Obama’nın
demokrasi ve özgürlüklere ilişkin sözlerinden alıntılar yaparak, şu sonuca varıyor:
“Obama da tüm İkinci
Cumhuriyetçiler gibi ihtiyacımız olan köklü reformları yaparak ‘Cumhuriyeti demokratikleştirmemiz gereğini’ vurguluyor.”
Sabah’ta
Salih Memecan’ın karikatürü de ilginçti; Obama konuşurken birileri “Liboş!” diyordu.
Vatan gazetesinde Hikmet Bila ise yazısına “Bu Obama Kemalist midir ne!?” başlığını koymuş. Obama’nın
Atatürk’ü öven, laik demokrasiden bahseden sözlerini alıntılıyor, böyle bir Obama’yı liberallerin de övmesini yadırgıyor. Bila yine de Obama hakkında ihtiyatlı, “Gözümüz Obama’nın üzerinde olacak. Bakalım sözlerini tutacak mı?” diyor.
Cumhuriyet gazetesi de Obama’yı çok sevdi.
Hangi Obama?!
Unutmamak gerekir ki,
Bush’un da Atatürk’ten, onun vizyonundan övgüyle bahseden,
laiklik ve demokrasi vurgusu yapan konuşmaları vardı.
Türkiye’ye geldiğinde böyle konuştuğu gibi, Atatürk’ün doğumunun 125. yıldönümü için gönderdiği
mesaj da böyle idi.
Atatürk 20. yüzyılın büyük liderlerinden biridir. Tercihi Batı dünyasıdır, hatta “ABD’nin ideali, bizim idealimizdir” gibi beyanları da vardır. Yabancı bir devlet adamının Atatürk’ten övgüyle bahsetmesi, diplomatik nezaketin ötesinde, bir hakkın teslimidir. Onların politik görüşleriyle ilgisi yoktur.
Obama’nın Atatürk hakkındaki sözlerinin manşetlere geçip, Bush’un sözlerinin hafızalarda iz bırakmamış olmasının sebebi, Bush’un “çirkin
Amerika”lı imajıdır. Bush
saldırgan politikalarıyla ve karışık, bulanık terminolojisiyle haklı olarak büyük tepkiler çekti. Kemalistler Bush’ta laiklik karşıtı bir “Ilımlı
İslam” tertipçisini, İslamcılar ise bir “İslam düşmanı”nı gördüler.
Obama ise, Bush’tan kalan kötü imajı düzeltmek, kuşkuları gidermek isteyen bir ‘devlet başkanı’ olarak konuştu. Onun için konuşmasında Atatürkçüler de liberaller de, İslami çevreler de ‘iyi’ şeyler buldular!
Bunu “
mavi boncuk politikası” diye küçümsemek yanlıştır. Üslup farkı, yaklaşım farkını da yansıttığı için son derece önemlidir.
Ilımlı İslam!
Obama’nın laiklik ve demokrasi vurgusu elbette çok isabetlidir ama bu kavramlara verdiği anlamlar ‘liberal’ içerikli olduğu gibi, İslama saygısını vurgulamak, gençlerle konuşmasını “ezan vakti”ne göre ayarlamak gibi mesajlar vermeye özen gösterdiği de açıktır.
Bush’un da Türkiye’yi laiklikten uzaklaştırıp “şeriatı ılımlı uygulayan bir rejim”e yöneltme projesi, hatta niyeti bile yoktu. “Ilımlı İslam” terimi İslam ülkeleri için laik hukuk sistemiyle birlikte aşırılığa karşı ılımlı bir dindarlık öngörüyor, Türkiye’yi de buna örnek gösteriyordu.
İyi işlenmemiş dikkatsiz kavramlar Bush’un “çirkin Amerikalı” imajıyla birleşince, Kemalistler laikliğe karşı bir
komplo, İslamcılar ise bir “haçlı seferi” olarak algıladı.
“Ilımlı İslam” Türkiye’de bir komplo efsanesine dönüştü.
Obama’nın bu “Ilımlı İslam” efsanesini yıkması çok iyi oldu. Umarım artık zihnimizdeki kurgulardan, efsanelerden çok, hayattaki olgularla düşünmemiz biraz kolaylaşacaktır.
Süper devletin başkanı Obama’nın ihtiyaç duyduğu “yumuşak yaklaşım”ı biz kendi ülkemizde birbirimize niye göstermeyelim?