JAPONYA korkunç bir deprem ve daha korkunç bir tsunami felaketi yaşıyor.
Nükleer sızıntı korkusu da cabası.
Fotograflarda görmüşssünüzdür, binalar sürükleniyor ama yıkılmıyor. Hatta yüksek binalar deprem sırasında esnemiş ama yıkılmamış. Sebep, depreme dayanıklı inşaat teknolojisiyle yapılmış olması. Bu bir...
İkincisi, “
erken uyarı
sistemi”nin rolü...
Japonlar 1995’teki büyük depremden sonra ülkeyi baştan aşağı bu sistemle donatmış. Sistem sayesinde deprem 10-15 saniye önce cihazlarla tespit edilmiş, otomatik olarak bütün elektrik ve gaz şartelleri inmiş. Böylece daha büyük yangınlar önlenerek muhtemel 300 bin kişinin hayatı kurtarılmış.
Üçüncüsü, japon halkının soğukkanlılığı... Ne panik ne yağma...
Deprem başlayınca kendini masanın altına atıp başına minder koyarak ‘ilk tedbir’i alan küçücük çocukları görüyoruz. Japon’yada genel eğitim seviyesi Avrupa’dan yüksektir, deprem eğitimi ise, belli ki mükemmel.
Üç unsur; tabiat hadisesi, bilim ve teknoloji, insan unsuru...
Tabiat hadisesi
Dünya deprem haritasında ilk dikkat çeken, Pasifik’in iki yakası, Asya’nın ve Avustralya’nın doğusu ile
Amerika kıtasının batısı...
Japonya burada... Birinci Derecede Deprem bölgesi; en sık ve en şiddeli depremler buralarda oluyor. Aşağıdaki haritada deprem bölgelerini gösteren kırmızı hatlara bakalım...
Harita’da
Hindistan ve
Rusya ‘
temiz’ ama aradaki
Pakistan, sonra
İran ve
Türkiye “ikinci derecede deprem kuşağı”ndalar.
Çünkü, dört milyon yıl önce kuzeye doğru hareket eden Hint kıtası Asya’yı sıkıştırmış, sıkışan arz parçası Himalaya dağ silsilesini oluşturmuş... Onun için Hindistan ve Rusya
deprem bölgesi değil.
Pakistan, İran, Türkiye ve
Güneydoğu Avrupa’nun bulunduğu deprem kuşağına “Himalaya-Alp kuşağı” deniliyor. İkinci derece deprem bölgesi... Onun için bilim adamları “Türkiye’de Japonya’daki gibi 8.8 şiddetinde deprem olmaz, en fazla 7 civarı olur” diyorlar.
Deprem, Allah’ın günahkar kullarını cezalandırdığı
ilahi bir şiddet eylemi değil,
doğal bir âfettir, tabiat hadisesidir ve kökleri 4 milyon yıl öncesindedir.
Modernleşme meselesi
İzmit-
Adapazarı depremi elbette hala zihinlerimizde, acıları hala taze... Soruyoruz; biz niye böyle depreme dayanıklı binalar ve sistemler kuramıyoruz diye?
Tsunamiyi, depremi, dayanıklı inşaatı uzmanları bilir. Gazetelerde, TV’lerde anlatıyorlar.
Ben sade şunu söyleyebilirim: Deprem karşısında “bilim ve teknoloji” ile “insan unsuru”, beş on yılın, otuz kırk yılın sorunu değil.
1905 yılında Japonya Rusya’yı yere serecek askeri güce, dolayısıyla ekonomi, bilim ve teknoloji gücüne ulaşmıştı. Biz 1912 yılında
Balkan devletlerine mağlup olacaktık!
Elbette her olayın kendine özgü sebepleri var. Ama geçen yüzelli yılı bir kaç cümleyle özetlemek gerekirse, Japon modernleşmesi bu yüzelli yılda bizimkinden her dönemde daha başarılı oldu. Avrupa’dan uzak coğrafyası da buna katkıda bulundu.
Dört milyon yıl önceki tektonik hareketlerin sonuçları bugün depremlerle ortaya çıktığı gibi, yüzelli yıllık modernleşme sorunları da bugün
ekonomik ve teknolojik düzey farkları halinde ortaya çıkıyor.
Piyasa ekonomisi ve
demokrasi Türkiye’nin gelişmesini hızlandırmıştır. Depremin felaketlerini asgariye indirmek için bile daha da hızlanarak devam...