Nicedir beklediğim haber nihayet dün geldi: 'Amerika'daki Türk
papazlar'dan
Ergun Caner'in yıllardır kandırdığı üniversiteyle ilişkisi kopma noktasına geliyor. Kendisiyle kardeşinin yıllardır hem etinden, hem sütünden, hem derisinden yararlanan Liberty
Üniversitesi bir fakültesinin dekanlığını teslim ettiği Ergun Caner'in 'yalancı' ve 'sahtekâr' olduğunu kabullenmek zorunda kaldı...
Benim için hayli eski bir mesele bu iki kardeşin serencamı... İkiz kuleler ile Pentagon'a uçaklı saldırıların yapıldığı 11
Eylül'ün (2001) kışkırtıcı ortamında birdenbire ABD'de ortaya çıkmışlar ve "Bizler Türkiye'de bu tür eylemler için kamplarda mücahit olarak yetiştirilmiştik, bizleri İsa kurtardı" iddiasıyla konferanslar vermeye, kitaplar yazmaya başlamışlardı.
İddiaları şuydu: Bir dinadamı olan Türk babaları kendilerini birer 'mücahit' olarak yetiştirmek üzere kamplara göndermişti. Sonunda yolları 1978 yılında ABD'ye düşmüş, hayatını öğrendikleri Hz. İsa sayesinde Hıristiyanlığı keşfetmişlerdi.
16 yaşında Hıristiyan olmuş Ergun Caner, kendisinden birkaç yaş
küçük kardeşi Emir ile birlikte...
Kendileri üzerinden ABD'deki
Müslümanlara "Siz de bunlar gibi olun, kurtulun" propagandasını yapmak için yayımlanmış bir broşürde şu bilgilere rastlamıştım 2002 yılında: "Ergun, bir Müslüman müezzinin (
İngilizcede bulunmayan bu sözcüğü 'mwazien' diye yazmışlar) büyük oğlu.
Müezzin vâiz gibi bir şey. 1982'de, henüz 16 yaşındayken, bir lise arkadaşının dâvetiyle, Columbus/
Ohio'da bir âyine katıldı ve İsa'yı kabul etti. (..) Ergun'un anne-babası o sırada ayrı yaşıyorlardı ve 'kurtuluşa erdiğini' duyan babası buna karşı çıktı. Ergun inancından dönmeyince babası onu evlâtlıktan reddetti. (..) Bu, ilişkilerinin sonu oldu; tam 17 yıl, ölümünden üç gün öncesine kadar, Ergun babasını görmedi."
Sonradan Hıristiyan olan biri ne zaman papazlığa yükselir? Ergun ve kardeşine bir kilise hemen 'papaz' unvanını bağışlamış... Ergun Caner "Hıristiyan olmuştum, ama henüz İngilizce bilmiyor, dini metinleri anlayamıyordum" da diyor...
Şimdi ise
Arapça biliyormuş; ABD'deki Müslüman-kökenli 20 papazdan biriymiş... İslâm hakkındaki görüşlerini BM'nin kültür işleri
komisyonunda da anlatmış...
"Müezzin (yoksa vâiz mi demek istiyor? TK) çocuğu olduğum için Kur'an ve hadis öğrendim" diyor Ergun Caner ve bu bilgisi üzerine oturttuğu 'uzmanlığını' konuşturarak, 1500 yıldır defalarca tekrarlanmış, son yıllarda bizde de epey müşterisi çıkmış İslâm-karşıtı tezviratı tekrarlayıp duruyor."
Bunları yazdığımda henüz yazdıklarından haberdar değildim; şimdi kitapları kütüphanemde ve bu sebeple yaptıkları tezviratın kendilerinden önce başkaları tarafından sürekli tekrarlananlardan ibaret olduğunu daha iyi biliyorum.
O zaman konuya değindiğim Kulis'i bitirirken "Merakımı bağışlayın" dedikten sonra şu soruyu sormuştum: "Özgeçmişleri boşluklarla dolu Caner Biraderler kimdir, tanıyanınız var mı?"
Müezzinlik yaparken İsveç'te tanışıp evlendiği kadından iki çocuk sahibi olmuş, sonraları gittiği ABD'de boşanmış Caner soyadlı bir müezzini bizde tanıyabileceklerden
cevap beklerken, ses önce Londra'da yaşayan bir 'pijamalı gazeteci'den geldi. Mohammad Khan adlı araştırmacı 'Türk papazlar' diye de meşhur Caner Biraderler'in geçmişini deşince hayatlarının neredeyse bütün ayrıntılarında yalan söylediklerini bulup kendi internet sayfasında neşretti.
Bir kere Türkiye'de doğdukları ve büyüdükleri yalanmış; İsveç'te doğmuşlar ve kendilerini Müslüman olan babaları değil Müslüman olmayan anneleri büyütmüş... Karı-koca ABD'de boşanmış;
aile ABD'nin Ohio eyaletine, çocuklardan büyüğün 15 yaşında olduğu 1978 yılında değil, henüz 11 yaşında olduğu 1974'te yerleşmiş...
Konuyu Londralı Khan'dan alıp Ergun Caner ve destekçilerine karşı topyekün bir savaşa dönüştüren ise Amerikalı bir bayan: Debbie Kaufman... Debbie Hanım, "Caner yalan söylüyor" diye başlayıp görevden alınmasını takiben "Bu konuda bir daha yazmayacağını" duyurduğu son yazısına kadar, "Ergun Caner hiçbir zaman iddia ettiği gibi Müslüman değildi, yalan söylüyor" demeyi sürdürdü.
Liberty University Amerika'da en radikal Hıristiyanların desteğiyle kurulmuş bir üniversite; Jerry Falwell Liberty Üniversitesi'nin her şeyi. Kendilerinin Türkiye'deki mücahit kamplarında
11 Eylül türü eylemler için yetiştirilmiş birer fanatik iken Hıristiyanlığı kabul edip kurtulduklarını söyleyen Caner Biraderler'e kapılarını sonuna kadar açıp iki fakültenin başına onları getirmişti Liberty...
Caner Biraderler'in 'sahtekâr' ve 'şarlatan' olduğu iddialarına karşı aylar boyu direndi destekçileri; sonunda kendi kurduğu komisyon karşı-iddiaların doğru olduğunu tespit edince Falwell ve Liberty daha fazla direnemedi.
Bir yalanın balonu da böyle patladı.