Bucaspor bu
sezonki
yönetim anlayışıyla adeta “ikinci ligden birinci lige çıkan bir
takımın ne yapmaması gerektiğinin dersi” gibiydi: Sezona 20 küsür
oyuncu ve bir
teknik direktör
transferiyle başladılar. 8’inci haftada Uygun’un sıfırdan kurduğu takımı Aybaba’ya teslim ettiler. Aybaba kadroyu baştan aşağı revize ettikten sonra da bu kez onun ekibini Karafırtınalar’a verdiler. Bir basit senaryoya bunca rejisör müdahalesi olunca da ortaya başı sonu belirsiz, başarısız bir film çıktı...
Aslında
Bucaspor filmi fena başlamamıştı. Transferde tecrübeli Süper Lig oyuncularını
tercih eden Uygun, ilk 7 haftada zor gol yiyen bir takım üretti. Uygun döneminde Bucaspor sadece
Beşiktaş-
Galatasaray ve Bursaspor’a 1-0’lık skorlarla kaybetti, yalnızca 5 gol yedi ve 8’inci haftaya 13’üncü sırada girdi. Sonra tartışmalı bir kararla Uygun gitti, görev Aybaba’ya teslim edildi.
Filmin ikinci çeyreği sancılıydı, çünkü Aybaba (Uygun’un tecrübeli transferleri
Tomas, Ali
Güneş, İbrahim Dağaşan, Dahmane gibilerini kadro harici bırakıp) takımı yeni gençlerden kuruyordu. Ritim
doğal olarak bozuldu; 7 maçta 5 gol yiyen takım sonraki 10 haftada kalesinde tam 18 gol gördü ve devreyi sondan ikinci sırada kapadı.
Üçüncü çeyrekte hafif bir toparlanma görüldü, çünkü Aybaba kendi kadrosunu kurdu. Gençlerden Kâmil, Civar,
Ali Kuçik,
Sercan, Samet daha fazla dakika almaya başladılar; Bucaspor kendi stadyumunun da oynamaya hazır hale gelmesiyle bir çıkış yakaladı. İçerideki
Kasımpaşa,
Konya ve Antep galibiyetlerinin ardından 20 Mart’ta
Sivas’ı da yenebilseler küme düşme hattının üstüne çıkacaklardı. Ama, olmadı... Kâmil’in kırmızı kartıyla 10 kişi kalan ev sahibi dağıldı, kümede kalma yolundaki en büyük rakipleri Sivas’a 4-0 kaybederek çok büyük bir fırsatı tepti.
Sivas travmasının ardından Bucaspor tepetakla oldu. Bir hafta sonra Olimpiyat Stadı’nda Belediye karşısında yenen şanssız iki gol sonun başlangıcı anlamına geliyordu. Bucaspor yönetimi,
teknik direktör Aybaba’ya artık ikinci lig planları yapmaları gerektiğini iletti. Bu öneriyi kabul etmeyen Aybaba görevini altyapı sorumlusu Karafırtınalar’a devretti.
Bucaspor Karafırtınalar döneminde belki de bir ulusal rekora
imza attı: 7 maçın 6’sında öne geçildi, 1’inde geriden gelinip beraberlik sağlandı. Ama toplamda sadece 1 galibiyet kazanılabildi! Sait Hoca hücumcu
futbol anlayışıyla övgüleri topladı, ama kalesinde 23 gol görünce
Bank Asya 1. Lig’in yolunu tutmaktan kurtulamadı...
Sezonun yıldızı
Musa Aydın
4 dönemin de, 3 hocanın da gözdesi oydu. Gerek sağ açıkta gerekse santrfor arkasında takımının ofansif yükünü sırtlayan adam oldu. Küme düşen bir takımda 8 gol/5 asist gibi azımsanmayacak bir istatistik yakaladı. Sezon sonunda da takımı düşerken onun ligde kalması çok doğal tabii.
En çok yükseliş göstereni
Abdulkadir Özgen
Son 8 haftada
forma şansı buldu, sadece 7 maçta 441 dakika sahada kalıp 6 gol/3 asiste imza attı. Şota’nın santrfor arkasında çok kısıtlı şans verdiği, Samet Aybaba’nın pek fırsat tanımadığı gurbetçi oyuncunun talihi Sait Karafırtınalar’la döndü. 25 yaşında adeta yeniden doğdu
Abdülkadir...
Samet Aybaba’nın şans verdiği bir genci de unutmamak gerek tabii: Millwall’dan orta saha oyuncusu olarak transfer edilip Buca’da sağ bekte forma bulan Kâmil Çörekçi, halen 19 yaş altı milli takımında aynı görevi başarıyla sürdürüyor ve
Avrupa Şampiyonası finallerinde oynamaya hazırlanıyor.
En çok düşeni
Beto
Aslında
Gaziantep performansı da çok yükseklerde dolaşmıyordu, ama Buca’da dip yapıp
İzmir ekibinin uzun haftalar gol sıkıntısı çekmesinde başrol oynadı. Manucho’nun devre arası ayrılması sonrası onun yerine Buca’nın birinci santrforu olup bolca forma şansı bulmasına rağmen sezonu 0 gol, 3 isabetli şutla tamamlaması pek gurur duyulacak bir istatistik değil gibi.
En iyi transfer
Torriç Jebrin
1992 doğumlu Ganalı orta saha oyuncusu da Abdülkadir gibi sadece ligin son çeyreğinde forma şansı bulanlardan... 8 maçta 2 gol-2 asist yapan Akralı, bitmek tükenmek bilmeyen enerjisi, pas yüzdesi ve uzaktan isabetli şutlarıyla fazlasıyla dikkat çekti.
En kötü transfer
Erman Güraçar
Aybaba döneminde Buca savunmasında hemen herkes kötüydü ama Erman’ın yaklaşık 80 kilo(!) fazlasıyla santrforların arkasından koşan hali eski günlerini aratır nitelikteydi. Bu savunmayı (Aybaba onu kadro dışı bıraktıktan sonra) evinde televizyon başından izleyen Tomas ne düşünmüştür acaba merak ediyor insan...
Anahtar sayı
17 gol
Bucaspor bu sezon tam 15 maçta öne geçmesine rağmen yılı 6 galibiyetle kapattı. Özellikle Karafırtınalar dönemindeki son 7 haftanın 6’sında öne geçilip 1 galibiyet alınması trajik. Bu 7 haftada 17 gol atan Buca’nın Fenerbahçe’nin ardından ligin en skorer ikinci takımı olup küme düşmesi de bir başka acayiplik...