Yunanistan Başbakanı
Yorgo Papandreu, iki yıl önce borca batmış bir
Yunanistan devraldı. Büyük bir uğraş verdi ve
ülkesinin borçlarının yarısını sildirdi. Ama bu süreçte bir siyasi olarak kredibilitesini kaybetti. Çünkü
kurtarma planını uygulamak için alınan tasarruf önlemleri Yunan halkının önüne dokuz yıl sürecek sıkıntılı bir süreç koydu.
Ekonomiyi düze çıkaracak bu sıkıntılı sürecin, kim olursa olsun bir siyasetçiye iktidarı kaybettireceği açık. Papandreu da bu gerçeği biliyor. Dolayısıyla Yunanlı lider
Türkiye'nin eski Başbakanı
Bülent Ecevit'in 2001'de yaşadıklarından da
ders alarak kemer sıkma programını
referanduma götürmeye karar verdi.
Hatırlanacaktır, Bülent Ecevit de aynı Papandreu gibi
batık bir kamu maliyesi devralmıştı. Dönemin siyasetçileri Süleyman
Demirel ve
Erdal İnönü ikilisi "kim ne veriyorsa beş lira fazlasını veriyorum" diyerek ve kadınları 38, erkekleri 42 yaşında
emekli ederek devletin maliyesini batırmışlardı. Zaten ardından da IMF ve krizler geldi.
Ecevit, Demirel-İnönü ikilisinin popülist politikalarının verdiği hasarı ortadan kaldırmak için
Kemal Derviş'i yurtdışından getirtip Güçlü Ekonomiye Geçiş Programı'nı hazırlattı. Sonra
erken seçime gidince de kaybetti.
İşte bu hataya düşmemek için Papandreu erken seçim yerine referanduma giderek "ya kurtarma paketini kabul edin ya da eurodan çıkalım" sloganıyla yeni bir
propaganda dönemine girip iktidarda kalabilmenin yolunu arayacak. Belki de bu aklı Papandreu'ya Kemal Derviş verdi. Çünkü Ecevit'e danışmanlık yapan Derviş'in Papandreu'ya da danışmanlık hizmeti verdiği bilgisi gazetelerde daha önce yer aldı. Hatta Derviş, Financial
Times gazetesine de bir yazı yazarak Yunanistan'ın güneş ve denizle kurtulacağını belirtti.
Peki referandum ne zaman yapılacak? Beklentiler referandumun 2012 Ocak'ında olacağı yönünde. O döneme kadar piyasalar endişeli bekleyişini devam ettirecek. Yani oynaklık sürecek. Belki yarın toplanacak G-20 liderler zirvesinde Papandreu'yu ve
piyasaları ikna edecek kararlar çıkarsa endişeler azalabilir. Çünkü dün
Almanlar borç konusunun tekrar müzakere edilemeyeceğini açıkladı.
Peki
Yunanlılar referandumda neyi oylayacaklar?
Eurodan çıkıp çıkmamayı oylayacaklar. Aslında pek çok Yunanlı ekonomist, eurodan çıkılıp, tekrar ulusal para birimleri "drahmi"ye dönmenin akılcı bir yol olacağını ileri sürüyor. Onlara göre, drahmiye geçip yüzde 50 devalüasyon yaparak, ek para basıp pek fazla sıkıntı çekmeden işin içinden çıkmak mümkün görünüyor.
Hatta pek çok Yunanlı ekonomist Yunanistan'ın, Türkiye ile
rekabet şansını euroya geçmekle kaybettiğini ve ekonomisinin gerilediğini söylüyor. Yunanistan'da
otel oda fiyatlarının, Türkiye'nin iki katı olduğunu, bunun nedenini aşırı değerli euroya bağlıyorlar. Hatta "biz başkasının parasını kullanıyoruz euro bizim paramız değil" diyorlar. Tabii Yunanlı ekonomistler,
Avrupa para sistemine girerken aldıkları özel yardımları unutuyorlar bu arada. Çünkü Yunanistan'a AB tarafından 84 milyar euro
bağışın yanında bir de ayrıca para birliğine uyum yardımı yapılmıştı. AB sürecinde Türkiye 1963'ten beri sadece 1.7 milyar euro bağış alabilmişti. Ayrıca Yunanistan, Türkiye'ye
Ankara Antlaşması'nda taahhüt edilen 4'üncü mali protokoldeki yardımları ve gümrük birliği yardımlarını AB'ye tam üye olunca veto edip ödettirmemişti.
Gelelim bütün bunları niye anlattığımıza... Komşumuz Yunanistan sorunlu bir ülke, sorunlarını çözmesine Türkiye de yardımcı olmalı. Ama bu defa Yunanistan'ın sorunları sadece yakın komşusu olan bizi değil tüm dünyayı ilgilendiriyor ve Yunanistan her yere negatif dışsallık saçıyor. Öyle böyle değil borcu 500 milyar dolar. Şimdiden ABD'de Yunan borçları nedeniyle finansal kuruluşlar batmaya başladı. Bakalım Yunanistan'dan alacaklı olan
Fransız ve Alman bankaları ne yapacaklar?
Krize girmemenin, batmamanın yolunu nasıl bulacaklar?