Ne yani,
Milliyet gazetesi el değiştirdi diye İnan
Kıraç hakkında yayın serbestisi mi geldi? Kaç gündür medyada adı üzerinde fırtınalar koparılıyor. Dün önemli bir ifşaat da
Vatan gazetesinde çıktı.
Konuya müdahil olmazsam kalemim şişer...
İnan Kıraç ülkemizin en büyük patronu Vehbi Koç'un damadı. Profesyonel ömrünün büyük bölümünü ağabeyi Can Kıraç'ın başında olduğu
Koç Holding'te geçirdi İnan Bey... Can Kıraç 1991'de
holdingin başından çekildi; İnan Bey de onu izledi. Can Bey erkene aldığı emeklilik günlerini evinde kolajlar yaparak geçiriyor; İnan Bey ise ayrılırken devraldığı
Karsan'da
araç üretiyor.
En son Karsan mamulü otomobili
New York taksisi yapma çabasıyla gündeme geldi İnan Kıraç...
Şahsen Kıraç Ailesi'ne ilgim hayli eskilere dayanır.
1991 seçiminden başbakan çıkmak üzere hazırlanan Süleyman
Demirel, meydan meydan dolaşıp, "Özal'ı
Çankaya'dan indireceğiz" demeye başlamıştı. Hatırlatmama gerek var mı, bilmem: 1991 Can Kıraç'ın Koç Holding'in başından âni bir kararla çekildiği yıldır.
Lâfına değer verdiğim kulağı delik bir dost, "Süleyman Bey Çankaya üzerinde uyguladığı baskıyla Turgut Özal'ı yıldırıp sahaya çekme, boşalacak adrese de Can Kıraç'ı gönderme hesabının içinde" tezini fısldayıverdi.
Etrafa
kulak verince böyle bir hesabın gerçekten var olduğunu fark ettim...
Olayı "Vehbi Bey Can'ını Demirel'e ödünç veriyor" diye özetleyen aynı dost, "Bu denklemde önemli kişi İnan Kıraç'tır, Can Bey'e saygı duyar Demirel, ama İnan Bey'i dinler" demişti bana...
Kıraç Ailesi'nin iki ferdi de, Can Kıraç o günlerde kıyasıya birbirine girmiş
Hürriyet ile
Sabah gruplarının patronlarını bir yemek masası etrafında buluşturana kadar, iş hayatı dışındaki meşgaleleriyle hiç gündeme gelmemişti...
Erol Simavi ve
Dinç Bilgin'in yemekten kardeş kardeş ayrıldığını görünce bildiklerimi okurlarla paylaştım.
Zaman'da çıkan (11
Eylül 1991) 'Demirel'in
cumhurbaşkanı adayı' başlıklı yazım büyük
gürültü kopardı. Gazete köşelerinde, haftalık siyasi dergilerde konu işlendi durdu. Gürültü, Can Kıraç 10 Ekim'de (1991) bana gönderdiği nazik mektupla aday olmadığını açık bir dille bildirene kadar sürdü.
Can Bey nezaketini hiç yitirmedi, 'kendisini önemli hissetmesini sağlayan' o iki ay için hâlâ bana teşekkür eder, gönderdiği mesajlarla...
Bazıları
CHP'de Kemal Kılıçdaroğlu'nun liderliğe yürüyüşü ve
Önder Sav ile kadrosunun tasfiyesi sürecinde İnan Kıraç'ın oynadığı rolle ilgili Mehmet
Baransu imzalı haber çıktığında şaşırmış göründü. Oysa İnan Kıraç'ın sürekli 'racon kestiği' bilinir.
Galatasaray Kulübü'nde "O gitsin" dediği gider, "Şu gelsin" dediği başkan olur... Son yayınlar üzerine yaptığı düzeltmede, siyasetle ilişkisini işleri ve ekonomiyle sınırlamış olsa da, gerçeğin bunun çok ötesinde olduğunu en iyi
iş dünyası bilir.
Her kritik ortamda yanına beş öndegelen işadamını da alarak
Ankara yoluna düşer İnan Kıraç. İktidar partileriyle arayı bozmaz, Ak Parti de bunun istisnası değildir. Ancak Vehbi Bey'in siyasi mirası gözüyle baktığı CHP'yi sürekli yakın gözetimi altında tutar...
Eski bakanlardan Mehmet Turgut anılarında Vehbi Koç'un siyasete ilgisinin aşırı sola uzandığını başından geçen bir olaya dayanarak anlatır. 1965'te TİP'e seçimde kullanmaları için araçlar tahsis etmiştir Koç Holding. Mehmet Turgut "Bu ne iş?" diye sorunca, "Orada da tanıdıklarım var, ne yapayım?" cevabını vermiştir...
Onun yolundaki İnan Bey de
Cumhuriyet gazetesinin büyük hissedarıdır bugün...
İnan Bey önce Kemal Kılıçdaroğlu'nu "
Önder Sav, Mustafa
Özyürek,
Onur Öymen gibilerden uzak dur" diye uyarmış... Deniz
Baykal'a da aynı isimleri parti yönetiminden uzaklaştırması tavsiyesinde bulunmuş... Kurultay'a hazırlanan Baykal'ın yakınlarına "Onlar varsa, beni listenize almayın" demiş Kılıçdaroğlu...
Sonrası malum. Baykal gitti, Kılıçdaroğlu geldi, o grup CHP yönetiminden silindi...
Dün Vatan'da Sanem Altan ilginç bir anekdot aktarıyor. Çetin Emeç'in eşi Bilge Hanım'ın yıllar sonra "Yakalanan katilin gerçek olduğunu düşünmüyorum" dediği
röportajı yapan Sanem Altan'dı. Röportaj sonrasında ağlamaklı hale getirecek biçimde "Bitmiş kapanmış bir konuyu neden açıyorsun?" diye Bilge Emeç'i azarlamış İnan Kıraç...
'İslâmi
terör' hesabına kaydedilmiş suikastla ilgili büyüyen kuşkular bir işadamını neden böyle garip tepkiler vermeye sevk eder ki?
Bir zamanlar dokulmazdı; Milliyet ile Vatan etki alanından çıkınca böyle oldu galiba...