Enerji Bakanı
Taner Yıldız geçen hafta bazı
gazete köşe yazarlarıyla yaptığı toplantıda, Türkiye’nin
2023 yılına kadar 120 milyar dolar tutarında enerji yatırımı yapacağını söyledi.
Bu yatırım tutarının içerisine
üretim, iletim ve dağıtım için yapılacak yatırımlar dahil edilmiş. Türkiye’nin şu anda
elektrik üretimi yapacak kurulu gücü, Devlet Planlama Teşkilatı’nın hazırladığı 2010 yılı programında “46 bin megavat” olarak belirtiliyor. Türkiye’de kurulu elektrik üretim kapasitesinin yüzde 49,1’i doğalgaz santralleri, yüzde 20,1’i
linyit santralleri, yüzde 17,8’i hidrolik santraller ve yüzde 1,3’ü rüzgâr ve
jeotermal enerji santrallerinden oluşuyor.
Gelelim Türkiye’nin 2023 yılına kadar ihtiyacı olan kurulu kapasiteye... Mevcut kapasitenin üzerine azami 30 bin megavatlık yeni kapasite ilave etmek yeter de artar. Anlayacağınız, yaklaşık 75 bin megavata ulaşacak bir elektrik üretim kapasitesi Türkiye’nin on üç yıl sonraki ihtiyacını karşılar.
Peki, Türkiye’de önümüzdeki on üç yılda yapılacak enerji yatırımlarının
maliyeti 120 milyar dolar tutar mı? Tutmaz.
Çünkü, linyit santrallerinin, kuruluş maliyeti megavatı 750 bin ile 1 milyon 250 bin dolar arasında kömürün kalitesine göre değişiyor.
Doğalgaz santrallerinin megavatının kuruluş maliyeti 375 bin dolar tutuyor. Hidrolik santrallerde megavat kuruluş maliyeti bir milyon dolar civarında seyrediyor.
Nükleer santrallerde megavat kuruluş maliyeti 2-2,5 milyon dolar tutuyor. Rüzgâr santrallerinde ise megavat kuruluş maliyeti 1 milyon dolar oluyor. O halde, 30 bin megavatlık ilave gücü, tamamen
nükleer santral kurarak sağlasanız 60 milyar dolar tutar. İlave kapasiteyi kömür, rüzgâr ve hidrolik elektrik santralleri yaparak inşa etseniz, maliyetler en fazla 30 milyar dolara ulaşır. Hepsini doğalgaz santrali olarak devreye alsanız maliyet 11,2 milyar dolar olur.
Gelelim iletim ve dağıtım yatırımlarına...
Türkiye’nin enerji iletiminde çok fazla yeni yatırıma ihtiyacı yok. Çünkü 2004’te doğalgaz
boru hattı uzunluğu 4 bin kilometreydi bu uzunluk şimdi 14 bin kilometreye çıktı. Yani Ak Parti hükümetleri döneminde 10 bin kilometre ilave doğalgaz hattı yapıldı.
Elektrikte ise durum doğalgazdan farklı değil. Diyelim, yeni 20 bin kilometre uzunluğunda iletim ağı inşa edeceğim. Bunun da kilometre maliyeti 100 bin dolar tutuyor. Dolayısıyla ilave iki milyar dolar maliyet getirir.
Başka ne var? Türkiye’nin bundan sonra yapacağı enerji yatırımları şehirlerdeki havai hatların yeraltına alınmasından ibarettir. Bunun da maliyeti beş milyar doları geçmez.
O halde nereden çıkıyor bu 120 milyar dolarlık yatırım? Anlaşılan birileri
Enerji Bakanı’nı yanlış bilgilendiriyorlar. Çünkü, bazı özel firmalar yüksek tutarlı
fatura kesip maliyeti yükseltmekte pek beceriklidirler. Bazı elektrik santrali üreten
yabancı firmalar da “malın değerinin üzerinde tutarlarda fatura” kesmekten çekinmezler.
Enerji projelerine
kredi veren bazı bankalara gelince... Onlar da kredi verirken yüksek tutarlı faturalara, kendi kârlarını, dikkate aldıkları için göz yumarlar. Çünkü daha fazla
faiz ve
komisyon alırlar. İşte bu nedenle, Türkiye’nin 2023’e kadar yapılacak enerji yatırım maliyetinin yeniden hesaplanmasında fayda var. Çünkü önümüzdeki on üç yılda Türkiye’de yapılacak enerji yatırımlarının maliyeti 120 milyar dolar değil, tutsa tutsa ancak 50 milyar dolar tutar. Bazılarının kârlarına kâr katması için vatandaşın sırtına 120 milyar dolar maliyet yüklemeyelim.