DIŞİŞLERİ Bakanı
Ahmet Davutoğlu,
Zürih’e hareketinden önce gazetecilerle görüşüyor. Kimse Zürih’te bir
imza krizi yaşanmasını beklemiyor. Uzun müzakerelerle her ayrıntı kararlaştırılmış çünkü...
İmza
töreni Zürih Üniversitesi’nden yapılacak!
Türkiye’nin istediği gibi, törene ABD, Rus ve
Fransız dışişleri bakanları katılacak. Türkiye’nin bunu istemesinin sebebi, bu üç ülkenin Karabağ’la igili Minsk Grubu’nun eşbaşkanları olması...
Törene,
Ermenistan’ın istediği gibi, AB Yüksek Temsilcisi Javier Solana da katılacak. Ermenistan’ın bunu istemesinin sebebi, sırf ‘Minsk Grubu’ görüntüsünün, yani Karabağ ilişkisinin öne çıkmaması...
Tören,
İsviçre Dışişleri Bakanı’nın tam 3 dakikalık konuşmasıyla başlayacak.
İmzalar atıldıktan sonra, Davutoğlu ve Nalbantyan en çok 5’er dakika konuşacaklar. Fazla değil, çünkü ‘çok laf’ sorun çıkarabilir!
Böyle iyimser bir şekilde Zürih’e gelindi, otele yerleşildi...
Kriz başlıyor
Ermenilerden bir talep geliyor:
- Üzerimizde diasporanın ağır baskısı var. Sayın Davutoğlu’nun konuşma metnini görebilir miyiz, bizi sıkıntıya sokacak bir şey olmasın?
Davutoğlu’nun cevabı:
- Tabii görebilirsiniz, biz de Nalbantyan’ın konuşma metnini görelim.
İki taraf birbirinin metninde “kabul edilemez” ifadeler buluyor! Konuşarak çözemiyorlar. Kriz patlıyor!
Üç kelime
Nalbantyan, Davutoğlu’nun konuşma metnindeki “Kafkasya’da barış, Kafkasya’da istikrar” kavramlarının vurgulanmasına
itiraz ediyor. Çünkü bu, Karabağ ve Azerbaycan’ı da içeren kavramlar!
Davutoğlu ise Nalbantyan’ın konuşmasındaki üç kelimeye şiddetle karşı çıkıyor.
“Without precondition!”
Yani “Ön şart olmaksızın!”
Ermeni diplomatlar ağustos ayındaki görüşmelerde de bu üç kelimeyi Protokoller’e de koymak istemişler, Türkiye şiddetle karşı çıkınca vazgeçmişlerdi.
Şimdi ‘resmi konuşma’ olarak kayda geçirmek istiyorlar.
Nalbantyan’ın bu üç kelimeyi vurgulamak istemesindeki amaç, Protokoller’in ve işleyecek olan sürecin Karabağ sorunundan ve soykırım iddialarından bağımsız, ilgisiz olduğu mesajını vermek!
Böylece diasporayı tatmin etmek.
Davutoğlu şiddetle tepki gösteriyor:
- Bundan ısrar ederseniz bütün süreç çöker. Kesinlikle olmaz!
Araya İsviçreliler giriyor, kriz çözülmüyor.
Clinton,
Lavrov, Solana devreye giriyor, çözülmüyor.
Ara çözüm: Konuşma yapılmasın
Bunun üzerine İsviçreliler diyor ki:
- Üç saat oluyor, imzasız dağılmak skandal olur! Misafir bakanları daha fazla bekletmek de uygun değil. Konuşmalardan vazgeçin, konuşmasız
imza töreni yapalım!
Kabul ediliyor, alkışlar arasında imzalar atılıyor, konuşmalar yapılmıyor.
Ünlü Ermeni şarkıcı Charles Aznavour heyecanla Türk heyetinin yanına gelerek
tebrik ediyor ve diyor ki:
- Bu mutlu günü annemle babamın da görmesini çok isterdim!
Aznavour Ermenistan’ın İsviçre Büyükelçisi’dir.
Canlı yayınlarda Nalbantyan biraz sıkıntılı gözüküyordu.
Hayırlı olsun... Ama görülüyor ki, bu uzun ince yolda daha hayli krizler çıkacak, süreç krizleri aşa aşa ilerleyecek; inşallah.
Bunun üzerine bir de
Sarkisyan maça gelmezse, süreç bütün motivasyonunu kaybeder.
Sayın Sarkisyan’ı özlemle beklediğimizi yazmalıyım.