Çukurca'daki
hain saldırının hemen ertesinde yola koyulduk.
Diyarbakır'dan yola çıkıp Mardin'i geçiyor ve ondan sonra "güvenli"
bölgeyi arkanızda bırakıyorsunuz.
Hele,
Cizre'den sonra... Dicle'nin böldüğü
Gabar ve
Cudi dağlarının arasından geçiyor... Sarp arazinin kapısını aralamış oluyorsunuz.
Bu noktadan sonra, mihmandarınız... Her köşe başında bir
mayın, bir çatışma, bir pusu öyküsü anlatıyor:
- Hainler tam şurayı mayınlamıştı. Bir
astsubay şehit oldu.
- Buraya pusu attılar. 24 saat
korucu beklemesine rağmen... Nasıl olduysa!
- Şu kuytuda iki şehit var. Bombayı uzaktan kumandayla patlatmışlar. Sinyal dağıtıcı engellemesin diye, şu tepenin arkasına 1,5-2 kilometre
kablo çekmişler.
**
Cennet vatanın vadilerinde, güzelim dağlarında, tarihi köprülerinde ilerlerken
kömür madenleri dikkatinizi çekiyor, soruyorsunuz:
Halk geçimini madenden kazanıyor, galiba?
-
Kömür madenciliği ikinci sırada. İlk sırada vatan hainliği var!
**
Terör, son dönemde Türkiye'nin
Güneydoğu ucundaki iki ilde cirit atıyor:
Hakkâri ve
Şırnak.
Van'ın güneyi ve Siirt'in doğusu da çemberin içinde.
İl ve ilçe merkezlerinde hemen her gece bir
eylem var... Molotof, havai
fişek, taş atma vb.
Taş atma deyince... Çocuklar bölgede akla gelebilecek her şeyi taşlıyor. Karakolları, kültür merkezlerini, yoldan geçen araçları... Yönlendirildikleri her şeyi...
Burada... Taş atan çocuklar, öyle tasvir edildiği gibi masum bir detay değil. Hayatı kanırtan bir realite. Ciddi bir dert.
Sadece bu değil...
Güvenlik güçleri için, televizyon kanallarının haberleri sunuş biçimi de ayrı bir sıkıntı.
Misal... O gece, Cizre'de bir
sokak karışmış. Molotof eylemi var.
Bu olay, haber bültenlerine "Cizre savaş alanına döndü" başlıklarıyla taşınmış.
Oysa, bir sokakta başlayıp biten saman alevi gibi bir eylem. Cizre'de o sokakta oturanların dışında kimsenin de haberi yok. Onlar da
akşam bültende izliyor.
Yani...
Felaket tellallığı yaparken, önüne arkasına da bakmak gerekiyor.
Şırnak'taki ilk gece, Güvenlik Şube Müdürü
Murat Çetiner ile benzer
molotof eylemlerinden birinin içindeydik. Zira orada
kamera olmadığı için Şırnak "savaş alanına" dönmedi.
Bölge... Gerginliği, gerilimi, çatışmayı, operasyonu, eylemi, nümayişi... Ve
terörü... Ve savaşı... Uzun yıllar önce satın almış. Bununla yaşıyor.
Ve kesinlikle sahipsiz değil. Şırnak
Valisi
Vahdettin Özkan, son derece deneyimli bir isim...
Erzurum, Van ve Diyarbakır'da uzun yıllar görev yapmış, Olağanüstü Hal Bölge Vali Yardımcılığı görevinde de bulunmuş.
Terörü... Önünü, arkasını tüm boyutlarıyla biliyor ve irdeliyor. Halkla, polisle ve askerle iç içe...
Buna, devam edeceğiz. Bitmedi.
**
İftardan sonra... Şırnak'a hakim bir tepeden... Şehre ve hemen güneyindeki Cudi'ye bakıp çayınızı yudumlarken... "Hazreti Nuh'un gemisinin oturduğu rivayet edilen bu dağın, mutlaka
inanç turizmine açılması gerektiğini" konuşuyorsunuz. Hazreti Nuh'un Cizre'de türbesi olduğunu öğrenince hayretiniz daha da artıyor. O arada, aşağıda bir yerde patlayan bir molotof, dikkatinizi dağıtıyor. Sadece bu...
Az sonra... Muhabbete kaldığınız yerden devam ediyorsunuz.