Fransızcayı genizden ve hızlı konuşuyordu. Oyunculuğu kıvraktı. Her alanda öyledir aslında; kıvraktır.
İntibak ve intikal kabiliyeti yüksektir. Bakışlarına sinmiş
Mahsun Kırmızıgül tutukluğu ve yabaniliği olmasa, daha da iyi olacaktı ama, ‘Ben Türk’üm’ diye bağıran birinden de ancak bu kadar Fransız çıkabiliyor.
Kimden söz ediyorum?
Elbette
Ertuğrul Özkök’ten.
Hatırlarsanız, bir televizyon dizisinde, ‘
misafir aktör’ olarak rol almıştı bu... Eşsiz Fransızcasıyla da göz doldurmuştu.
Hayır, Figen Batur’u beğenmemiştim.
İlle de Özkök’tü...
Hürriyet’in yalaka olmayan yazarı Ahmet
Coşkun, ustasını
Sean Penn’e benzetmişti.
Evet,
evet... Sean Penn.
Denilebilir ki, ‘Bu iş, sağa sola çemkirmeye benzemez birader. Hayatında kaç Sean Penn filmi izledin? Sinemadan ne kadar anlarsın? Dramaturji ve cast işlerini ne kadar bilirsin?’
Demeyelim yine de.
Olur böyle...
Ben, benzetmek gibi olmasın da, ‘la femme qui est dans’ diyen adama benzetmiştim. Kırık, hüzünlü, yandan çarklı olmasına özen gösterilmiş bir gülüşü vardır hani...
Bakışı Fransızdır...
İtalya’dan bakınca Fransız,
Fransa’dan bakınca İtalyanmış gibi görünen adam... Şarkıları hüzünlüdür, konvansiyonel dönemden izler taşırlar, çoktan kovmuş olmamız gereken duyarlıklara ilişkindir ama, hiç yoktan iyidir... Bunu da Yozgatlı Ahmet bilmez...
Fakat bu Reggiani görünümlü çakma Sean Penn, biraz tuhaf bir adam. Daha doğrusu, ‘tuhaf bir karışım.’
Ben atlamışım... Sağ olsun, Alihan Tanrıöven adlı okurum hatırlattı:
Hürriyet gazetesi, iki gündür, AKP
Uşak milletvekili Mustafa Çetin’in damadına çakıp duruyormuş. Bu
damat, TRT’de işe yerleştirilmiş. Düz memur kadrosuyla çalışıyormuş ve 1400 TL
maaş alıyormuş.
Bir de isim takmışlar çocuğa: ‘ballı damat...’
İsterseniz ben araya girmeyeyim, sizleri Tanrıöven’in satırlarıyla baş başa bırakayım:
1400 TL’lik damadı ‘ballı’ olarak niteleyen Hürriyet’in ‘bal küpü’ damadı görmemesi çok ilginç.
Bu ‘bal küpü’ damat,
Ertuğrul Özkök’ün damadı Ercan Saatçi’den başkası değil.
Saatçi son albümünü 17 yıl önce çıkardı...
Kayınpederinin de ortak göründüğü DMC’de genel müdürlük yaptı.
Fenerbahçe taraftarlığını, kayınpederinin yönettiği gazetede ‘Fenerbahçe yazarlığı’na dönüştürdü...
Bitti mi?
Bütün popçular sinek avlarken, o bir televizyon yarışma programında jüri üyesi olarak iş buldu. Karısı da (yanlış hatırlamıyorsam) bu programın yapımcısıydı...
Popçu,
spor yazarı,
müzik yapımcısı ‘Süper Ballı Damat Ercan’, derken, asıl bombasını patlattı. TRT’de yayınlanan MAT adlı dizinin yapımcısı olarak karşımıza çıktı. Hayatında tek film çekmeden sinemacı oldu ve
Türkiye’nin en büyük kanalında prime time’da kendine yer buldu...
Damat film çeker de, kayınpeder boş durur mu?
Bütün Doğan medyası MAT dizisini haber yapma yarışına girdi. Kayınpeder de, herhalde ‘Fransız
oyuncu’ kıtlığı çekildiği için, oyuncu olarak dizide rol aldı.
Diyor ki okurum, ‘
Milletvekilinin düz memurluk yapan damadını manşete çeken Hürriyet gazetesi, dizisinin reytingi yerlerde sürünmesine rağmen TRT’ye ayda 1 trilyon liraya patlayan damat Ercan’ı neden görmüyor?’
Neden görmüyor, bilmiyorum.
İki önerim var.
BİR-
Başbakan’ın damadını kalemine dolamaktan helak olan Ahmet Coşkun, bir yazı da Özkök’ün damadı için yazsın; görelim ne kadar özgürmüş...
İKİ- MAT adlı dizinin ismi, DAMAT olarak değiştirilsin.