Bugün bir fikri takip yazısı okuyacaksınız. Loca'nın parasını şahsi işleri ve eşi için kullandığı iddiasıyla yargılanan 'Büyük Üstad' ve iki arkadaşı
mahkeme tarafından
beraat ettirilmiş. Bildiğim kadarıyla aynı konuda benzer başka davalar da var, ama ilk karar bu işte.
Sizler de bilesiniz diye yazıyorum: Bugüne kadar Masonluğun güçlü olduğu ülkelerde,
örgüt veya yöneticileri aleyhine açılan davalarda 'cezalanan' pek olmadı. Bırakın örgütle ilgili mali açıdan yolsuzluk ithamlarını, kurbanının yanıbaşında elinde kanlı bıçakla yakalanan Mason zanlılar bile, Stephen Knight adlı
İngiliz araştırmacıya göre, bir yolunu bulup cezadan yırtabiliyor...
Bizde herhalde böyle olmuyordur.
Knight Türkçeye 'Biraderlik' adıyla çevrilmiş önemli eserinde (The Brotherhood), İngiliz yargısı ve polis teşkilâtında Mason biraderlerin birbirleriyle nasıl
dayanışma içine girip ayıpları kapattıklarını örneklerle anlatıyor. Ona göre, Mason biraderlerin birbirini tanımasına vesile olan simgeler bu tür durumlar içinmiş... Örgüte girerken edilen ve sonuçta bir Mason'un zor durumdaki bir başka Mason'u her halükârda koruyacağına dair
yemin de aynı sonucu almaya yarıyormuş...
Düşünün: Suç işleyen bir 'Birader', Emniyet'te önemli görevlerde bulunan Loca'dan kişilere, kendisinin de Mason olduğunu belli ediyormuş... Sinyali alan polis şefi girişte ettiği yemini hatırlıyor ve kanıtları perdeleyecek biçimde davranıyormuş... Mahkemeye çıkılınca da aynı şey; yargıçlar arasında 'Birader' bulunup bulunmadığını yine sinyalle öğrenip onun üzerinde yoğunlaşıyormuş zanlı...
Scotland Yard ve
Adalet Bakanlığı 'Biraderlik' kitabında anlatılanların gerçeği yansıtıp yansıtmadığını öğrenmek için
soruşturma açtı ve ardından her iki kurumda ciddi bir
temizlik yaşandı.
Orası
İngiltere. Masonluk orada
vücut buldu. Bizde herhalde böyle bir şeyler olmuyordur.
Beraatle biten konu, Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası yeni yönetiminin, eski Büyük Üstad döneminde yolsuzluk yapıldığı iddiasıyla ilgiliydi. Mahkemeye sunulan dilekçede, çok kişisel harcamaların bile ortak kasadan yapıldığı ileri sürülüyordu. Sanıkların avukatı, “Yapılan harcamalar
toplum yararına yapılmıştır” demiş... Hâkimler de 'beraat' kararını vermiş...
Neticede Masonlar'ın ortak parası 'dul kadının kesesi' demek; o keseden istediği gibi sarf etmeye yetkili Büyük Üstad... Öyle olmalı ki, eski Büyük Üstad, “Harcamalar örf ve âdetlerimize uygun yapılmıştır” diye kendisini savunmuş...
YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN