Şiddetin ilk mağduru her zaman çocuklar oluyor. Şiddete şahit olmaları dahi
hasar almaları için yeterliyken, onlar çatışma ortamlarında şiddete çoğu kez doğrudan dâhil oluyorlar. Bu konuda en şanssız çocuklarımız ise hala Doğu illerindeki çocuklarımız... Eğitimsizlik ve
ekonomik sıkıntılar
aile içi şiddeti bu illerimizde her daim sıcak tutuyor. Kızlarımız henüz çocuk yaşta kendisinden çok
yaşlı insanlarla evlenmeye zorlanıyor. Çoğu durumda bu evlilik karşılığında para alınıyor. Evliliğe karşı çıkan, evden kaçan kız çocukları ise namus temizleme adı altında katlediliyor. Şiddetin en büyük mağdurları ise
teröre
kurban verdiğimiz çocuklar. Terör hem çocukları öldürerek
hedef alıyor, hem de kaçırıp
terörist yaparak.
***
Çoğu zaman dikkatlerden kaçıyor, ancak
örgüte Türkiye’den
katılımların neredeyse tamamı çocuklar arasından.
18 yaş üstü örgüte katılım
ihmal edilebilecek kadar az. En son ele geçen deliller gösteriyor ki
PKK işi iyice azıtmış ve 7-8 yaşındaki çocukları dahi silahlı eğitimden geçirmeye, hatta onları hainlikle sözde yargılamaya başlamış.
Peter Warren Singer ‘Savaş’taki
Çocuklar’ (Children at War, University of
California, 2006) adlı kitabında PKK-çocuk bağlantısını bakın nasıl anlatıyor:
“PKK, sistematik olarak çocukları örgüte almaya 1994 yılında başladı. Hatta örgüt sadece çocuklardan oluşan ‘alaylar’ bile oluşturdu. 1998 yılında PKK’nın 3.000 kadar reşit olmayan çocuğa sahip olduğu
rapor edildi, bunların içinde silahlı en
küçük PKK militanı ise 7 yaşındaydı. Bunların % 10 kadarı kız çocuklarıydı. PKK ayrıca
yurt dışından örgüte çocuk almakla da tanınıyor, örneğin İsveç’te olduğu gibi okula veya yaz
kamplarına devam eden göçmenlerin çocuklarını hedef alıyor”. (s.19)
***
PKK kamplarını ziyaret eden herkes bu bilgileri doğruluyor. Bazen PKK’nın övünmek için gösterdiği fotoğraflarda da 7 yaşında, 11 yaşında çocuklar görülebiliyor. Geçen yıl
Danimarka gazetesi Berlingske Tidende Roj TV’nin eski direktörü Zonoozi’nin çektiği kamp görüntülerini yayımlamıştı. O fotoğraflarda 14-16 yaşında pek çok silahlı çocuk görülüyordu. Ancak Zonoozi’nin gazeteye verdiği bilgilere göre kampta 8-9 yaşında da çok sayıda çocuk bulunuyordu. İlginç olan ise Zonoozi’nin kamptaki çocukların büyük bir kısmının İran’dan ve Avrupa’dan olduğunu söylemesiydi.
Örgüt Türkiye’de ve Batı Avrupa’da aileleri çocuklarını örgüte göndermesi için zorluyor. Bazı örneklerde görüldüğü üzere her aileden en az bir kişi PKK’ya katılmak zorunda bırakılıyor. Çocuğunu örgüte göndermeyen bazı aileler ise tehdit ediliyor, hatta başka şekillerde cezalandırılıyor.
***
Bir de ‘
gönüllü olarak’ örgüte katılanlar var. Bunların çoğunluğu aile içi şiddetten kaçtığı için PKK’yı bir sığınak gibi gören çocuklar. Bir şiddetten kaçıyorlar, daha büyük bir şiddete sığınıyorlar. Bu çocukların bir kısmı zamanla fikrini değiştiriyor ve evine dönmek istiyor. Ancak o zaman da
ihanet ile suçlanarak çok vahşice cezalandırılabiliyorlar. Kaldı ki kendi rızası ile örgütte kalan 7 yaşından 18 yaşına kadar binlerce çocuğun örgütte kalmak için kendi rızası olsa ne olur, olmasa ne olur. Nihayetinde bunlar çocuk ve bunun adı da
çocuk istismarı.
Özetle PKK aynı zamanda çocuk sorunu anlamına geliyor. Polisin önüne gösterici diye sürülenler de çocuk, dağda terörist olarak yetiştirilenler de. Bu yaz yaşadıklarımız bir kez daha kanıtladı ki PKK terörünün en büyük kurbanları çocuklar.
Anne karnında terör kurbanı olan da var, kalabalık bir sokakta havaya uçurulanı da. İstatistikler gösteriyor ki PKK’nın bugüne kadar bilerek ve isteyerek öldürdüğü çocukların sayısı 300’ü aşıyor. Yarın bu sayı ne olur, işte bunu kimse bilmiyor.