Bir yanda, bizim Efe
Erdem’in
Yüksekova Çetesi’ni ortaya çıkaran Hüseyin
Oğuz’la yaptığı çok çarpıcı üç günlük röportajın hemen ertesinde patlattığı ve yankıları dalga dalga genişleyen ‘
Organize Baskın’ haberi...
Öte yandan,
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın
Ergenekon’u araştıran
İstanbul Organize’ye yönelik
baskın olayı ve Şamil’in bu olayla ilgili ürkütücü detayları kapsayan soruları...
Hemen ardından sökün eden, star’ın dünkü manşetindeki Ergenekon günlükleri...
Bir ahtapot gibi her belanın arkasından çıkan Ergenekon’un, bu kez de
Malatya’daki korkunç
katliam ile muhtemel bağlantılarının gündeme gelmesi...
Hrant Dink Davası’nda
Yasin Hayal’in gözaltına alınan ağabeyi.
* * *
Ergenekon çevresindeki gelişmeler insanın gerçekten başını döndürüyor...
Bu, sadece silahlı bir çete olayı değil, daha önce de söylediğim gibi, sanki devletin artık işi iyice azıya almış, diğer ‘illegal yarısını’ da
tasfiye operasyonu...
Dünya bunu Soğuk
Savaş ertesinde, NATO’nun ‘paralel ordularını’ usul ve demokratik bir yöntemle çözmüştü...
Biz hem beceremedik, hem de geciktik...
Şimdi o gecikmiş süreci yaşar gibiyiz...
1
Mayıs 1977’den Malatya’da
soğukkanlı
misyoner katliamına kadar, ülkenin içinden geçtiği kanlı sürecinin failleri, gen
e devlet tarafından ortaya çıkarılmakta...
Tabii hala bu süreci anlamayanlar kadar, bundan çok huzursuz olanlar da var...
O nedenle star’ın ‘organize baskın’ haberinin önü ve arkası çok önem taşımakta...
* * *
Bu arada koca koca,
yaşlı başlı yetkililerin gözlerimizin içine baka baka utanmadan yalanladığı
JİTEM’in de kirli çamaşırları ortalığa dökülmekte...
Okumuşsunuzdur...
Ergenekon soruşturması kapsamında İstanbul
Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talimatıyla gözaltına alınarak tutuklanan
emekli Jandarma
Albay Arif Doğan, ‘Jandarma’nın istihbarat teşkilatı’ olarak bilinen JİTEM’le ilgili önemli bilgiler verdi.
1983’te
Jandarma Genel Komutanlığı karargáhında göreve başladığını, sırasıyla istihbarat plan proje subaylığı, harekát plan proje subaylığı ve
İstihbarat Başkanlığı İstihbarat Şube Müdürlüğü’nde görev yaptığını, İHKK (İstihbarata Karşı Koyma) Şube Müdürlüğü’nde Jandarma İstihbarat Grup Komutanlığı’nı kurduğunu anlatmış...
Doğan, grup komutanlığını kurduktan sonra 8 yıl boyunca Jandarma İstihbarat ve Terörle Mücadele Grup Komutanlığı’nda,
OHAL bölgesinde görev yaptığını belirtmiş ve bu birimin görevinin
Türkiye genelini kapsadığını söylerken, ‘genelde görev alanım Doğu ve Güney
doğu alanıydı. Aslında Türkiye geneliyle alakalı görev yapmaktaydım’ demiş...
Doğan, Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanan kişilerden tanıdığı olup olmadığı sorusunu yanıtlarken, emekli
Tuğgeneral Veli Küçük’ü tanıdığını söylemiş...
Albay Arif Doğan, kendisine ait depodaki aramalarda ele geçirilen dokümanlarla ilgili olarak da şu açıklamaları yapmış:
‘Genelde yöre halkının
terör örgütüne meyilli insanlar olması sebebiyle ben de istihbari çalışma yapmak için arşivledim. Emekli olduktan sonra dosyalar bende kaldı, hiç açıp bakmadım.
Bakalım o belgelerden neler çıkacak?
* * *
Bu arada...
Bir detay dikkatimi çekti...
JİTEM’in kurucusu olan ve Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanan emekli Albay Arif Doğan’a
adliye ve polisteki sorgusunda mali ilişkileri sorulmuş...
Doğan’a yöneltilen sorular arasında, İstanbul’da ele geçirilen çok sayıdaki
hesap cüzdanından,
Ziraat Bankası
Yalova Şubesi’ne ait hesap cüzdanı ve arasındaki ‘Alıcı Arzu Işıl Doğan
Ziraat Bankası New York Şubesi. 1.000.000
Dolar’ yazılı not da yer alıyormuş...
Doğan, Yalova
Alay Komutanı olarak görev yaptığı dönemde, kızını dil eğitimi amacıyla New York’ta eğitime gönderdiğini belirterek, ‘ABD’de okuyan kızıma bir defada 1 milyon dolar değil, 10 bin dolar
harçlık gönderdim’ demiş...
Ve:
ABD’de yaşayan kızının dil eğitimi için bir iş adamından burs aldığını açıklamış...
Merak ettim, ama bulamadım, acaba bu iş adamı kim?
* * *
Neden mi önemli?
JİTEM kurucularıyla, çoluk çocuklarına ‘burs’ verecek kadar halvet olan bir
iş dünyası söz konusu ise, 1789’da
Fransa’da tüm toplumu dönüştüren ve değiştiren
devrimci burjuvaziyi, 2008 yılında hala boş yere ararız...
Belki de, 27
Nisan’da parlamentoya karşı anayasal suç işleyen bir askeri
muhtıra söz konusu olduğunda, buna ilk karşı çıkması gereken burjuvaziyken, onların sessiz kalmasının ardındaki nedenleri gösterir bize bu ilişki.
Kısaca, JİTEM ile içli dışlı bir iş dünyasıyla, evrensel ve çağdaş bir ‘
demokrasi’ye ulaşmanın biraz daha güç olduğunu söylemeye çalışmaktayım...