İki
takım da
sezon başında kadrolarında ciddi
revizyon yaptılar; ama sahada uyum sorunu yaşayan tek taraf
Trabzonspor’muş gibi gözüktü dün gece! Trabzon’un ilk 11’indeki 4 yeni transfere karşılık
Bursa’nın tam 5 yenisi var. Ama
Ertuğrul Sağlam 4’üncü yılına giren temel oyun planına radikal müdahaleler yapmadığı ve de transferde bu plana uygun adamları kadroya kattığı için aşağı yukarı aynı futbolu devam ettirebiliyor. Yine kenarları iyi kullanıyorlar, yine duran toplarda etkililer; belki kazanıyorlar/belki kaybediyorlar ama hâlâ (büyük
takımlar dahil) herkese karşı karakteristik toplarını oynuyorlar.
Trabzonspor’sa geçen yılın kahramanı ekipten (girenler dahil) 10 adamla sahada olmasına rağmen daha sorunlu bir organizasyona sahip. Ön taraftaki dörtlü kendi aralarında sık sık yer değiştirerek
rakip savunmanın dengesini bozmaya çalışıyor; ama bu taktik kendi dengelerini bozar görüntüde. Aynı
Almanya önündeki
Türkiye gibi (
Arda yer değiştirdiğinde onun bölgesine kimse gitmediği için nasıl çok basit bir Müller-Gomez golü yediysek), Trabzonspor’da da sık sık saha içinde asimetrik bir düzen sergilendi; Bursa soldan
Vederson/Ozan’la, sağdan da sıkça o bölgeye deplase olan Sestak’la çok etkili oldu...
Aslında Şenol Hoca’nın Nagatomo-Obi-Zarate tehdidine karşılık kurduğu Celutska-Serkan sağ kanat ikilisi Inter’e karşı çok iyi netice vermişti. Hatta
Güneş,
Lille ve
CSKA maçlarında da bu düzeni sürdürdü ama ligde bu formasyonu pek düşünmüyor. Oysa dün Vederson/Ozan ikilisine karşı tam da o formülün zamanıydı sanki...
Neticede iki tarafın da mutsuz olduğunu düşünmüyorum; Henrique’siz-Vittek’siz Trabzon zor bir deplasmandan 1 puanla döndü. Daha fazlasını yapmaları için taktik
disiplin sorunlarını çözmeleri gerek... Bursa’ysa yetenekleri kısıtlı ama çabası yüksek kadrosuyla her daim
Avrupa kupaları yarışı içinde kalacağını bir kez daha gösterdi. Onların da daha yukarılar için şüphesiz daha kaliteli bir kadroya ihtiyaçları var.