12 Haziran seçimleri


2 Haziran 2011 Milletvekili Genel Seçimleri'ne şunun şurasında 1 gün kaldı. Değişik partilerin ve bağımsız adayların propagandaları pek "centilmen" ölçüler içinde geçmediyse de; koktuğum kadar sert olmadı ve çatışmalar çok sınırlı bir düzeyde kaldı. Umarım seçim gününde de aynı sorumluluk duygusuyla hareket edilir. Bu seçimi çok önemsiyorum. Aslında ben her türlü seçimi önemserim. Zira hangi düzeyde olursa olsun; yapılan bir seçim o ortamdaki gerginliği azaltır. Her zaman verdiğim ve pek sevdiğim bir örnek vardır. Ateş üzerinde bir tencerede kaynayan su buhara dönüşür. Eğer o tencerenin kapağını açarsanız buhar uçar gider ve kapağı zorlamaz. Eğer kapağı açmazsak tencere içinde kaynayan suyun buharı kapağı zorlar ve sonunda kapağı fırlatır. İşte hangi düzeyde olursa olsun; bir seçim bu kapağın açılması ve içindeki buharın salıverilmesi demektir. Xxxxxxxxxxxxxxxx Seçimler gerçekten çok önemlidir. Sonuçları ne olursa olsun... Her seçimde; bir kazanan birkaç kaybeden olacaktır. Bazen kazanan sayısı (beklentileri dikkate alındığı zaman) birden fazla olabilir. Örneğin seçim sonucu yüzde 10 oy sağlamayı bekleyen bir parti; yüzde 15 almış olursa kendini "kazanmışlar" arasında görebilir. İkinci ya da üçüncü parti olsa bile. Bazen de; kazanan parti beklediğinin altında oy almış olur. Ve bu durumda kazanmış olmanın mutluluğunu buruk yaşar. Ancak sonuç ne olursa olsun; barış içinde ve kuralları çerçevesinde yapılan bir seçim çok önemli ve değerlidir. Değerli gazeteci Sayın Mete Akyol'un (nerede olduğunu anımsamasam bile) anlattığı bir olay vardır. Bir seçim akşamı İsmet Paşa'nın yanındadır. İsmet Paşa partisi ağır bir yenilgi almasına karşın; çok huzurlu ve dahası mutlu görünmektedir. Mete Akyol partisinin aldığı ağır yenilgiye karşın nasıl bu denli mutlu olabildiğini sorar. İsmet Paşa "Sonuç önemli değil" der. "Önemli olan bu seçimin barış içinde ve kurallara uygun olarak yapılmasıdır." Sonra da bir örnek verir. "Senin bir oğlun var! Değil mi" diye sorar. Olumlu yanıt alınca konuşmasını sürdürür. "Akşam eve giderken iki kişinin oynayacağı bir oyuncak aldın. Akşam; yemekten sonra oyunu kurdun ve baba oğul oynadınız. Biriniz kazanacak biriniz kaybedecek. Şimdi burada önemli olan şey; kazanmak ya da kaybetmek midir? Yoksa oğlunla birlikte o oyunu oynayabilir olmak mı?" Mete Akyol; önemli olan şeyin baba oğul o oyunu oynayabilmek olduğunu söyleyince "Seçim de öyle bir şeydir" demiş İsmet Paşa. "Kazanan ya da kaybeden önemli olabilir ama asıl önemli olan şey barış içinde bu demokratik seçimin yapılabilmesidir..." Xxxxxxxxxxxxx Umalım 12 Haziran Milletvekili Seçimleri de (sonuçları ne olursa olsun) aynı barış havası içinde ve demokratik bir anlayışın sergilenmesi şeklinde geçer. Geçtiğimiz haftalarda; siyasal parti liderleri kimi zaman birbirlerine çok sert biçimlerde eleştiriler yönelttiler. Seçim sonrasında bu tartışmaların noktalanmasında çok yarar var. Sayın Erdoğan ve Sayın Bahçeli'ye koltukları açısından pek bir tehdit olacağını sanmıyorum. Fakat bir başarısızlık durumunda Sayın Kılıçdaroğlu'nun genel başkanlığı sıkıntıya girebilir. Aslında böyle bir gelişmeyi hiç kimse için temenni etmesem bile... 12 Haziran sonrası ortaya çıkan TBMM aritmetiği çok farklı sonuçlara yol açabilecek. AK Parti'nin 330 milletvekilinden fazla kazanması yeni bir Anayasa tartışması ortaya çıkartacak. Bu durumda; AK Parti'nin TBMM içinde bir uzlaşma araması gerekmeyecek. Oysaki uzlaşma olmaksızın bir Anayasa yapılmasının çok sakıncaları var. Hele 367 temsilcilik kazanmaları durumunda iş iyiden iyiye antidemokratik yöntemlere dökülebilir. Tabii burada "çoğunluk karşısındaki azınlığa" da ciddi görev ve sorumluluklar düşüyor. Sırası geldikçe bu konuları ele alacağız...
<< Önceki Haber 12 Haziran seçimleri Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:  
ÖNE ÇIKAN HABERLER