12 yıl kadar önceydi.
Sanırım, İstanbul'a ilk yerleştiğim seneydi.
Taksim'de yürüyorum.
Meydanda, bankta oturan
yaşlı ve
hasta biri dikkatimi çekti.
Arkasından yaklaştım.
Kendi kendine konuşuyordu.
İçimden, "Kafayı yemiş bir evsiz işte" diye geçirdim.
Sağından geçip yüzüne baktığımda yaşadığım şoku ise anlatamam.
O deli, ihtiyar adam Sami Hazinses'ti.
Yıllar yıllar boyu filmleriyle evimize konuk olmuş, matrak komedyen.
Nasıl üzüldüm.
Yardım edecek imkânım yoktu.
O günlerde ben de beş parasız ve işsiz dolanıyordum işte.
İmkânım olsa kullanır mıydım, onu da bilmiyorum.
En fazla, arkadaşları uyarıp "Sami Hazinses, Taksim'de dolaşıyor. Akli dengesi yerinde değil. Şunu haber yapalım da birileri sahip çıksın" derdim, galiba.
Sonra... Birileri sahip çıktı gerçekten. Haberlerde izledim.
Ardından çok da yaşamadı.
**
Geçenlerde, Cem Erman öldü.
Kimse ismen çıkartamadı ama resmini görünce eski Türk filmlerinden hatırladık.
Cenazesini 15 kişi kaldırmış, kırgın gitmiş, giderken yanında 50
kuruş bulmuşlar, filan...
Sami Hazinses de Cem Erman da en iyi tanımlamayla ikinci
sınıf oyunculardı.
Hatta, Sami Hazinses daha meşhurdu.
Çok sayıda filmde oynamış, halkın sevgisini kazanmış olabilirler.
Olabilir yani.
Bunun karşılığını aldılar mı, almadılar mı?
Her kuruşunu alkole yatırıp sefalet ve rezillik için ölen yığınla ünlü sayarım size.
Peki, hiç aksi örnek yok mu?
Alın,
Erol Taş size...
Cankurtaran'da bir kahvehane açtı, orayı işletti. Ölene kadar da başında bekledi. Kahvesi hâlâ aktif, gidin b
akın.
Eşref Kolçak,
Serdar Gökhan... Dimdik duruyorlar.
Ediz Hun,
İzzet Günay, Filiz Akın gibi isimler, 30 yıldan fazladır aktif film çekmedikleri halde, el üstünde tutulmuyorlar mı? Kendilerine başka bir
kariyer yolu açmadılar mı?
**
Sadece sinema emekçisi değil, sokaktaki her evsiz, aç insana sahip çıkılmalı elbette. Onlara bir barınak bulunmalı, ihtiyacı giderilmeli, tedavisi yaptırılmalı. Bu başka bir sosyal vak'a.
Fakat, kişi öldükten sonra yapılan yayınlar, ortaya konulan dramlar fena halde suni kaçıyor.
"Bana sahip çıkmadılar" isyanını anlayamadığım kadar, testi kırıldıktan sonra "Sahip çıkılmadı" diye yayın yapanları da kabul edemiyorum.
Burası "Harikalar Diyarı" değil,
Türkiye.
Üzgünüm ama başının çaresine bakacaksın.
Harika
ülke olana kadar, böyle.