Bir, "Anadolu'da kadınlarımızın, bacılarımızın taktığı yemeni, tülbent, başörtüsü" var ve Baykal bu örtünme biçimini milli, masum ve saygıdeğer buluyor. Bir de "türban" var. Baykal'a göre türban "Emevi, Abbasi, Arap Vahhabi yorumunun bir dayatması", hatta bir "yabancı üniforma"dır! Yabancı üniforma veya içimizdeki düşman! Baykal'ın sözleriyle coşan milletvekilleri dakikalarca ayakta alkışlıyor! Baykal'ı dinlerken düşündüm; Sayın Baykal, "yabancı üniforma" giymiş genç kızı ve annesini niye bağrına basmıştı?! Yoksa şu birkaç gün içinde mi türban "yabancı üniforma" oluverdi?! Yabancı üniforma! Baykal'ın türban için "Bana oy verin, ben çözeyim" diyen eski konuşmalarından uzun alıntılar yapmayacağım! Şimdi yaklaşan mahalli seçimleri gözeterek aşure dağıtmak, türban yasağını şiddetle savunmak gibi yaklaşımları elbette olabilir. Toplumun bu kesimi de elbette temsil edilecek. Ama "yabancı üniforma" suçlaması çok insafsızdır! Sayın Baykal, dün bağrına bastığı kızları nasıl bir töhmet altına soktuğunu, nasıl bir paranoyayı, cepheleşmeyi körüklediğini fark ediyor mu? Öyle bir paranoya ki, evinde dersine çalışıp dışarıdan açık lise sınavına giren, çoğu yaşını başını almış kadınlar üzerinde bile korkunç bir baskı! Öyle ya bunlar "yabancı üniformalılar"dır! Atatürk döneminde "millet mekteplerine" giden kadınların da başı örtülüydü! Acaba Baykal'ın sözleri kürsü coşkusu içinde 'amacı aşan' ifadeler miydi?! Bilmiyorum, ama şu kesin ki, bu cepheleştirici tavır, bu 'iç düşman' kuşkusu soğukkanlı düşünmeyi yok eder! Çözüm getirmez, sorunu kangrenleştirir! Sayın Baykal; "Anadolu'daki kardeşlerimizin taktığı tülbent, yemeni, başörtüsü"nün de yasak olmasını nasıl içine sindiriyorsunuz?! AKP ve MHP'nin hazırladığı taslak da türban üzerindeki yasağı devam ettiriyor, "büyükannelerimizin başörtüsü"nü serbest bırakıyor sadece. Yapıcı uyarılar Öbür yandan, Prof. Ergun Özbudun'un uyarıları ciddidir: Anayasa'nın 42. maddesinde yapılan değişikliğe "yükseköğretimde" kaydı konulmazsa, liselerde de serbestlik gündeme gelebilir! Prof. Özbudun dün öğleyin CNN TÜRK'te bu uyarıyı yaptı; öğleden sonra AKP ve MHP'nin 42. maddeye "yükseköğretimde" kaydını koyacakları haberi geldi. Demek ki yapıcı uyarılar etkili oluyor. Prof. Özbudun, serbestlik kapsamına çarşafın da girmesinden kaygılı. Bence tanımda geleneksel başörtüsünün kastedildiği belli ama madem böyle bir kaygı da var, Komisyon'da metin elden geçirilerek bu endişe de giderilmelidir. Şimdi bir soru: "Hayatta en hakiki mürşit" nedir? Bilimsel araştırmalar tesettürlü kızların, üniversiteye gittiklerinde "eşitlik, özgürlük, bireysellik, çoğulculuk" gibi modern değerleri daha çok benimsediklerini gösteriyor. Laikçi önyargılar ise bu kızların modern bilimleri okumasına karşı! Şimdi "en hakiki mürşit"inizi seçin: Bilim mi, önyargı mı?!