Kazandırmayan ihracat!


Cari açığı azaltmak şöyle dursun, "ithalata aşırı bağımlılık yönüyle" adeta besleyen ihracatımızın mal ve hizmet deseni; yeni kronik sorunumuz halini almaya başladı. Uzun yıllar "trafik canavarı" hakkında ileri geri konuşup, lâf ürettik. Sonra gördük ki bir şeyleri değiştirmeden hiç bir şey değişmiyormuş. Cezaları arttırdık, Bütçe'ye ek gelir sağlama dışında, trafik canavarına etkisi olmadı. Daha sonra işi samimiyetle ele aldık ve sürücülerin bilinç düzeyini yükseltmekten, yol kalitesine, sinyalizasyon ve duble yol çözümlerine dek bir dizi tedbiri almaya başladık. Her ne kadar bayramlarda azsa da ancak bu sayede trafik canavarını dizginleyebildik. Benzer kronik sorun; hiper enflasyondu. Kayıp Yıllar 1990'larda enflasyon canavarına küfretmek, her basın mensubunun adeta "milli görevi" idi ama işe yaramadı. Bedelini, hem de en ağır tarifeden; 2001 krizinde "ödeyerek" bu sorunu çözebildik. Şimdi tek haneli enflasyon ile yaşıyorsak, kronikleşen yapıyı, içtenlikle çözme iradesi gösterdiğimizdendir. Şimdi hepimizin dilinde cari açık ve "kazandırmayan ihracat" var. Kazandırmayan çünkü; "katma değeri düşük" mal ve hizmet desenine sahip. Daha da vahimi, tek birim ihracat için en az üçte ikisi kadar ithalat zorunluluğumuz olması... Son 10 yıldır İstanbul Sanayi Odası'nın Sanayi Kongreleri, katma değeri yüksek üretim yapısı için söylenmesi gereken her şeyin söylendiği forumlarla geçti. Ancak gördük ki; bu yıl "havanda dövülen su", ertesi yılın kongresinde "elekle taşındı" ve neticede niteliksiz ihracat düzlemine sıkışıp kaldık. Küresel krizin 2008'de "teğet geçmiş" hali dahi, bu kronik sorunu ele alış şeklimizde bir kırılma oluşturabildi. Şükür ki artık, "ithalata bağlı ihracat" ezberi dışında daha nitelikli arayışlarımız var. Mesela sanayicilerin ihtiyaç duydukları girdileri daha düşük maliyetli temin etmelerini ve ithal girdi bağımlılığının azaltılmasını amaçlayan Girdi Tedarik Stratejisi, buna bir örnek oluşturuyor. Şimdi sıra; Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan' ın dile getirdiği, teşvik sistemi değişikliğinde... Önceleri "herkese", sonrasında "yöreye", derken "bölgesel" ve ardından "sektörel" uygulanan teşvik sistemi; bu defa doğrudan ara malı ithalatını azaltmaya yönelik "alana" uyarlanacak. Temel yaklaşım; cari açığı azaltmaya yönelik olacağı. Detayları henüz netleşmemiş olsa bile bir kez işin can alıcı noktasını düşünmeye başladığınızda, hele de odaklıysanız ve samimiyseniz, çözüm; bir şekilde gelişiyor. Ancak bunu yaparken, daha önce bu alanda atılmış adımlar; misal Sanayi Kongreleri çıktıları, bakanlığın fazlaca iddiayla takdim edilen Sanayi Strateji Belgesi ve üniversitelerin "kafası çalışan kadroları" da hesaba katılmalı. Ekonomi Bakanı, tam da var oluş tanımına uygun olarak, cari açığı azaltmak ve kazandıran ihracatı tesis etmek adına, sorunun paydaşlarını orkestra şefi tarzında yönlendirmek zorunda... Aksi halde; "sorunlar bizi eskitiyor da biz sorunları eskitemiyoruz" halimize devam...
<< Önceki Haber Kazandırmayan ihracat! Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER