksenli yılların sonlarıyla doksanlı yılların başlarında kalmıştır.
Eh, "şehirlilik" kartı da CHP'yi hiçbir yere götüremez. "Uzaylılara" oynasalar daha iyi ederler.