Başbakan'ın
Dolmabahçe'deki medya grup başkanları ve genel yayın yönetmenleriyle yaptığı kahvaltılı toplantıda 64 davetli vardı.
Sonradan iki eklemeyle rakam 66'ya çıktı.
Ulusal çapta, bu kadar çok genel yayın yönetmeni olan bir
ülke Türkiye... Toplantı, öncelikle bu açıdan ilginçti.
Günlerden cumartesiydi ama Başbakan dahil tüm katılımcılar
takım elbiseli, kravatlıydı. Üç kişi müstesna:
Ali Kırca, Yusuf
Ziya Cömert ve
Fatih Altaylı.
Ulusal
Kanal temsilcisi Turan Özlü, önemli bir renkti. Yöneticilerinin yarısı
Silivri Cezaevi'nde olan bir kanal olduklarını hatırlattı. Bunun sebebini Başbakan'a sordu. Ayrıca, "Neden siz ve bakanlarınız defalarca davet ettiğimiz halde
Ulusal Kanal'a çıkmıyorsunuz" diye de sordu.
Ciner
Medya Grup Başkanı Kenan Tekdağ, Başbakan'dan önce Bekir
Coşkun olayına bir kez daha açıklık getirdi, "
Bekir Coşkun'la yollarımızın ayrılması grubun bir iç tasarrufudur. Doğrudan veya dolaylı bir siyasi
baskı ve telkin söz konusu değildir" dedi.
Başbakan da Bekir Coşkun meselesinde, "Bu, bizi üzen olaylardan bir tanesidir. Habertürk'ten ayrılış sebebinin
Başbakanlık baskısı gibi lanse edilmesi çok çirkin, bize yönelik çok büyük haksızlık" diye konuştu.
Kenan Tekdağ, annesi ile ilgili bir anekdot da anlattı, "Annem sabahtan akşama TRT Şeş'i izliyor. Bu konudaki tebrikini iletiyorum" dedi.
Taraf'tan
Yıldıray Oğur Başbakan'a neden bir twitter hesabının bulunmadığı sordu. Başbakan, "Arkadaşlar takip ediyor, bu konuda beni bilgilendiriyor. Oturup ilgilenecek vaktim yok" diye
cevap verdi.
Hıncal Uluç'un "
İstanbul için çılgın proje" dediği fakat Başbakan'dan öğrendiği halde ne olduğunu anlatmadığı proje de merak konusuydu. Bunu soran
Sabah Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni
Erdal Şafak'tı. Belli ki, o da projeden habersizdi. Hıncal Uluç bunu Şafak'a bile söylememişti.
Nifak mı vize mi?
Ertuğrul Özkök, 24
Eylül Cuma günkü yazısını Hürriyet'in birinci sayfasından şöyle anonsladı:
"
12 Eylül referandumu,
Kürt sorununun çözümü için sağlam bir vize verdi. Şimdi bu sorunun çözümü için cesur adımlar atmaya sıra geldi."
Sahi... Özkök, 2 Eylül'de kaleme aldığı yazıda, "Referandumdan '
evet' çıkarsa yazımın başlığı 'Nifak anayasası' olacak" diye yazmamış mıydı?
Şimdi sormazlar mı adama, "nifak nasıl vizeye döndü" diye!
Tokalaşırım ama...
MHP Grup Başkanvekilleri Mehmet
Şandır ile
Oktay Vural, Hükümet'le BDP arasındaki görüşmeyi "Anlaşılıyor ki, AKP hükümetiyle bölücü
terör örgütü arasında müzakere başlamıştır" diye yorumladı.
Hatırlatalım o zaman:
Devlet Bahçeli kiminle el sıkışmıştı? Peki siz, TBMM'de o grupla yan yana otururken sürekli sırtınızı mı dönüyorsunuz?
Mini Not: İnternette aratın, Bahçeli ile Ahmet Türk'ün boy boy tokalaşma fotoğraflarını görürsünüz.