Kamu alacaklarının yapılandırılması için hazırlanan
kanun tasarısı dün açıklandı.
Başbakan Yardımcısı Ali
Babacan ve Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer'in birlikte yaptıkları açıklamaya göre, tasarının iki temel amacı var. Birincisi, küresel
kriz nedeniyle kamuya olan borçlarını ödemekte zorlanan iyi niyetli vatandaşa kolaylık getirmek. İkincisi, ekonomiyi
kayıt altına almak.
Peki bu iki temel amacı olan kanun ne zaman yürürlüğe girecek? Kanun henüz tasarı halinde bulunuyor. Dolayısıyla en
erken aralık ayının sonunda yürürlüğe girebilir
kanun tasarısı.
Borçlarını yeniden
yapılandırmak isteyenler, kanun yürürlüğe girdikten sonra iki ay içinde kanundan yararlanmak için başvuracaklar. Sosyal güvenlik primleri için Haziran 2010,
vergiler için de 31 Temmuz 2010 tarihinden önceki borçlar için bu kanun geçerli olacak.
Kanun tasarısının kapsamına gelince… İki temel kamu alacağı olan vergiler ve sosyal güvenlik primlerinin yanı sıra,
vergi cezaları,
gümrük vergileri, su,
atık su, elektrik, öğrenci
kredi geri ödemeleri,
trafik cezaları,
KOSGEB, TRT, organize sanayi bölgeleri dahil olmak üzere idari para cezaları ve gecikme zamları tasarı kapsamına alınıyor. Ayrıca
TOBB üye aidatları ile özelleştirilen 7 elektrik dağıtım bölgesinin ödenmeyen elektrik bedellerinin gecikme zamları ve cezaları da tasarının kapsamı içinde bulunuyor.
Bu arada ekonomiyi kayıt altına almak için
vergi incelemesi gören
mükellefler de, matrah artırımında bulundukları ve
kayıt dışı kalan varlıklarını kayda aldıkları takdirde, haklarındaki vergi incelemesi durdurulacak. Ve mükellef,
küçük bir vergi ödemesi yaparak, vergi dairesiyle olan geçmiş yıllardaki anlaşmazlıklarını giderebilecek.
Haciz işlemleri duracak. Böylece geniş kapsamlı bir vergi barışı sağlanacak.
Peki borçlar nasıl yapılandırılacak? Borçların anaparalarında ilke olarak
indirim yapılmayacak. Sadece gecikme zamları silinecek. Silinen
gecikme zammı yerine, borçlara, toptan
eşya ve üretici enflasyon oranı uygulanacak. Böylece örneğin 2009 yılına ait borçlara, yüzde 30 gecikme zammı yerine yüzde 5.93 üretici enflasyon oranı uygulanacak. Eğer borçlu
yeniden yapılandırmadan faydalanmak isterse, borcunu peşin ya da
taksitli olarak ödeyebilecek. Taksitler iki ayda bir olmak üzere 6, 9, 12, 18 ay, bir yıl ile üç yıl arasında değişecek. Taksitlerin ödenmesini ikiden fazla aksatanların borcu tekrar eski haline dönecek. Böylece yeniden yapılandırma onlar için ortadan kalkacak.
Taksitli ödemelerde borç tutarının hesaplanmasına gelince… Taksit sayısına göre borç tutarı belli bir
katsayı ile çarpılacak. Ödemeler 6 taksitte yani bir yılda yapılacaksa borç enflasyon oranıyla bugüne getirildikten sonra 1.05 katsayısıyla, 9 taksitte, 1.07, 12 taksitte 1.10, 18 taksitte 1.15 katsayılarıyla çarpılacak. Taksitler kredi kartıyla da ödenebilecek.
Gelelim söz konusu kanundan yararlanmayıp kayıt dışında kalmakta ısrar etmenin yaratacağı sorunlara…
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, küresel krizin ardından
Türkiye'de gelir, kurumlar vergisi ve katma değer vergisi oranlarının diğer ülkelere göre düşük düzeyde kaldığını ileri sürdü. Babacan, eğer böyle uygun vergi oranlarında da kayıt dışında kalmakta ısrar edilirse, mükellefler için hayatın zorlaşacağını söyledi. Maliye'ye yeni bin beş yüz denetim elemanı alınacağını, dolayısıyla denetimlerin sıkılaşacağını açıkladı.
Peki bu tasarı bazı göze çarpan eksiklikleri de giderilip yasalaşırsa ne olacak? Başbakan Yardımcısı Babacan, dün, artık ekonominin özel
sektör öncülüğünde büyüdüğünü ve
özel sektörün ekonomide sorumluluk yüklendiğini, bu nedenle kurumsallaşması gerektiğini söyledi.
Babacan'ın söylemi doğru bir söylem. Çünkü özel sektörün, devlete, 'artık sen çekil, ben yapacağım' diyerek, hem yetkili ve etkili olup hem de kayıt dışında kalmayı sürdürmesi düşünülemez. O halde tasarı yasalaştığında, artık resmi kayıtlara göre yarısı kayıt dışı olan Türkiye ekonomisinde kayıt dışının yüzde 15 seviyelerine gerilemesi şart.