Referandum bitti, tozu kalktı, tortusu kaldı.
O kadar
gürültü arasında kaynayan konulardan biri de
Ahmet Kaya oldu.
Başbakan'ın atv yayınında gözlerini yaşartan görüntüler üzerinde çok durulmadı.
Ahmet Kaya, Tayyip Erdoğan'ın mahkûmiyet kararı kesinleştikten sonra düzenlenen bir gecede, ona
destek vermişti. Başbakan 12 yıl önceki bu geceyi hiç unutmamıştı. Belki de bazı konuşmalarındaki Ahmet Kaya vurgusunun nedeni buydu.
Yıllar yılı Ahmet Kaya
Zülfü Livaneli ile kıyaslandı, karşılaştırıldı. Aslında hiç alakaları yoktu. Hiçbir zaman da olmadı. Yolları hiç kesişmedi.
Bu vesileyle Kaya ile Livaneli arasındaki 6 mühim farkı sıralayalım:
1. Ahmet Kaya öldüğü güne kadar üretti. Hatta vefatından sonra, hayatında iken kaydedilmiş iki albümü bile çıktı. Zülfü Livaneli maalesef 70'lerde ürettiği albümlerin yerine yenisini koyamadı. 1983'te çıkardığı "Ada" albümünden sonra müzikal olarak bitti. Hâlâ konserlerinde eski
şarkılarını söyler durur.
2. Ahmet Kaya hiçbir zaman politi
kaya girmedi, bir parti tutmadı. Zülfü Livaneli SHP ve
CHP'de
politika yaptı, belediye
başkan adayı oldu, milletvekili olarak parlamentoya seçildi. CHP liderliğine talip oldu. Arkasını getiremedi, Ocak 2005'te CHP'den
istifa etti. 2007 seçimlerinden iki gün sonra 24 Temmuz 2007'de Vatan'da yazdığı yazıda, Genel Başkan Deniz
Baykal için "CHP'nin en büyük şanssızlığı" dedi. 2010
Mart ayında CHP'ye geri döndü. İstifa ettiğinde de, geri döndüğünde de partinin başında
Deniz Baykal vardı.
3. Ahmet Kaya protest bir şarkıcıydı. Siyasi düşünceleri vardı. Şarkı söyleyenlerin, şiir okuyanların hapse girmesini
protesto ediyordu. Özgürlükçüydü. 1998'de Ankara'da verdiği konserde başörtüsüne
özgürlük istemişti mesela... Zülfü Livaneli de siyasi yönü olan bir şarkıcıydı ama özgürlük onun için sadece bir şarkı adı olarak kaldı. Ahmet Kaya protest kimliğinin altını doldururken Zülfü Livaneli kimliği ile kalakaldı. "Ey Özgürlük" diye diye meydanları inletti, o kadar... Onu da sonra reklam müziği olarak Vodafone'a sattı.
4. Ahmet Kaya, Başbakan Tayyip Erdoğan'a hapse girdiği süreçte destek verdi. 1998 yılında onun için düzenlenen gecede sahneye çıktı. Zülfü Livaneli, ulusalcı çizgisine yakın olmayan isimlerle yan yana gelmedi. Hatta son çıktığı konserlerde Başbakan'ı aşağılayan fıkra anlatmayı sürdürdü.
5. Ahmet Kaya şarkıcıydı. Güzel türkü okurdu. Konserler verdi, parasını müzikten kazandı. Zülfü Livaneli, her işi yaptı. Şarkıcılık,
roman yazarlığı, film yönetmenliği, kültür elçiliği, köşe yazarlığı, aktif
siyaset, milletvekilliği vesaire...
6. Ahmet Kaya, 1999 yılında "Önümüzdeki kasette
Kürtçe bir
klip çekiyorum. Bu klibi yayınlayacak yürekli insanların olduğunu da biliyorum" dediği için aforoz edildi. Yurtdışına çıkmak zorunda kaldı. Hakkında yığınla
dava açıldı. Bir buçuk sene sonra Paris'te kalpten gitti. Zülfü Livaneli de 12
Eylül sürecinde yurtdışındaydı. Yasaklıydı. Sonra döndü. Egemenlerle barıştı, sonraki hayatında sorun yaşamadı. Hatta 1994 yılında
UNESCO tarafından iyi niyet elçisi olarak görevlendirilince bir zamanlar giremediği ülkesi ona kırmızı pasaport bile verdi. Parlamentoya girdi, ömür boyu VİP'i kullanmayı da garantiledi. 30 yıl sonra
12 Eylül darbecilerine yargı yolunu açacak düzenlemeye "
Hayır" dedi.