Ali
Sami Yen Spor Kompleksi
TT Arena, harika bir
stat (olacak). Çok yakında... Açılışı 5-6 ay
erken yapılmış gibi bir hali var, stadı detaylı gezme şansımız olduğu için
şantiye havasını rahatlıkla hissedebildik. Yurt dışından bir misafirinizi İstanbul’da bir maça getirmek istiyorsanız göğsünüzü gere gere bu
arenaya getirin, ama Ağustos’ta!
Maç öncesi tribünlerin üstünde Metin
Oktay ve Ali Sami Yen posterleri çok şık duruyor. Yeni stat yapmanın sadece taş,
toprak, cam, betonla ilgili olmadığını da sembolize ediyor bu ölümsüz portreler... Ama bu stat projesinin ete kemiğe bürünmesinde büyük emeği olan
merhum Özhan Canaydın, (buluşunu Edison’a kaptırmış Tesla misali) ortalarda yok! Halbuki mesela bu satırları
Özhan Canaydın basın tribününden yazıyor olmak bizi çok mutlu ederdi.
Sahanın içindeki açılış içinse
Ajax doğru
tercih.
Hollanda ekibi hem bir dünya markası, hem de Martin Jol sonrası düşüşte olduğu için çok tehlikeli değil. (
Real Madrid’i getirmek tabii ki çok fiyakalı olurdu, ama İspanyollar’ın yüzüncü yıl
kutlama maçlarında iki takıma 5 atmışlığı var!). Kanatta Anita’sı, ileride El Hamdaoui’si ve Suarez’i 11’de çıkmayan Ajax bu haliyle, her stat açılışına mutlulukla çağırılacak düzeydeydi(!) Eğer Kâzım bütün şutlarını ısrarla kalecinin üzerine vurmasa, hiç olmazsa Stekelenburg’dan dönecek bir serseri topla
Galatasaray’a galibiyet golünü getirebilirdi.
Zaten
Hagi döneminde belli ki Galatasaray’ın gol umutları genelde bu tarz varyasyonlarda olacak: Baskın hücumlar, frikikler-kornerler, şutlar ve onlardan dönecek toplar... Tabii ki dünyanın bütün takımları Barcelona’ya öykünmek zorunda değil, yüzde 70 topla oynamadan/kırk-elli pasla kaleye gitmeden de pekâlâ maç kazanılabiliyor.
Inter böyle birçok maç oynayarak Devler Ligi’ni kazandı. Ama Türk
Telekom Arena’da kulübede, Galatasaray’ı (tabii ki
Türkiye ölçülerine indirgenmiş) bir Inter’e dönüştürebilecek
Mourinho var mı, işte o noktada şüphe çok...
Acaba Hagi, (bu şüpheleri gündemin birinci sırasından düşürmek ve) Galatasaray 2011-12’yi kurabilmek adına, son yarım saatte yaptığı (Emre-Anıl-
Arda gibi) ileri üçlüleri daha fazla mı denese diye düşünmeden edemiyor insan...