Biyoyakıt üretimine başlanmasının ardından,
gıda için ayrılan tarım alanları azaldı. Biyoyakıt kullanımıyla tarım alanları daralırken, bir başka gelişme daha oldu. Dünyanın en kalabalık ülkeleri Çin ve Hindistan'da 300 milyon insan 15 yılda düşük gelir grubundan orta gelir grubuna çıktı. Dolayısıyla küresel gıda talebi çoğaldı.
Doğal olarak bu da gıda fiyatlarına yansıdı. Gıdaya ayrılan arazilerin azalması ve artan gıda talebi fiyatları hızla yükseltti. Maalesef
Türkiye, gıda ve tarımda yaşanan bu değişimi görmekte çok geç kaldı.
1999'da IMF ile yapılan
stand-by anlaşması Türkiye'nin tarım körlüğüne somut örnektir. Türkiye, IMF'nin stand-by koşulu olan "tarım
ürünlerinin desteklenmemesi" şartını itirazsız kabul etti. "Üretsen de üretmesen de
tarla tapusuna devlet desteğini al ve üzerine otur" önerisini onayladı. Bu koşul, son dönemde Türkiye tarımına vurulmuş en büyük
darbe oldu.
İşte IMF'nin bu koşulunu değiştirip tekrar ürün desteğine dönerek tarımda yeni hamle başlatan
AK Parti'nin
Tarım ve
Köyişleri Bakanı
Mehdi Eker, "bazı çevrelerin, geçmişteki hataları yok sayıp yüksek beklenti oluşturduğunu ve yapılanları görmezden gelmeye çalıştığını" ileri sürüyor. Oysa dört yılda tarıma dayalı 3 bin 100 sanayi tesisinin üretime geçtiğini ve önümüzdeki üç yılda bu sayının 6 bine ulaşacağını belirtiyor.
Tarıma dayalı sanayi tesisi sayısı üç yılda ikiye nasıl katlanacak derseniz... Bunun yolu, "Yarısı senden, yarısı benden, tamamı senin" modelinde yatıyor. Yani devlet, proje bedelinin yarısını hibe olarak veriyor. Bu modelle kurulan tarıma dayalı sanayide bugün 28 bin kişi çalışıyor.
Düşünün...
Diyarbakır Bismil'e bu modelle kurulan topraksız teknolojik seralardan Mersin'e
sebze gönderiliyor.
Gelelim Tarım Bakanı Eker'in
CHP genel başkanlarıyla ilgili değerlendirmesine... CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun, "87 yıllık
Cumhuriyet döneminde sadece AK Parti Hükümeti canlı
hayvan ve et
ithal etti" demesine rakamlarla şu cevabı veriyor. Bakan Eker, 1991-1996 DYP-SHP Koalisyon Hükümeti döneminde, 127 bin ton et ve 771 bin baş kasaplık hayvan ile 40 bin damızlık hayvan ithal edildiğini ileri sürüyor. Ancak Avrupa'da hastalık çıkınca,
Ağustos 1996'da ithalatın durdurulduğunu belirtiyor. Ve ithalatın 2000'de yine serbest kaldığını söylüyor.
Bakan Eker,
kurbanlık ithaline de, "Cumhuriyet tarihinde ilk defa biz Trakya'yı hastalıktan arındırdık. Trakya'ya hastalık sokmamak için mecburen kurban için ithal hayvan getirdik. Böylece Trakya'daki hayvanları hastalıktan koruduk. CHP Başkanı, bunu anlayacak bilgiye sahip değil" cevabını veriyor. Bakan Eker, eski CHP lideri Baykal'ın da tarım konusunda bilmeden konuştuğunu ileri sürüyor. Baykal'ın, "Elazığ'da hayvan çoktu şimdi 2 bin hayvan kaldı" ifadesi üzerine hemen rakamları çıkarttırdığını ve Elazığ'da 117 bin büyük baş hayvanın besi kaydında olduğunu söylüyor. Seçim meydanlarında tarımla ilgili tartışmalar işte böyle...
Gelelim AK Parti'nin niye üst üste
seçimlerden başarılı çıktığına... Seçim gezilerinden birinde
bakan koltuğuna oturan mahallenin çocuğunu devlet görevlilerinin oradan kaldırmaya teşebbüs etmediğini gördük. Elitlerin cumhuriyetinin halkın cumhuriyetine dönüştüğüne tanıklık ettik. "Nerden, nereye", bu olsa gerek...